İki kere iki

A -
A +
 
Ulusal sınavlardaki soru tiplerinin değişmesinden sonra, “yeni nesil soru” diye  bir şey çıktı. Birçok yardımcı kaynağın üzerinde bu ibare yer alsa da bazen içindeki soruların hangi nesle ait olduğuna dair şüphelerim oluşuyor. Çünkü bir sorunun yeni nesil olabilmesi, uzunluktan ziyade derinliğe bağlı.
Mesela eskiden “2x2=?” şeklinde sorulan soruyu şöyle sorunca nesli pek değişmiyor;
Ali elinde matematik defteriyle babasının yanına gider ve “Baba, ödevimde bir yerde takıldım. Bana yardımcı olabilir misin?” diye sorar. Babası elindeki gazeteyi bırakır ve şefkatle gülümseyerek, “Elbette oğlum, sor bakalım!” der. Ali, “İki kere iki kaç babacım?” der. Babası da, “……” şeklinde cevap verir.
Yukarıdaki metinde boş bırakılan yere gelmesi gereken sayı aşağıdaki seçeneklerin hangisinde doğru olarak verilmiştir?
Örnek biraz abartılı oldu belki ama bu mantıkla yazılmış soruları sıkça görebiliyoruz. Elli sene önce sorulan bir sorunun sağını solunu esneterek sayfaya yayınca, yeni nesil soru ürettik zannediyoruz.
Ama hiç kendimizi kandırmayalım! Sadece kaportayı değiştirerek, motorun gücünü artıramayız. Modifiye soruları da “yeni nesil” diye yeni nesle yutturamayız!
Ölçme değerlendirme başlı başına bir uzmanlık alanı. Soru yazmak da herkesin harcı değil. Uzman olmayanlara soru yazdırmak belki yayının maliyetini düşürür ama uzun vadede pahalıya patlayacağı kesin!
İki kere iki dört yani!
 
Ela ile Lale
 
Anne babalar her nedense çocukların okuma yazma öğrenme döneminde acayip stresli oluyorlar. Yazı defterlerinde Ela ile Lale el ele tutuşup neşe içinde gezerken, ebeveynler büyük bir telaş yaşıyorlar.
Bu telaş belki normal. Ama eğer konu abartılırsa çocuğa büyük zarar verebiliriz. Çünkü o yaştaki bir çocuğun okumayı bir hafta önce veya sonra öğrenmesi hiç önemli değil. Ama bu dönemde anne babanın yanlış tutumları, çocuğun bütün öğrenim hayatını etkileyebilir.
Öğretmene ebeveyn tavrı yakışıyor ama ebeveynler öğretmenliğe soyununca işler biraz karışıyor. Çünkü sabır göstermekte zorlanıyoruz. O yüzden ödevlere destek vermenin dışında konuya fazla müdahil olmamak lazım.
Kimse bir yaşındaki çocuk yürürken düştü veya bir kelimeyi yanlış söyledi diye kızmaz veya üzülmez. Okuma yazma öğrenen çocuğun durumu da çok farklı değil. Yavaş yavaş öğrenecek işte. Ne kadar fazla müdahale ederseniz, zarar verme ihtimaliniz o kadar artar.
O yüzden sakin olun! Bazı klinik vakalar haricinde okuma yazma öğrenemeyen çocuk yoktur. Ama okuma yazma öğrenirken anne babasından gördüğü baskı yüzünden öz güven kaybına uğrayan ve okumaktan soğuyan çocuk sayısı çoktur.
Şimdi o kaygınızı ve telaşınızı yavaşça bırakıp olayları akışına bırakın. Çünkü çocuğunuz elbet bir gün okuyacak ve yazacak. Önemli olan ne okuyup ne yazacağı konusunda onu yönlendirmeniz.
Yani asıl mesainiz, çocuk okuma yazma öğrendikten sonra başlayacak.
 
Eğitimde reform iştahı
 
Cumhurbaşkanı “Eğitimde bir reforma ihtiyacımız var” dedi. Ortalık karıştı. Bugünlerde herkes bir reform yapmamız gerektiğinden bahsediyor.
Ama bu arada bir şey göz ardı edildi. O reformun önsözü zaten 2023 eğitim vizyon belgesinde çok detaylı bir şekilde yazılmıştı. Yani reform hareketi zaten başlamıştı. Bu yüzden reform tartışması yaparken, bakanlığın başlattığı çalışmaları göz ardı edersek haksızlık etmiş oluruz.
Bence şimdi yapmamız gereken şey, “Okullar açılacak mı, açılmayacak mı?” tartışmasının kısır döngüsünden kurtulup vizyon belgesini baştan sona tekrar okuyup iyice sindirmek. Eksik veya yanlış yerler varsa onlarla ilgili görüş belirtmek. Sonra da yazılanları uygulamak için harekete geçmek.
Kervanı yolda düzmek eğitim için uygun bir yöntem değil. Bunda hemfikiriz. Ama bazen harita üzerinde çalışmaktan öyle yoruluyoruz ki, kimsenin yola çıkmaya dermanı kalmıyor.
Artık fikir üretmek yerine biraz iş üretmemiz lazım.
Çünkü biz yetişkinler aramızda “Şöyle mi yapsak, böyle mi?” diye tartışıp dururken, çocuklar hızla büyüyor...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.