Yarınlar daha güzel olacak!..

A -
A +

Norveç beraberliğinden sonra, “Oyuncuları ile 10 gün çalışabilen” bir teknik direktörün “Neden getirildiğini” soran ve “Şenol Güneş’le devam edilmesi gerektiğini” söyleyen ve yazan arkadaşlarıma, “onların mantalitesi ile cevap verilirse” ortaya çıkacak tablo bile “Alman Kuntz’un getirilmesinin” ne kadar “doğru olduğunu” ortaya koyar!..

Bugüne kadar tarihimizde özeliyle resmîsiyle 8 maç oynadığımız Letonya’yı 97 yıl önce 1924’de yenebilmişiz, sonrasında; neredeyse aradan bir asır geçtikten sonra, pazartesi gecesi “ikinci’ galibiyet!.. Arada 6 beraberlik, 1 mağlubiyet var… Dahası, işte “10 günlük” Kuntz’un istatistiği; “bir beraberlik, bir galibiyet” ve de gelen 4 puan!.. Ya “Kalmalıydı” denilen Şenol Güneş’in “bu yılki” istatistiği; 12 maç, 5 galibiyet, 3 beraberlik, 4 mağlubiyet…

“El insaf” diyorum; “gruplarda, olumsuz puan ve averaj istatistikler rekoruna sahip, A Millî Takım’ı küme düşürten ve de Hollanda’dan yarım düzine gol yiyen” bir teknik adam için “Kalmalıydı” diyen kardeşlerim; “Dünyanın neresinde ‘böyle bir tabloya imza atan’ teknik adam” istifa etmez ve “Düşündüm; doğru olanın kalmam olduğuna karar verdim” der?..

Ve de “sizler”, ortada “böylesine acı” bir tablo varken, “10 günlük bir hoca ve alınan bir beraberlik için” Futbol Federasyonuna hesap sorarsınız; “Neden getirdiniz?..” Ve de “pişkinlik rekoru kıran” bir Hoca’ya sahip çıkmaya çalışırsınız?..

Kuntz “başarılı olamayabilir” ama göreceğiz ki, “en azından” millî takımımızı küme düşürmez, “sıfır puanlı, 8 gol yiyip, 1 gol atılabilen” grup hezimetlerine mahkûm etmez, dahası Hollanda’dan yarım düzine gol yedirmez!

“Aslında aslolan tablo” bu istatistiklerin çok ötesidir; yani Kuntz’un, “bugünün futbolunu oynayan” yeni bir millî takım oluşturup, oluşturamayacağıdır!.. “Oluşturamazsa” işte o zaman “başarısız olmuş” olacaktır; hatta “bütün istatistikleri Şenol Güneş’ten iyi olsa” bile…

Ben, Letonya maçından sonra “Futbolcularımız hiç kimsenin inanmadığı bir durumda maçı çevirecek beceriye, inanca sahip olduklarını gösterdiler. Bu da bir şeylerin değişmesinde başlangıç olabilir” diyen Kuntz’a inanıyorum, yapacaktır; “Koruğu üzüm yapan sabrı gösterebilirsek!..”

Üstelik işi daha zor; zira “Geldiğinde, Şenol Güneş’ten ‘koruk değil’, içi geçmiş üzüm tanelerinden oluşan bir salkım devraldı!..”

Millî takımımızın “gruptan çıkma ümidi” devam ediyor. Ama zor… Biz kalan maçlarımızı kazansak bile yetmiyor; Hollanda, Norveç’i yenmeli...

Geliyorum, iki maçta gözüme çarpanlara...

Caner’in arkası, rakip takımlar için âdeta “maden ocağı”, neden oynatılıyor; “orta yapıp gol attıracak”; onu da, “o değil” Cengiz Ünder yapıyor!.. Zeki Çelik de öyle… Orta sahamız, “bilmem ki Avrupa ve Dünya Şampiyonaları finalleri bir yana, grup maçları için bile” var mı?.. “Yıldızımız” Hakan Çalhanoğlu nerede?.. Son saniye penaltısı olmasa “kaptanımız” Burak nerede?..

A Millî Takım, “sadece” Letonya maçının son dakikalarında “millî takım gibi” oynadı; bu bile, “10 günlük hoca ile” Letonya’yı neredeyse “bir asır sonra yenmek için” yeterli oldu… Yarınlar daha güzel olacak!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.