Kediye ciğer teslim etmek!..

A -
A +

Spor Bakanı Suat Kılıç, ciddi ciddi ve nihayet "Kulüpler Yasası'nın çıkacağını ve tasarının 2013 başında Meclis'e geleceğini" söylüyor!.. Dahası "Kulüpler Yasası ile ilgili olarak Bakanlıkta hazırlık yapıldığını ve Kulüpler Birliği'nin de bir kanun taslağı hazırladığını" belirterek ekliyor; "Bu kanunu istemeyenler olacak. Bazı yöneticiler ve başkanlar rahatsızlık duyacak. Yönetim yetkilerinin kısıtlandığını düşünecek. Bu aşamada taraftarlardan destek bekliyoruz." Yani; 1 - "Nihayet" bu defa "Kanun çıkacak." 2 - Bakanlıkta "hazırlık" var. 3 - Kulüpler Birliği bir "kanun taslağı" hazırladı. 4 - Yeni kanun, "bazı başkanları ve yöneticileri rahatsız edecek." 5 - Bu safhada, "taraftarlardan destek" isteniyor. 56 yıldır gazeteci ve spor yazarı olarak "sporun içinde olan" ve de Ankara'da uzun yıllar "spor teşkilatını, bakanlığıyla, genel müdürlüğüyle, federasyonlarıyla, spor şuralarıyla muhabir olarak takip eden, yazar olarak yazıp çizen" Öcal Uluç olarak söyleyeyim ki, sayın Bakan'ın bu açıklaması beni hayal kırıklığına uğrattı!.. Neden mi; işte nedeni: Sporumuzun "uzun yıllardan beri dört gözle ve ümitle beklediği" bu önemli adımın başrolüne kim soyundurulmuş olarak görünmektedir; bizzat Sayın Bakan'ın söylediği gibi "Çıkarılacak Yasa'dan rahatsız olacakların ve istemeyeceklerin birliği olan" Kulüpler Birliği!.. Üstelik bu birlik "sporun değil, futbolun birliğidir" ve "darmadağındır!.." Soru açık; "rahatsız olacaklar ve istemeyecekler", nasıl olur da "rahatsız olacakları ve istemeyecekleri" bir yasa taslağı hazırlarlar; bu, "kediye ciğer teslim etmek" değil midir?.. Şimdi Sayın Bakan diyeceklerdir ki; "Ama işi sadece onlara bırakmıyoruz, söyledik ya Bakanlıkta da hazırlık var!.." İşte, "işin o tarafı" da bence pek ümit verici değil; zira, ben bildim bileli, "devletin bürokratlarının ve de onların kurdukları hazırlık komitelerinin hazırladığı hiçbir kanun tasarısı" sporumuzun "temel problemlerine ilâç olmamış"; sadece, o da "bazen" pansuman yerine geçmiştir!.. "Bürokrat" demek, "devlet" demektir, "bürokrat" demek, "siyasetin emrinde" demektir ve de "bu temel izleri taşıyan zihniyetin, hazırladığı ya da hazırlatacağı kanun tasarısı" da, "bugüne kadar olduğu gibi", spora hele hele "çağdaş" spora "doğru reçete" olmayacaktır!.. Dahası, 2013'ün başına "ne kadar zaman" kaldı; "Bakanlık hazırlığı" da, Kulüpler Birliği Taslağı da "ne zaman" kamuoyuna açıklanacak, üzerinde tartışmalar yapılabilecektir?.. "Zaman sıkışması" sebebiyle, "Bakanlık ile Kulüpler Birliği odalarında hazırlanan karma", doğru dürüst tartışılmadan Meclis Başkanlığı'na verilecek, daha sonra komisyonlarda "sadece siyasetçilerin görüş ve teklifleri" ile belki de hatta "rötuşlanarak" kanunlaştırılacaktır!.. Açıklamasından anladığım kadarıyla "böyle çıkacak bir kanun için" Sayın Bakan "taraftardan alkış istemektedir!.." Ben, "sporun taraftarı olarak", böyle hazırlanan ve çıkarılan bir kanuna "alkış" için bugünden söz veremem!.. >> Göztepe!.. Hey gidi "koca" Göztepe hey!.. Avrupa Kupaları'nda "yarı finale yükselmiş", dışarda / içerde başarıdan başarıya koşmuş, milli takıma "aynı dönemde" Hocası ile beraber 7- 8 futbolcu vermiş Göztepe!.. Bugün PTT Birinci Ligi'nde "10 maçta 2 gol, evet sayı ile 'iki gol' atabilmiş olarak, puan cetvelinin dibine çöken" Göztepe!.. Para var, pul var, futbolcuların, hocaların hiçbir sıkıntısı yok; son 4 / 5 sezondur "yaz ve kış transferlerinde 15 / 20 futbolcu alacak" kadar da hovarda; ama "hazin" durum ortada!.. Yıllardır takım değişiyor, oyuncu değişiyor, hoca değişiyor, ne var ki, acı tablo değişmiyor; neden?.. Zira, "Göztepe'yi satın alan" sermaye, "camiaya sırtını döndü" ve "kulüp ile yönetimin, camia ile irtibatını fiilen de keserek" kulüp ve takım yönetimini "yabancılaştırdı"; hâlâ da hatada ısrar ediliyor; çok yazık!.. >> Hadi Türkmen!.. Çok sevecen, dürüst, adam gibi adamdı, Hadi Türkmen; 63 yaşında, şeker hastalığına yenilerek, aramızdan ayrıldı!.. Futbol Federasyonu Başkanlık seçimlerinde, devreye "Alaaddin Çakıcı ve adamlarının girdiği" dönemlerde, "Biz falanı destekliyoruz, ona karşı olan listelerde yer alma, senin ve ailen için iyi olmaz" tehditleri alınca, aktif yöneticilik hayatından çekilmiş, sonrasında "ampute futbolu için" elinden gelen her çabayı göstermeyi görev saymıştı!.. Türk Futboluna ve Fenerbahçe'ye hizmetleri unutulmaz!.. Nur içinde yatsın ve mekânı cennet oldun; ailesine, dostlarına başsağlığı ve sabır dilerim!.. >> Yanlış hesap!.. Sercan / Volkan / Ozan; Bursaspor Başkanı'nın "5'er 10'ar milyon dolarlar, eurolar" talep ederek, "onları isteyen" büyük kulüplere vermediği, milli takımın ve futbolumuzun geleceğinde "temel taşı" olması beklenen üç oyuncu; bugün "neredeler" ve "ne hâldeler?.." O gün "o anormal paraları isteyerek" bu futbolcuları "satmayan" yönetim, saha sonra "çok daha az paralar alarak" ikisini elden çıkardı; Ozan da sırada!.. "Gitmek isteyeni, çok yüksek bonservis ücretleri istemek sureti ile zorla elde tutmanın" yanlışlığını ortaya koyan 3 örnektir, 3 Bursasporlu futbolcu!.. Hem Bursaspor zarar etmiş, hem de üç futbolcunun futbolları yara almıştır; "sonradan onları alanların" da zarar ettiği görülmüyor mu?.. >> Bırakın, gizli / saklı bir şey kalmasın!.. Hemen hemen hiçbirini seyretmediğim için, "ne söylendiğini, nasıl söylendiğini" bilmiyorum, ama bildiğim bir şey var; "Vay efendim neden Aziz Yıldırım için bu programlarda söylenmedik lâf bırakılmıyormuş, bu nasıl işmiş, artık yetermiş" yaygaralarının zavallılığı!.. Madde bir; ben bildim bileli bu ülkede her gün, her gece, ülkenin cumhurbaşkanları, başbakanları, bakanları, siyasetçileri, generalleri, sanatçıları, sporcuları hatta bu ülkeyi kurtaran, bu devleti kuranlar hakkında programlar yapılır, akla hayale gelmedik sözler söylenir, iddialar ortaya atılır ve tartışılır; durum "böyle" iken, bir kulüp başkanına neden "ayrıcalık" yapılsın?.. Madde iki; dünyanın her yerinde, "hakkında böyle iddialar bulunan" ve "bunlardan arınmadan koltuğunda oturmaya devam eden" cumhurbaşkanları, başbakanlar, bakanlar, başkanlar "gündemden düşmez" düşürülmez, "medyanın bir görevi" de budur!.. Madde üç; "aklanıp gelmeyen" kişilere "Aklan da gel, yoksa her gece ramp ışıklarında kalırsın" demek ve "bu mesajı vermek", demokrasilerde ve hukuk devletinde "basının hakkıdır" ve basın da bu hakkı "korkusuzca" kullanmalıdır!.. Madde dört; keşke, eski Beşiktaş ve bugünün Futbol Federasyonu Başkanı için de, "şirketler / hisse senetleri" üzerinde birçok iddia ortaya atılan ve mahkemelere düşen Galatasaray'ın, bu konularda sorumlu olan eski / yeni başkanları için de "her gece programlar yapılıp" tartışılsa ve de ortada "gizli / saklı" hiçbir şey kalmasa!.. Dahası, "kendini aklamayanlar" da, o koltuklarda oturmaya devam etmeseler; fena mı olur?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.