Oh be, dünya varmış!..

A -
A +

Bu sezon “büyüklerimizin” Avrupa kupalarındaki “yüz kızartıcı” hâlini gören ve de yüzleri “utançtan mosmor hâle gelen” bizleri “mutlu eden” Başakşehirlileri yöneticileri, teknik adamları ve futbolcularıyla kutluyor, “Helal olsun sizlere” diyorum!..
Almanya Ligi liderini hem de Almanya’da yenerek, grubundan “lider olarak çıkan” Başakşehir için “ne kadar destan yazsak” azdır!..
Utançtan eğilmiş başlarımızı “yukarıya kaldıran” ve “Avrupa’da biz de varız” dedirten turuncu-lacivertlilere “binlerce” teşekkür!..
Kolay değil 9 puanlı Roma ve 8 puanlı Mönchengladbach önünde 10 puanla gruptan lider olarak çıkmak!..
Bakın bana, “Galatasaray’ın UEFA Kupası’nı aldığı günleri hatırlatıyor”; bu başlangıç!..
Neden olmasın; üstelik Başakşehir’in başında “Galatasaray’ın o ‘unutulmaz’ kupasına imzasını atan” futbolcuların arasında olan Okan Buruk varken!..
“Eğer ihtiyaç varsa” ocakta kadroya yapılacak “Bir iki takviye ile” neden 20 yıl sonra UEFA zirvesine yeniden oturmayalım?..
Haydi turuncu-lacivertiler, “Çıktık açık alınla!..” 

Florya zaferi!..
Bir tarafta “kâbuslar geçidi”, öte tarafta “yarınların yapılandırılması” gerçeği; Galatasaray tam da bu durumda!..
“Ümitsizlik batağındaki” Florya’yı yeniden Galatasaray’a kazandırmak, doğrusu ya  “Varsa, ki elbette var” yönetimin hata ve yanlışlarını “bütünüyle silebilecek” bir başarı öyküsüdür!..
Futboldaki kâbus “geçicidir” ama “Florya gerçeği” Galatasaray için “kalıcı” bir gelecektir!.. 
Kutlarım, Mustafa Cengiz yönetimini, ama bilmeliler ki, “bu sorunları çözerken” birilerini, hadi açıkça yazayım; “fanatik lisecileri” çok ama çok üzüyorlar!..
Ben de hep söylemiyor muyum, sizlere, Galatasaraylılar; “Hatice’ye değil, neticeye bakın” diye; devam!..
Şimdi, “sonlandırma” hedefinde “Ada” olmalı; o da olacak!..

“Heykel” hayalim bitti!..
4 Aralık’ta Türkiye’de “F.Bahçe’de “harcama limiti” uçurumu” başlıklı yazımda, “bir cümle” vardı. “Fenerbahçe’yi “bu uçurumdan kurtarmak için” nelerin yapılabileceğini anlattığım paragrafların içinde olan bir cümle. “Kurtarma ihtimallerinden birini” anlatan bir cümle.
Sabah gazetesindeki “para ve puan silme cezalarının da içinde olduğu uçurumu anlatan” haber üzerine yazdığım yazıdaki “o” cümle şuydu; “Fenerbahçe ve Ali Koç için, Futbol Federasyonu, ‘yeni bir karar’ ile ‘Talimatın uygulanmasını gelecek sezona erteler’ miydi; ‘imkânsız’ gibiydi ama ‘burası Türkiye idi’ her şey olabilirdi!..” 
Yani; “Talimatın yazdığı harcama limitini çok çok aşan ve puan silmelere kadar uzanabilecek cezalar ile karşı karşıya kalan” Fenerbahçe’ye, Federasyon “yardım elini uzatır mıydı?..
Erman Hoca’nın (Toroğlu) sütununda patlattığı bombadan “hem de Federasyon’da değil, Başkanı Nihat Özdemir’in yazıhanesinde Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ve yardımcısı ile ‘gizli’ sayılacak bir toplantı yaptığını” da öğrendiğimiz (Bu toplantı, talimatta değişiklik yapıldıktan sonra idi) Futbol Federasyonu…
Evet, Futbol Federasyonu, “Kulüp Lisans ve Finansal Fair Play Talimatını gelecek seneye ertelemedi” ama bir maddesini “sezon ortasında” değiştirerek; “Harcama limitini aşma oranını yüzde 30’dan, yüzde 40’a çıkardı!..” Yani, “alınan talimat değişikliği kararını, gelecek sezon yerine, bu sezondan başlattı!..”
Elbette, “bu talimata uymak için gerekenleri yapan ve saha içi bütün riskleri göze alan” kulüpleri mağdur eden bu “beklenmedik darbe”, sporumuz adına da, futbolumuz adına da, futbolumuzun yönetilmesi adına da, “çok konuşulacak, çok tartışılacak ‘gölgeli’ bir tabloyu ortaya çıkaracaktı” ve çıkardı; nitekim Trabzonspor başta birçok kulübün tepkisini aldı.
Federasyon, o talimatı çıkardığında da yazmıştım; “Sayın Nihat Özdemir, bu talimatı tavizsiz uygularsan, Türk futbolu senin heykelini diker” gibilerden…
Daha altı ay geçmeden geldiğimiz yere bakın!..
Bu değişiklik konusundaki “bahaneleri anlatan” Federasyon açıklamasını okurken de kahkahalarla güldüm. Zaten bizler “ağlanacak hâlimize gülmeyi” alışkanlık hâline getirmedik mi?

Nankörlük etmeyin!.. 
Hey gidi hey; daha düne bakın, bir de bugüne!..
“Mali zorluklar yaşayan” Fenerbahçe’de, basketbolda da “önemli oyuncularından bazıları” kaybedildi. Bazı “önemli” oyuncular da “sakatlandıkları için” tribünlere gönderildi; “yerlerine gelenler” gidenlerin kalitesinde değildi.
Ve de, Fenerbahçe, hem Avrupa Ligi’nde, hem Türkiye Ligi’nde “oyun olarak da, puan olarak da” geriledi.
Tabloya bakın; sadece “Fenerbahçe’ye değil” Türk basketboluna, dahası basketbolseverine, dahası Türk halkına yıllardan beri “övünç veren, keyif veren” büyük başarılara imza atan “koç” Obradovic için tribünlerden sosyal medyaya kadar uzanan zincirde “neler yazılmaya, söylenmeye başlandı”; yazıklar olsun!..
Bakınız, ben “oyuncularına küfreden” teknik adamları sevmediğim için Obradovic’e de “gönül sempatim” yoktur ama hocalığına, yaptıklarına, imza attığı başarılara saygım vardır ve olmaya devam edecektir!..
Yanlış yapıyorsunuz “böyle çirkin tepkiler koyan” Fenerbahçeliler; zira “böyle bir tepki” Fenerbahçe’ye yakışmaz!..
Obradovic’e “kendi gidene kadar” sahip çıkın; çıkmalısınız; “nankörlük” haykırışları ile bir yere varamazsınız; aksine takımınıza daha da fazla kötülük edersiniz!..

Şaka!..
Gazetelerde haberler var; “Fatih Terim’in kimyasını Ali Koç bozdu.”
Vay vay vay, bilmiyordum; “haberler ‘doğru’ ise” demek ki, “kimya bozukluğu” sâri imiş!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.