İyi dedikleri üç gün yaşıyor

Ligin mutlak favorisiydi Fenerbahçe; tersinden rekorlar kırıyor. Her hattıyla formda denen Beşiktaş ise dün akşam sıradan görüntüdeydi.

¥ Otuz beş sene önce başladığımız halı saha maçları pandemiye kadar kesintisiz sürdü. Halı sahaların hayatımıza girdiği ilk yıllardı; her maçta tartışma konusu olan “top mu ele gitti el mi topa” tartışmasını şöyle karara bağlamıştık: Maçımızda hakem olmadığı için bu tartışmanın altından kalkamayız, bundan sonra ceza sahasında her ele değen top penaltı… IFAB’ın bugün geldiği nokta, bizim 35 yıl önceki halı saha kararımız!
¥ İyi de hakem var!.. Daha önce de yazmıştım; bugünkü kuralların en tartışmalı iki tanesinden biri net ofsaytta oyunu devam ettirip sakatlıklara sebep olmak; ikincisi de ele değen toplar...
¥ Ben hakem olsam dün Beşiktaş aleyhine çalınan penaltıyı vermem. Oyuncu topun farkında bile değil; bu nasıl ihlal? Penaltı için mutlaka “elin topa gitmesi” cümlesinin altı çizilmeli…
¥ Maç, iki takımın bulunduğu yere yakışır şekilde başladı. Karşılıklı ataklar ve pozisyonlarda dengeyi penaltı bozdu. Skorun değişmesi iki takımın görüntüsünü de değiştirdi.
¥ Alanyaspor fizik gücü ve tekniği yüksek oyuncularla çok iyi paslaşıyor, kaptırdığı topları kısa sürede geri kazanıyor, atak üstüne atak yapıyordu.
¥ Beşiktaş’ın bugüne kadarki bir numaralı ismi Atiba -belki de ağır saha yüzünden- ortada yoktu. Yine bugüne kadar Beşiktaş gollerinin yapımında veya bitirilişinde bir numaralı aktör olan Aboubakar kayıptı. Larin yoktu. Daha doğrusu Rosier, De Souza ve Ghezzal’ı çıkar; Beşiktaş sıradan bir takım görünümünde…
¥ Sergen Yalçın’ın ikinci yarıya N’Koudou ve Mensah’la çıkması Beşiktaş’ı biraz hareketlendirdi ama dedim ya başta Aboubakar olmak üzere hücum oyuncularının üzerinde ölü toprağı vardı.
¥ Bakasetas’a ayrı bir paragraf açmak lazım. Geçen sezon Trabzon’a attığı son dakika golüyle şampiyonu değiştirmişti. Dün de iki gol ve direkten dönen topuyla maçın oyuncusu oldu. Ligin en klas yabancılarından biri…

MAÇIN ADAMI: Anastasios Bakasetas