'Huzur' veren bir 'özel' haber!..

A -
A +

Ülkemin "şu anda" en çok "neye" ihtiyacı var; huzura!.. Siyasetinden, sporuna, sosyal hayatından, iş hayatına kadar "her şeyde ve her yerde", insanımız "huzur arıyor!.." Basınımız, sadece "şu anda" değil, yıllardan beri, "haberciliği neredeyse çöp kutusuna atarak, ajans haberciliğinin kolaycılığını ve ucuzculuğunu baş tacı ettiği bir döneme girdiğinden beri", giderek gerileyen tiraj - kalite - itibar üçgeninde en çok "neyin eksikliğini" hissediyor; "özel" haberin!.. Türkiye Gazetesi Genel Yayın Müdürü Nuh Albayrak'ın Basın İlân Kurumu'nun dergisi, Basın Hayatı'ndaki röportajında söylediği "Huzur da vereceğiz, özel haber de" sözünü, Türkiye Gazetesi'nde okuyunca, hem bu ülkede yaşayan bir Türk vatandaşı olarak, hem de "mesleğinde eski günleri özleyen ve arayan" bir gazeteci olarak "Ona teşekkür etmemem" mümkün olabilir miydi?.. "Teşekkür" iki şekilde yapılabilirdi; birincisi, "bir teşekkür maili atardım", olur biterdi!.. Ben "ikinci yolu" seçtim; onun "Huzur da vereceğiz, özel haber de" sözüne uygun olacak, "bir özel huzur haberi" ile teşekkür etmek!.. "Duyduk duymadık" demeyin; "Fenerbahçe ile Galatasaray arasında 'en üst' seviyede, 'yazılı olmasa' da bir barış sözleşmesi yapıldı; artık kavga yok, savaş yok, birbirini suçlamak yok, 'o dedi, bu cevap verdi' tuzaklarına düşmek yok!.." Hele hele 3 Temmuz şike sürecinin başlamasından beri, gerilen spor ortamımıza, bir de "Fenerbahçeli ve Galatasaraylı başkan ve yöneticilerin zaman zaman birbirlerine karşı" söyledikleri "iğneleyici ve itham edici" sözler ve yaptıkları "olumsuz" açıklamalar da eklenince, ortalık toz duman olmuş, ülkenin "en çok taraftara sahip" iki büyük kulübün arasına bir türlü kovulamayan "karakedi" girmişti!.. Tavan "sözlü olarak" kapışınca, tabanda da "kavga ortamının savaşa dönüşmemesi" mümkün müydü; yaşanan çok üzücü olaylar bu acı gerçeği bir defa daha ortaya koydu!.. Fenerbahçe'nin "yeni" Başkan Vekili Abdullah Kiğılı'nın, Kulüpler Birliği Genel Kurulu zemininde Galatasaray'a karşı attığı "barış adımı", Galatasaray Başkanı Ünal Aysal tarafından "samimi" bir şekilde ve "memnuniyet" ile karşılanınca, "en üst seviyede" kavga ve düşmanlığın yerini "eski günlerin heyecan ve keyif veren rekabetinin alması için" köprü "yeniden" kuruldu!.. Kığılı'nın da, Aysal'ın da her şeyi zorlayarak, kimsenin, "kurmaya başladıkları bu yeni köprüye zarar vermemesi için" çaba göstereceklerine inanıyorum; elbette "kolay" olmayacak, ama olacak; zira "Türk sporuna, Türk futboluna huzuru, barışı, dostluğu getirmenin" birinci şartının, "Galatasaray - Fenerbahçe barışının ve dostluğunun geri gelmesi" olduğu ortadadır!.. Tehlike, "kaz adımlı ve kaz kafalı" fanatiklerle, bunların medyadaki "tiraj - reyting uğruna" her şeyi yapan ve yapacak olan uzantılarının, Aysal - Kiğılı mutabakatının daha ileriye gitmemesi için gösterecekleri olumsuz çabalardadır!.. Bunların tezviratını ve tahribatını önlemek, Aysal ve Kiğılı kadar, onların yönetimlerine, iki kulübün âkil adamlarına ve elbette spor basınımızın "aklı başında" kanaat önderlerine düşmektedir!.. "Eleştiri" başka şeydir, "fitne" başka şeydir; bu ayrımı iyi yapmak ve "barışı, huzuru bozacak" söz ve açıklamalardan kaçınmak, çok hassas bir denge isteyen Galatasaray - Fenerbahçe ilişkilerini "hemen olmasa da, mâkul bir zaman sürecinde" düzeltecektir!.. Fenerbahçe - Galatasaray ilişkilerinin "sportif ve sosyal anlamda" düzelmesinin, sadece sporun değil ülkemizin de huzuruna büyük katkı yapacağı, en azından sadece "diğer kulüp yönetim ve taraftarlarına değil", bu ülkede herkese, ama herkese, her kesime, her kuruluşa örnek olacağı da ortadadır!.. Kiğılı'yı da, Aysal'ı da kutluyorum; kurdukları "barış" köprüsünün de, kısa zamanda "dostluk" köprüsüne dönüşmesi yürekten dileğimdir!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.