Sergen Beşiktaş’ı, Terim G.Saray’ı yakıyor!..

A -
A +

Evet, “egolarını yenemeyen” iki hoca, Beşiktaş’ı ve Galatasaray’ı yakıyor!..

Geçen sezon, son haftalarda Fenerbahçe kendi sahasında Sivasspor’a, Galatasaray da kendi sahasında Rizespor’a yenilmese ya da sezon boyu iki gol fazla atsa, “şampiyon takımın hocası olamayacak olan” Sergen Yalçın ile “iki yılı boş geçen” ve “bu yılı da geçeceği hemen hemen belli olan” Fatih Terim, artık “Kral çıplak” sözünü çok açık şekilde anlatan birer örnek olarak karşımızda duruyorlar!..

Beşiktaş ”kötü gider”, Sergen Hoca’ya göre sorumlu “istediği transferleri yapamayan” yönetimdir. “İstenilen” transferler yapılır; ama “kötü sonuçlar” gelir; bu defa sebep “hakemlerdir, Merkez Hakem Komitesidir!..”

Ne var ki, bir gün gelir, gene “kötü bir sonuç alınır” ama “Transferler yapılmıştır, hakem hatası yoktur”; ne olacak; bu defa “sorumluluk alınmaz” ve açık açık “bütün takım, ilk 11’e giren, sonradan sahaya gönderilen” bütün futbolcular sorumludur!.. Ey Sergen Hoca, soruyorum; “suçu, sorumluluğu, hem de en ağır sözlerle ciro ettiğin” futbolcularının yüzüne nasıl bakacaksın?..

O futbolcular, “artık” saha nasıl güvenecekler, seni sevecekler ve sayacaklar?..

Asıl “bu sözleri söyledikten sonra”, yönetim kuruluna “istifa mektubunu göndermen” gerekmiyor muydu?.. Sergen Yalçın’dan 24 saat sonra, bir “ego bombası” da Galatasaray’ın hıncahınç dolu stadında patladı…

Fatih Hoca, “kötü oyunun, kazanılamamanın (Bedelini daha ağır ödedi, son saniye golü ile yenildi de…) eleştirilerinin” gece TV ekranlarına, ertesi sabah spor sayfalarına bütün ağırlığı ile yansıyacağını bildiği için, “tam bir hedef saptırma planı ile bugüne kadar “defalarca başvurduğu” ve de “başarılı olduğu” bir senaryoyu gene yazdı; “Bile bile ‘lades’ dedi” ve kırmızı kartı görerek, tribünlere çıktı!..

“2-0’dan Trabzonspor’a karşı 2 puan, 1-0’dan Beşiktaş’a karşı 3 puan ve de en sonunda da “10 kişilik” Fenerbahçe’ye “kendi sahasında” 1-0’dan 3 puan kaybetti. Ve de çok açık olarak ortaya çıktı ki, Burak Başkan, “Üç yıllık gençleştirme projesini, ‘genç, egosuz ve Fatih Terim gibi has’ bir Galatasaraylı hoca” mesela Bülent Korkmaz ile yapmalıydı!..

‘Mustafa Denizli Stadı’ olmalı!
Alsancak’ta yapılan ve cuma günü açılacak olan yeni stada “konulacak ad konusunda” hiç düşünülmemesi gerek; Şenol Güneş’in, Fatih Terim (iki stat)’in ve Gürsel Aksel’in statları varsa ve olmuşsa, elbette Alsancak Stadının adı da “Mustafa Denizli Stadı” olabilir, olmalıdır!..
Türk futbolunun “Avrupa kupalarındaki tarihini değiştiren” bir hocadır, Mustafa Denizli, sadece İzmir’in, Altay’ın değil, “Türk futbolunun, Türk spor tarihinin “Büyük” Mustafa’sıdır, o!..
Ankara’dan Urla’ya gelen ve “inanmak istemediğim” haberlere göre, Alpay Öcalan “siyasi kimliğini kullanarak” stada “Mustafa Denizli” adının konulmasına karşı çıkıyormuş…
Soruyorum ona; “Bu haber doğru mu, doğruysa Mustafa Hoca’dan alıp veremediğin nedir; senin hocalığını da yapmadı mı?.. İzmir milletvekilisin, İzmirlilerin senin tam aksini düşündüklerini, istediklerini nasıl bilmezsin?..”

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.