“Yeni takım” öyle mi, Burak Başkan?..

A -
A +

“Lafla peynir gemisi yürümez” sözü, tam da bugün sanki “Galatasaray için söylenmiş bir söz” gibi…

Diyor ki, bu söz için Türk Dil Kurumu sözlüğü “Kişi bir işe başlamadan önce o işle ilgili konuşmamalıdır. Yüksekten atarak ‘Ben şöyle yapacağım, ben böyle yapacağım’ dememelidir. Bu işin doğrusu, o işi doğrudan yapmaktır. Hiçbir iş lafla yapılamaz. Kişi eğer bir işi yapmak istiyorsa, o iş hakkında konuşacağı yerde, o işi başarmak için yola koyulmalıdır.”

Ne var ki, rahmetli Mustafa Cengiz Başkan’dan bayrağı teslim alan Başkan Burak Elmas da, geçen yılın şampiyonluğu kaçırışını ‘düşman” diyerek Mustafa Cengiz Başkan’a ciro etmek isteyen Fatih Hoca da göreve geldiklerinden beri durmadan konuşuyorlar; ama Süper Lig’de oynanan futbol da, alınan sonuçlar da, puan cetveli de ortada!..

Demiş ki, Burak Başkan, sevgili Osman Şenher’in “anlata anlata bitiremediği” sohbette “Takımımız yeni” diyerek “acı duruma sebep” gösteriyor…

İyi de Sayın Başkan “Trabzonspor ‘eski’ takım” mı; iki ‘yeni’ takım arasında “bu kadar puan farkı” nasıl oluyor?

Sakın, “yeni farkı” ikisi de “yeni” olduğuna göre, “hocalarda” olmasın?..

Görüyoruz; Trabzonspor’un “yeni” hocası işini yapıyor, Galatasaray’ın “yeni olmayan” hocası, iki yıldır “futbol takımı yerine, Galatasaray Kulübü’nü yönetme” peşinde… Hem de “Başkan’ına ‘düşman’ bile” diyerek!..

Seçimden önce bir konuşmamızda “Öcal Abi seçilirsek Galatasaray’da artık başkan başkanlığını, hoca hocalığını bilecek” demiştin. Kaç ay oldu, bekliyorum, “bu sözün gereği” ne zaman yapılacak?

Yoksa, Kaygusuz Abdal’ın meşhur “Kırk yıl oldu kaynatırım kaynamaz” şiirini hatırlamaya devam mı edeceğiz?..

Toparlanma adımı!..
Vay vay vay… Beşiktaş yönetiminin “istifa kararı veren” Sergen Yalçın’a güven oyu vermesi, krizi fırsata çevirmiş… Ve de Sergen’in kalması futbolcuları çok sevindirmiş.

(Herhâlde, daha dün bir mağlubiyetten sonra “Sorumluluğu kabul edemem, etmem, Bu mağlubiyetin bütün sorumluluğu futbolcularındır” dediği için olacak) topluca Sergen’e “toparlanma” sözü vermişler…

Bence zor, hem de çok zor. Ama “Beşiktaş’ın toparlanma adımının Kasımpaşa’dan gelmesi” mümkün; “bol gollü bir mağlubiyet” ile…

Haklı mı, haksız mı olduğum, “benim bu satırları yazdığımdan 10 saat sonra” Kasımpaşa - Beşiktaş maçında ortaya çıkmış olacak.

F.Bahçe’deki Ali Koç istikrarı!..
Fenerbahçe Başkanlığına 3 Haziran 2018’de seçildiğinde “istikrarın altını çizerek ‘Her sene teknik direktör değiştirilerek başarılı olunmaz’ diyen” Ali Koç, ilk iki sezonda ikişer (Aykut Kocaman ayrıldı ve… Phillip Cocu, Erwin Koeman / Ersun Yanal, Tahir Karapınar) değiştirdi. Üçüncü sezonunda üç hoca (Erol Bulut, Emre Belözoğlu ve Pereira) vardı.

Dördüncü sezona Pereira ile girildi ve 20 gün önce Ali Koç “Gitti, gidiyor” haberlerine karşı “Pereira’nın arkasındayım, değişmeyecek” dedi.

Ve şimdi… Bir spor sayfası haberi; “Fenerbahçe’nin Karagümrük’ün genç hocası Francesco Farioli, Hatay ile iki sezondur Süper Lig’e damga vuran Ömer Erdoğan ve Başakşehir’i şampiyon yapan Okan Buruk’la temaslarını sürdürdüğü öğrenildi.”

Türkiye’de de sevgili Emin Uluç’un haberinde de “Slaven Bilic, Franscesco Farioli ve Daum adları var. Daum’u Ali Koç istemiyormuş.”

Yani, 43 ayda sekizinci hoca geliyor; istikrara bakın…

Evet “bir istikrar var” Fenerbahçe’de; “bunca başarısızlığa rağmen” koltuğunda oturan Başkan!..

Cevabı aranan ve beklenen soru; “Daha ne kadar?..”

İyi ki bu listeye girmediler!..
Süper Lig’de bugüne kadar “direğe takılan şutlar” ile ilgili istatistik yapılmış…

İşte ilk beş: 18 puanla puan cetvelinde 12’inci sırada Gaziantep FK; 8 şut… / 26 puanla 2’inci sıradaki Konyaspor; 7 şut… / 24 puanla 4’üncü sıradaki Fenerbahçe; 7 şut… / 17 puanla 13’üncü sıradaki Altay; 7 şut… / 20 puanla 9’uncu sıradaki Adana Demirspor; 6 şut…

Nerede Galatasaray ve Beşiktaş; “gol olan şutlarından ‘bu listeye girecek kadarı’ direkten dönse idi”; sarı kırmızılılar ve siyah beyazlılar puan cetvelinde kaçıncı sıralarda olacaklardı, acaba?..

Şaka!..
Gazeteci yazar Murat Kışlalı soruyor; “Niye hakemleri puanlarına göre belli gruplara ayırıp maçlara kura ile vermiyorlar?”

Ve devam ediyor; “En azından kasıtlı atama suçlamalarından kurtulmuş olunur, maçlara hangi hakemlerin verileceği son anda açıklanırsa baskılar da azalır.” 

Sevgili Murat, “bunlar yapılır ve hakemler maç günleri gündemden düşerse”, söyler misin bana; “TV spor (!) ekranlarının spor (!) sayfalarının ‘hakem uleması’ durup dinlenmeden ne yazacak, ne konuşacaktı; çoğu işsiz kalmaz mıydı?..”

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.