Taliban rejiminde kadın olmak!

A -
A +
Afganistan çıkmazı bütün dünyanın gündeminde… Taliban’ın ülkeye hâkim olmasıyla aklımız Afgan kadını üzerinde takılı kaldı. Havalimanındaki infial uyandıran görüntüler erkeklere mahsus olsa da kadınların görünmezliği üzerinden meseleye yaklaşmakta fayda var zira bu ülkede kadın tabiri caizse bundan böyle birer “Hiç!” … Taliban’ın dünyaya verdiği mesajlara aldanmamak gerek. Kendi yerini sağlamlaştırmak, ülkeye sorunsuz yerleşmek için sözde genel af ilan edip, “kadınların da birtakım hakları vardır” mealindeki sözler, tepeden tırnağa takiyyedir! Her türlü teknolojiye, pozitif bilimlere karşı tutumuyla öne çıkan bu radikal örgütün devlet olması (!) hiç kimseyi yanıltmasın! Taliban, aynı Taliban’dır. Bir zamanlar Hanefi-Maturidi çizginin egemen olduğu bu coğrafyada şimdilerde Vehhabi, Selefi akımların birer toplamı olan kendilerine has bir din telakkisiyle ortaya çıkan bu adamlar, bu coğrafyaya sadece mutsuzluk, huzursuzluk, yoksulluk, geri kalmışlık ve kanlı gözyaşı getirdiler! Bundan böyle bu adamların değiştiğini/değişeceğini iddia eden varsa yanılıyor… Geçtiğimiz gün devrik Afgan Merkezî Hükûmetinin bir Özbek Türkü olan kadın Milletvekili Halime Sedef, gözyaşları içinde bir video paylaştı. Halime Sedef, evinin etrafının Taliban tarafından çevrildiğini, genç kardeşinin öldürüldüğünü ve bütün ailesinin öldürüleceğini söylüyor ve özellikle Türkiye’den ve Türk dünyasından yardım talep ediyordu. Halime Sedef gibi eğitim görmüş, kariyer sahibi pek çok kadın bütün dünyadan canhıraş yardım istedi… Bunlar sesi çıkabilen kadınlardı. Ya okuma yazma bilmeyenler? Ya teknoloji kullanamayanlar? Ya korkuyla eve kapananlar? Ya çaresizlikten boyun eğenler? Afganistan, kadınlar için tam bir cehennemdir! Taliban’ın denetiminde olan bölgelerde bugüne kadar kadınlar sekiz yaşına kadar sadece 1 yıl eğitim alabiliyorlardı! Sekiz yaşından sonra burka giyip eve kapanmak gerekti! Taliban’ın kadın ve eğitim hakkındaki tavrı ne yazık ki budur! “Osama” adlı bir Afgan filmi vardır. Afgan yönetmen Sıddık Barmak’ın yaptığı bu drama, Taliban rejiminin kadına bakışını anlatan çok iddialı bir filmdir. Altın Küre ödüllü bu filmin kahramanı, 13 yaşındaki Osama adlı küçük kızdır. Babası Taliban’a karşı savaşırken ölmüş, anne, büyükannesiyle bir başlarına kalmışlardır. Hemşire olan anneye Taliban artık çalışma izni vermemektedir. Evden çıkamadıkları için açlık baş göstermiştir. Bir gece büyükanne, küçük kızlarının saçlarını keser, babasının elbiselerini küçültüp giydirerek Osama’ya erkek kıyafeti giydirir. Böylece yanında mahremi olduğundan hem anne dışarı çıkabilecek hem de küçük kız çalışabilecektir. Bir aile dostunun pastanesinde küçük kıza boğaz tokluğuna iş bulunur. Küçük kız, her akşam bir ekmek ve biraz süt ile eve dönmektedir. Taliban, bir süre sonra o yaşlardaki bütün erkek çocukları Taliban kamplarında eğitim vermek için toplar. Osama da erkek sanıldığı için yüzlerce erkek çocuk arasındadır ancak bir süre sonra bu fark edilir. Anında küçük kıza burka giydirilip hapse atılır ve yargılama başlar. Ölümle cezalandırılır lakin seksenlik ihtiyar Molla, kızı affeder ve nikâhına alır! Sadece bu mu? Ünlü Afgan yazar Dr. Halit Hüseyin, Afgan kadınlarının nasıl bir cehennemin içinde olduklarını en yalın biçimde “Bin Muhteşem Güneş”, “Uçurtma Avcısı” adlı eserlerinde anlatarak bütün dünyanın dikkatini çeker. Açıkçası inanmakta zorlandığım bu hikâyeleri evimizin tadilatını yapan ustanın yanındaki Afgan işçiye sorarak teyit ettirmiştim. O genç çocuğun bu anlatılanlar doğru mu şeklindeki soruma verdiği yanıt ise şu olmuştu: “Bunlar ne ki!”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.