Oh be, dünya varmış!...

A -
A +

Önce Başakşehir, Manchester United'ı yendi, ardından Sivasspor, Karabağ'ı… Ve de İtalya Ligi'nin namağlup lideri Milan, kendi sahasında Fransa Ligi ikincisi Lille'e Şampiyonlar Ligi maçında 3-0 mağlup olurken üç golü de Yusuf Yazıcı attı. Böylece, Yusuf Yazıcı takımının grupta oynadığı üç maçta ikinci defa "hat-trick" yapmış oldu. İlki 4-1'lik Sparta Prag maçında idi!..
İki yıldır Avrupa kupalarında "içimizi karartan" sonuçlarla "hem ülke, hem kulüpler puanlama sıralamalarında inişe geçen" futbolumuz, tamamlamak üzere olduğumuz haftada "mutluluk çanağından birazcık demlenmemizi" sağladı!..
Başakşehir'in dünyanın en büyük kulüplerinden Manchester United'ı "şiddetli bir depremle sarsan" galibiyetinde payı olan herkesi, başta Okan Hoca ve talebeleri olmak üzere kutlamak görevimiz. Var olsunlar, sağ olsunlar!.. Bir teşekkür de, Rıza Hoca'nın Sivasspor'una; Avrupa kupalarındaki "puan kısırlığımıza" bir nebze çare oldular; kutlarım!.. Geliyorum, Avrupa, hatta dünya spor medyasında haftanın gündemine ve hatta o gündemin başına "hakkı ile yerleşen" Türk futbolcusuna…
Yusuf Yazıcıoğlu, San Siro'da attığı üç golle, sadece Lille tarihine geçmedi, Türk futbol tarihinin yanında Milan tarihine de geçti. Zira Avrupa kupalarında Milan'a, tarihinde Barcelona forması ile "hat-trick yapan" sadece Brezilyalı Rivaldo vardı, şimdi Rivaldo'nun yanına bir de Türk futbolcusu Yusuf Yazıcı yazıldı!..
Coşku içinde yazıyorum ki; "Türk Yazıcı" yazarsa işte "böyle" yazar!..
Bu arada, bir de arayış çığlığım var; "Heeey, Fenerbahçeler, Galatasaraylar, Beşiktaşlar, Trabzonsporlar nerelerdesiniz?.."

Sözler ve gerçekler!..    
"Kasap değiştirir gibi, teknik direktör değiştirirsen", sonunda kebapçı dükkânında "etsiz lahmacun" yersin!..
Bu tabiri hiç duymamışsınızdır; zira "bu satırları yazmaya başlarken", ilk defa ben yazdım!..
İşte "bir sezonda birkaç teknik direktör değiştirmeye alışmış" kulüp yöneticilerinin başına, "istisnalar hariç" tam da bu gelir!.. Şaştığım, "aynı" yöneticilerin, "birkaç sezon önce gönderdikleri" hocalara bile, yeniden "Bize gel" demeleridir!..
Şaştığım, mesela "Fuat Çapa" gibi çok başarılı olan bir hocayı gönderenlerin, "yeni kasabı da göndermeleri" ve de "yepyeni bir kasap" aramalarıdır!.. Yazdım ya, "bu gidiş" ile sonunda "kebapçı dükkanında 'etsiz' lahmacun yiyebilirler"; afiyet olsun!.. Bilmem ki, benim tarafımdan değiştirilerek yazılan "Oğlum sana söylüyorum, damadım sen anla" sözüne uygun görünen Trabzonsporlular, Antalyasporlular ve de benzerleri ne yapıyorlar?..
Eskiler olsalardı, "ne yaptıklarını" şöyle anlatırlardı; "Benim oğlum bina okur, döner döner gene okur!.."

G.Saray'da acı ve hazin tablo!..
Önce "hazin" ile başlayayım; Benim gibi, "Galatasaray'a gönül bağı olan" bir insanı bile içten içe utandırıyorlar!..
Neymiş, "Galatasaray'a yeni üye olanlardan giriş aidatı ile beraber bir yıllık da 'üyelik aidatı' alınıyormuş. Bu, tüzüğe uygun mu imiş?.."
Bu konuda "alınır, alınmaz" tartışmaları ve "hukukçu fetvaları" ve de "tüzüğe aykırı" feryatları arasında sosyal grupların yazışmalarının "baş konusu!.."
"141 üye adayının tüzüğü paspas eden sahte başvurularla üye alınması için" kıyameti koparan ve "Hayır" diyen Sicil Kuruluna, Yönetim Kuruluna "kana kan intikam" diye hücum edenler, sanki "bunlar" değil!..
Bakınız sevgili okurlarım, Galatasaray'ın 2020 yılı "üyelik  aidatının kaç lira olduğunu" da yazayım da, "hazin gerçeği" öğrenin; 400 TL!..
Kulüpler, pandemi yüzünden "kıvrım kıvrım kıvranırken" ve de Galatasaray Kulübü de, "hasılatsız bir sezonda" futbolcular başta, sporcularına aksatmadan "hak edişlerini" ödemeye çalışırken… Karşımızda; "yıllık 400 TL'nin hesabını soran" zihniyet!..
Gelelim "acı" gerçeğe; bakınız Burdur'dan Bülent Kaymaz adlı okurum, "o gerçek için" ne yazıyor:
"Galatasaray camiasında yaşananlar ve futbol takımı üzerine yazılarınız için -bir Galatasaraylı olarak- size teşekkür ederim. Ne yazık ki Türk basınında, yaşananları ve olayları sizin gibi yansız ve nesnel ortaya koyan, değerlendiren ve yorumlayan saygın 'kalem' pek kalmadı. Hele ki, Başkan Mustafa Cengiz ve yönetimini devirmek için Galatasaray'ın bütün ilke ve değerlerini çiğneyerek Galatasaray'a ihanet derecesinde sergilenen söylem ve eylemleri eleştiren, Galatasaraylılık duruşuna sahip çıkan sizden başka gazeteci neredeyse yok. Bunun için size, bir okurunuz olarak, teşekkürü borç biliyorum."
Çok acı bir tespiti, eskilerin deyimi ile "Efradını cami, ağyarını mâni / Türk Dil Kurumu Sözlüğü; Ne eksik ne fazla, eksiği artığı olmayan" bir ifade ile nasıl anlatmış, okuyucum; "… Hele ki, Başkan Mustafa Cengiz ve yönetimini devirmek için Galatasaray'ın bütün ilke ve değerlerini çiğneyerek Galatasaray'a ihanet derecesinde sergilenen söylem ve eylemler…"
Ben size teşekkür ederim Sayın Bülent Kaymaz, ben size teşekkür ederim!..

El kuralı, düdük yakıyor!..
UEFA Başkanı Aleksander Ceferin, FIFA'dan "mart ayından beri uygulanan 'yeni' el kuralının değiştirilerek eski kurala dönülmesini" istemiş.
"Eski" el kuralı da uygulamalarda tartışmalara yol açıyordu ama "yenisi" daha da büyük tartışmalara yol açmaya devam ediyor; hele ki, "penaltı düdüklerinin çalındığı ya da çalınmadığı" kararlarda!..
Futbolun "tartışmalara ve uygulamada da isyanlara varan itirazlara yol açan" pozisyonlar için bir türlü çare bulamayan "yorgun" kafası, bakalım; Ceferin'in talebini nasıl karşılayacak?..

Şaka!..
Gençlik ve Spor Bakanlığı, "2020 yılında yapılması gereken yaz olimpiyat oyunlarının Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle bir yıl sonrasına ertelendiği hatırlatarak" spor federasyonlarının seçimlerinin bir yıl ertelendiğini bildirdi.
Oldu olacak, "Galatasaray Genel Kurulunu da bir yıl ertelese idi" ya, koca camia, milyonlarca taraftar rahat bir nefes alırdı; ah şu 'Futbolun özerk olması", ah!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.