KUSURA BAKMAYIN!

A -
A +
Ey öğretmenler!
 
Derslerde kırk dakika boyunca siz konuşuyorsanız ve öğrenciler sadece dinliyorsa,
Bir çocuğa soru sorarken içinizden, “İnşallah cevabı bilir de mahcup olmaz” diye geçirmiyorsanız,
Hele sınıfta kızdığınız bir öğrenciyi tahtaya kaldırıp bilemeyeceği sorular sorarak cezalandırıyorsanız,
Öğrencilerinizi notla tehdit ediyorsanız,
Fenerbahçeli futbolcuları yedekleriyle birlikte bir çırpıda sayabilirken, öğrencilerin isimlerini hatırlamakta güçlük çekiyorsanız,
Ders planı yapmıyor, verdiğiniz ödevleri kontrol etmiyorsanız,
Sınıfın kontrolünü kaybetme endişesiyle grup çalışması yapmıyorsanız,
Hâlâ konuşanları tahtaya yazıyorsanız,
Öğrettiğiniz kadar öğrenmiyor, okuttuğunuz kadar okumuyorsanız,
Talim yaparken terbiyeyi unutuyorsanız,
Bilgi transferini bırakıp, merak, düşünce ve hayal gücünü tetikleyen etkinlikler planlamıyorsanız,
Evinizi, eşyalarınızı, telefonunuzu, arabanızı değiştirip, zihniyetinizi değiştirmiyorsanız,
Sınıfı bir bütün olarak görüyor ve bireysel farklılıkları es geçiyorsanız,
Öğrencilere adil davranmakla ilgili büyük bir endişeniz yoksa,
Sendikayla, özlük haklarıyla veya sigorta primleriyle ilgilendiğiniz kadar eğitime dair meselelerle ilgilenmiyorsanız,
Tecrübenin bazen körlüğe sebep olduğunu unutup kendinizi güncellemiyorsanız,
Zihniyet değişimine karşı alabildiğine dirençli, mesleğin zorlukları karşısında dirençsizseniz,
Eğitimin en büyük amacının öğrenmeyi sevmek ve sevmeyi öğrenmek olduğunu bilmiyorsanız,
Mesleğin kutsallığını kendinize atfedip kibre kapılıyorsanız,
Siz iyi bir öğretmen değilsiniz!
Hiç kusura bakmayın!
          ***
            Ey veliler!
 
Çocuğunuza bir arkadaşı vurduğunda öfkeden deliye dönüyor, sizin çocuğunuz birisine vurduğunda "Hak etmese vurmazdı canım!" diyorsanız,
Çocuğunuzun yanında okulunu ve öğretmenlerini kötülüyorsanız,
Çocuğunuzun yanında eşinizle tartışıyorsanız,
Çocuğunuz yağmurda ıslandığında sele kapılmış muamelesi yapıyor, üstü başı çamur olacak diye toprakla temas etmesine izin vermiyorsanız,
Her sendelediğinde koluna giriyor, düşe-kalka büyümesine müsaade etmiyorsanız,
Çocuğunuzun her isteğini yerine getirerek, ebeveynlik görevini yerine getirdiğinizi zannediyorsanız,
Çocuklarınız komutla çalışıyor, kendi başlarına iş yapamıyorsa,
Çocuklarınızın canlarının sıkılmasına izin vermiyorsanız,
Çocuğunuz kemandan baleye, yüzmeden basketbola bütün kulüplere gidiyor ama evde yatağını dağınık bırakıyor, sofraya yardım etmiyorsa,
Çocuğunuz sınıftaki bazı arkadaşlarının ne kadar tembel veya yaramaz olduğunu anlatırken kızıp susturmuyorsanız,
Deneme sınavında alt sıralara düşen çocuğunuza dördüncü kattan düşmüş, üst sıralara çıkan çocuğunuza da Ay'a çıkmış muamelesi yapıyorsanız,
Karakter eğitiminin evde verildiğini, çocuğun ilk öğretmeninin kendiniz olduğunu unutup yaşanan her tatsız olayda okulu ve öğretmenleri yargılıyorsanız,
Sebepsiz yere okulda çok fazla vakit geçiriyor, okulun bütün çalışanlarını tanıyorsanız,
En azından çocuğunuz ateşliyken yaşadığınız sıkıntıyı, savaşta ölen çocuklar için yaşamıyorsanız,
Çoluk çocuğunuzun size bir emanet olduğunu unutuyorsanız,
Siz iyi bir ebeveyn değilsiniz!
Siz de kusura bakmayın!
          ***
        Ve ey sevgili çocuklar!
 
Siz ne yaparsanız yapın iyisiniz.
Suçlu, tembel, kötü, yaramaz olan biz yetişkinleriz.
Biz ödevlerimizi aksattığımız için yaşanıyor dünyadaki bütün kötülükler!
Kusurumuza bakmayın!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.