Kazakistan kaosu -2-

A -
A +

Kazakistan yaralarını sarmaya devam ediyor…

Ülke genelinde asayiş büyük ölçüde sağlandı. Yeni hükûmet önceki gün yemin ederek görevine başladı. Devlet ülkeye hâkim hem gerekeni hem de gereğini yapıyor!

Ancak Rus medyasından beslenen provokatörler Kazakistan hakkında kamuoyunu yanıltmaya devam ediyor. Rus, Çin, Soros diasporası ve ne yazık ki Türkiye’de çok güçlü!

Halkı kışkırtıp sokağa dökenler, bu kez “Rusya Kazakistan’ı işgal ediyor” söyleminin arkasından bir aksülamel mi bekliyor? Nazarbayev’i diktatörlükle suçlayanlar, olaylar bastırılınca çok ilginçtir Nazarbayev’i savunmaya başladı! Acaip bir durum!..

Elimde yaklaşık 15 gündür okumakta olduğum ve okudukça hayretler içinde kaldığım 650 sayfalık bir kitap var. Kitabın adı: “Türk Dünyasında İsyan ve Başkaldırı!” Türk Dünyasından yaklaşık 20 akademisyenin yazdığı kitapta çok önemli bilgiler var. Asırlarca Çarlık Rusya, akabinde SSCB esaretinde kalan Türk topluluklarının kendileriyle ve zaman zaman da Ruslarla olagelen mücadelesinin anlatıldığı kitapta Ünlü Kazak askerî önderi ve aynı zamanda son Kazak Han’ı Kenesarı Kasımulı isyanı da anlatılıyor.  (Ekrem Ayan-Senbek Utebekov)

Ünlü Kazak Han’ı Abılay Han’ın torunu olan Kenesarı, 1802 yılında Kökşetav’da doğar. Çok iyi bir asker olarak yetişir. Rusların verimli Kazak topraklarını ele geçirip üzerine kaleler inşa etmesi üzerine Rus Çarı 1. Nikolay’a, Sibirya Valisi P.D. Gorçakov’a şu mektubu gönderir:

“Aktav, Ortav, Kazılık, Jarkayın, Obağan, Tobıl, Toğızak’tan Yayık Nehri'ne kadar olan yerler zorla bizden alındı. Her yere kaleler yapılıp halkın huzurunu kaçırıp öfkesini kabartıyorsunuz?”

Kenesarı, Türkistan hanlıklarından Buhara Hanlığını ve bölgedeki Kazakları da yanına alarak 1837 yılında büyük bir isyan çıkarmıştır. 1844 yılına kadar Rusları biteviye yenilgiye uğratmış ve etki alanını genişletmiştir. 1845 yılında Orenburg Valisi Obruçev, hükûmetin görüşlerini bir mektup yazarak Kenesarı’ya; “Kur’ân’ın esaslarına göre Rusya’nın hâkimiyetinin tanınmasını" ister! Kenesarı şu tarihî cevabı verir:

“Bizden hükümdarınıza ve hükûmetinize tabi olmamızı istiyorsunuz. Şunu bilmelisiniz ki bu fikirleriniz bizim anlayışımıza uymamaktadır. Size tabi olduğum takdirde Allah’ın rızasına karşı gelmiş olurum. Onun gazabından korkar, Müslüman hükümdarların önünde utanırım!”

Kenesarı’nın bu cevabı karşısında Rus stratejisi başlar! Onu içeriden zayıflatmak için planlar yapılır. Kimi Ulu Cüz’den olan Kazak boyları ve Kırgızlar Kenesarı’ya ihanet ederler! 1847 yılında Kenesarı Han, Kırgızistan’da öldürülür. Başı kesilerek Rus yönetimine götürülür! Bunu kim mi yapar? Tabii ki kandırılan soydaşları!

Rus askerî tarihçisi V. Potto, “Kenesarı Kazakların Şeyh Şamil’idir!” der!

Sadece bu örnek dahi, Türkistan coğrafyasında asırlardır neler olup bittiğini bize net bir şekilde anlatıyor! Bugün de yine ihanet var, yine Rus’a, Çin’e, ABD’ye bilumum yabancıya öykünme var, inanma var, kanma var!

30 yaşında genç bir Cumhuriyet Kazakistan…

Bir yol kazası yaşadı. Asırlardır ilk defa bir devlet kurdu, ilk defa kendi topraklarında kendi kendini yönetmeye talip oldu. 30 yılda dev adımlar attı. 30 yıl önce 300 dolar olan Gayrisafi Millî Hasıla, bugün 11.500 dolar olmuş Kazakistan’da!

Doğu toplumlarının yazgısından mıdır yoksa çabuk inanmasından mıdır çokça fitne fücurdan mıdır bilinmez daha iyisini talep ederken öyle duygusal davranıp öyle büyük hatalar serdederler ki elde olanları da yitirirler!

Ne tarihten ders alırlar ne dünden ne bugünden!

Hasılı, Kenesarı Han ihanete uğramasaydı bugün Kazakistan 200 yıllık dev bir ülkeydi!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.