Bizim 6’lının işi Macar 6’lısı’ndan zor

Bizim 6’lı, “Macar 6’lısı’nın bizimle ilgisi yok. İktidara muhalif altı parti bir araya geldi diye bizimle bağ kurmaya çalışıyorlar ama sayı dışında benzerlik yok. Niye bizi Macar 6’lısı’yla kıyaslıyorlar” diye tepki veriyor.

Uzun süredir iktidarda olan Viktor Orban’a karşı Macar 6’lısı başarılı olsaydı Bizim 6’lı farklı şeyler söyleyecekti. “Gördünüz işte bir araya gelince oluyor. Macarlar başardı biz de başaracağız” diyeceklerdi. Orban’la Erdoğan arasında paralellikler kurulacak, iç ve dış politikalarda benzerlikler keşfedilecekti. Belki de Bizim 6’lı Macar 6’lısı’na ziyarete gidecekti…

Sonuç olumsuz olsa da Macar 6’lısı bir araya gelerek bir aday üzerinde anlaşarak seçime gidebildiler. Avrupa Birliği başta olmak üzere ABD’sinden, İngiltere’sine önemli ülkelerden destek buldular. Macaristan kökenli Soros tüm imkânlarıyla Macar 6’lısı’nın yanında oldu.

Gelelim Bizim 6’lıya

Daha üzerinde mutabık oldukları bir aday bile yok! Adaylık mevzu partilerin iç tartışmasının ötesine geçip 6’lı Masa’ya gelemedi. Adayı korumak için mi yoksa üzerinde anlaşma konusunda kuvvetli şüpheleri olduğundan mı aday konusunu öteliyorlar? Sorusunun cevabını zamanla öğreneceğiz.

Seçim sath-ı mailine girene kadar adayı konuşmama kararı almışlar. Öyle diyorlar. Macar 6’lısı’nı konuşmak hoşlarına gitmese de adayın önce mi yoksa seçim süreci başladıktan sonra mı belirlenmesi daha iyi olur? diye Macar 6’lısı’na sorabilirler.

Bizim 6’lı “Lider önemli değil, sistem önemli” diyor ama ortada ne lider var ne de sistem! Yukarıda da bahsettiğimiz gibi 6’lı Masa’dan ülkeyi yönetecek bir lider demiyorum bir adayın çıkması bile zor görünüyor. Lider öyle masada birilerinin anlaşmasıyla ortaya çıkmaz. Kitleleri sürükleyecek bir hikâyesi, başarısı ve karizması olur. Lider masada üretilmez, sahada ortaya çıkar...

Bizim 6’lı, cumhurbaşkanı adayının 6’lı Masa’da ortak belirleneceğini söylese de bunun eksik olduğunu bilmek gerekir. Aday belirleme konusunda Masa’da CHP ve İyi Parti’den sonra en fazla etki yapacak olan HDP olacaktır. Bakmayın siz Masa’da olmadığına. Onun için bir "Yan Masa" kuruldu. Masa’da olsalar da Deva, Saadet, Gelecek ve Demokrat Parti’nin etkisi HDP kadar olamayacaktır.

Onun için Bizim 6’lı’nın işi Macar 6’lısı’ndan zor diyorum. Çünkü Macar 6’lısı’nın içinde veya yanında HDP gibi bir terör örgütüyle bağından dolayı kapatma davası açılmış bir parti yoktu. Bizim 6’lı her ne kadar inkâr etse, aynı gün yapılacak seçimin sadece parlamento kısmını topluma göstermeye çalışsa da, iş cumhurbaşkanlığı konusuna gelince resim farklılaşıyor. Seçim yaklaştıkça burada daha da netleşecek resmi Bizim 6’lı anlatmak zorundadır.

Macar 6’lısı’nın bir sistem önerisi yoktu. Sadece mevcut başbakanın politik iş tutma tarzına itirazları vardı. İç ve dış politikadaki duruşu eleştiriliyordu. Bizim 6’lı ise bir sitem önerisiyle geldiğini söylüyor ama ortada derli toplu bir sistem önerisi de yok. 28 Şubat tarihinde “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” adıyla açıkladıkları sistem önerisi toplumda beledikleri heyecanı oluşturmadı.

Bizim 6’lı’nın aylarca üzerinde çalıştıkları ortak sistem önerisinde bile cumhurbaşkanının kim tarafından seçeceği belirtilmemiş!.. Metinde cumhurbaşkanının mevcut sistemde olduğu gibi halk tarafından mı yoksa eskide olduğu gibi parlamento tarafından mı seçileceği belli değil. En iddialı oldukları konuda bile ortak bir tavır belirleyememiş Bizim 6’lı...

Diyelim HDP’nin ve yabancı ülke büyükelçilerinin de yanında olduğu Bizim 6’lı’nın desteklediği aday cumhurbaşkanı seçildi. O zaman seçilen cumhurbaşkanı anayasaya göre mi hareket edecek yoksa Bizim’6’lı ve "yan masa"dakilerin isteklerine göre mi?

Bizim 6’lı’nın isteklerine göre hareket ederse o masa seçilen cumhurbaşkanının üzerinde “Vesayet Masası”na dönüşmez mi?

Maalesef tüm bunlar siyaset üretememekten kaynaklanıyor.

Masa kurmakla olmuyor.

Toplumun güvenini kazanacak siyaset üretmek gerekiyor...