Polat'ı rahat bırakın!..

A -
A +

Beyaz yakalılar"; Galatasaray elitini, "zenciler" Galatasaray enginini ifade eder!.. "Zenciler" Galatasaray'ı büyütür, "beyaz yakalılar" Galatasaray'ı üstün kılar!.. "Zenciler", yer yüzünün dört bir yanına yayılmış, Galatasaray'ı "en çok taraftarı olan" ve "en çok sevilen" bir "dünya kulübü" hâline getirmişlerdir!.. "Beyaz yakalılar" ise, Galatasaray'ın geleneklerini, örf ve adetlerini, kültür ve eğitimini temsil ederler ve Galatasaray'ı "diğerlerinden / ötekilerden farklı" kılarlar; zencilerin de övündüğü "Galatasaraylı olma ayrıcalığı" onların damgasını taşır!.. Bu tabloyu iyi analiz edemez ve "zenciler ile beyaz yakalıları bölmeye ve çarpıştırmaya çalışırsanız", Galatasaray'a en büyük zararı verirsiniz!.. Ne yazık ki, "Zencilerin içindeki" bir grup ile "Beyaz yakalılar içindeki" bir grup, "Galatasaray'a bu en büyük zararı vermek için" adeta savaşıyorlar!.. Zenciler içindeki "militan" gruba "zenci tam tamcılar", beyaz yakalılar içindeki "militan" gruba "liseci tam tamcılar" diyebiliriz; görünen o ki, "tam tamcı" iki taraf da "böyle bir savaşın olduğuna herkesi inandırmak ve ateşi büyütmek için" çırpınıp duruyor!.. Ne yazık ki, Galatasaray'a "büyük hizmetleri geçmiş" eski başkan Adnan Polat da bu "tuzak" savaşın içine düşüyor; Disiplin Kurulu Başkanı Celal Açar da!.. Polat, "başkanlığının son döneminden beri yaptığı hatalarının artık farkında olmalı" ve hareketlerini, sözlerini "kendisine yakışacak" bir olgunluğun içinde yoğurmalı!.. Açar ise, öncelikle Galatasaray'ı, sonra da "Galatasaray'ın uzun süre başkanlığını ve üst seviyede yöneticiliğini yapmış" Adnan Polat'ı, "şike - teşvik primi iddia ve soruşturmalarına karıştıran" ve "yargı önüne çıkaran", dahası; "gönderilip gönderilmediği bile belli olmayan", bitmedi; "hiçbir delil ve belgeye dayanmayan", ama her nasılsa "bir fotokopisi Fenerbahçeli bir basın mensubunun eline geçen" ve o rota ile taaa "Fenerbahçe Başkanı'na kadar ulaşan" esrarengiz bir mektubun yazarının, hâlâ "Galatasaray Başkanı'nın danışmalığını neden yaptığını" ve de "Sportif Direktör unvanı ile" her ay "onca parayı" ücret olarak Galatasaray'dan "nasıl aldığını" araştıracağına, "öfke ve acı ile söylenmiş" bir söze mal bulmuş mağribi gibi sarılarak, "hatalarının bedelini, ibra edilmemek dahil aylardır çok ağır şekilde ödeyen" bir "eski" Başkan ile uğraşmayı görev addediyor!.. Disiplin Kurulu sayın Başkanı'nın, camianın "nedenini" bildiği ve anlayacağı bir haleti ruhiye içinde söylenmiş sözleri "hakaret sayıp" üzerine giderek, Galatasaray'ı ve eski Başkanını medyanın diline düşüreceğine, "öncelikle" Galatasaray'ı "şike - teşvik primi soruşturmasına bulaştıran" ve de rakip yöneticilerin, gazetecilerin dillerine pelesenk eden "bu" mektubun ve sahibinin peşine düşmesi gerekmiyor mu?.. Açar'a sormak gerek; diyelim ki, "Adnan Polat'ı kulüpten ihraç ettiniz" ya da "sürdürülen bu yıpratma savaşından yorgun düşen ve bıkan" Polat istifa etti Galatasaray üyeliğinden, elinize ne geçecek; "liseci" fanatiklerin alkışlarından başka?.. İnsanlık, yetiştirdiği "en büyük" filozoflardan biri olan Sokrat'ı unutmaz, unutamaz; hatta "24 asır sonra aklar" ama, onu, "Atina demokrasisine karşı çıkmak, Atina Tanrıları'na inanmamak ve bu sapık düşünceleri gençlere öğretmeye çalışarak onları ahlaksızlığa teşvik etmek" gibi iddialarla "ölüme mahkûm eden" ve "baldıran zehiri içerek ölüme gönderen" 500'ler Meclisi'nin Başkanı'nın adını bilen var mı bu dünyada?.. Sayın Açar, kendinizi "Atina'nın 500'ler Meclisi'nin Başkanı" durumuna düşürmeyiniz; daha fazla dal budak salmadan ve Galatasaray'a daha fazla zarar vermeden, Polat Dosyası'nı kapatınız!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.