Selin Dilmen

Başıboş saatleri seviyorum. Bir elimde kitabım, diğerinde kahvemle evin içinde amaçsızca dolaşıp durmayı, aklıma hücum eden düşünceleri savuşturup geçmiş muhasebesinden kurtulmayı seviyorum.

Dün sabah kalktığımda kadın erkek ilişkileri hakkındaki düşüncelerim bu yaşa kadar olduğundan farklı değildi.

Kaç zamandır kitap tavsiyesinde bulunmadım sizlere. Halbuki alerji yapan gündem maddelerinden kaçmanın en kesin yolu okumak.

Şu yazıyı yazacağım diye akla karayı seçerken dışarıda güneş pırıl pırıl parlıyor, kuşlar cıvıldaşıyor. Çok sıcak geçeceğe benzeyen gün henüz hazırlık aşamasında. Bense çoktan hazırım hayatımın bir gününü daha tüketmeye.

Hani bir el kalbinizi sıkıyor gibi gelir ya bazen... Dışarıda cıvıldayan kuşlar bile anlamsızca ürpermenizi ve soğuk soğuk terlemenizi önleyemez...

Bir zamanlar gazino kültürü diye bir şey vardı biliyorsunuz. Büyük salonlara yerleştirilmiş masalar ve kalabalık personel eşliğinde gelen müşteriler el üstünde tutulurdu.

İnsan bazen yaşamış olduklarını unutmak istiyor. Yeni bir başlangıç yapmak, tamamen yeni bir ortamda yeni bir işle ve yeni insanlarla birlikte olmak...

Bembeyaz ve bomboş bir sayfanın ne kadar ürkütücü olabileceğini biliyor musunuz? Gözünüzün önünde öyle pervasızca durur.

Canım şu anda ne Türkiye'nin sıkıntılarından ne yağışlı havadan söz etmek istiyor! Bunalmanın uç sınırlarında yürüyüş yapıyoruz uzun süredir. Bunun bir sonu olmalı. Mümkünse acilen!

Ayrılıklar kurcalıyor kafamı bugünlerde. İlişkiye başlamanın güzelliği ayrılırken de yaşanmalı diye düşünüyorum.

İnsan bu ülkede ne düşüneceğini şaşırıyor. Gündemimize bomba gibi düşen Kemal Derviş her yeni icraatıyla benim aklımı karıştırıyor.

Bahar yalpalıyor. Bir gün bakıyorsunuz günlük güneşlik bir hava, diğer gün sanki kıştan kalma. Pencereden izlediğim park, günün özeti gibi.

Olmaya cihanda saadet bir nefes sıhhat gibi, diye boşuna söylenmemiş. Günlerdir sürünüyorum. Bu grip denen illet tam da baharda gelince hiç çekilmiyor.

Kemal Derviş sizce ne açıkladı? Daha önce bilinmeyen, tahmin edilememiş ne söyledi? İnsanların bunca zamandır merakla beklediği kurtuluş formülü hangi yaraya merhem olacak? Ben size söyleyeyim.Kemal Derviş yeni hiçbir şey açıklamadı.

Offff. Bazen yaşamak zorunda kaldıklarımız hakikaten beni derinden sıkıyor. Başım bu sefer de sigorta şirketimle derde girdi.

İnsanın sebepsiz yere içinin sıkıldığı günler vardır. Ortada endişelenecek konu olmamasına rağmen yüreği pır pır eder.

Gösterişi seven bir milletiz. Her şeyimiz "desinler" mantığına dayalı. Giyinirken, gezerken, yaşarken hep başkalarının bu faaliyetlerimizden nasıl da etkileneceklerini hesaplarız.

İngiltere Kraliyet ailesi beni oldum olası eğlendirir. Kraliçe Elizabeth'in o ısrarlı kibrine rağmen skandalların ardı arkası kesilmez bir türlü.

Cuma günü gittim reklam bombardımanına uğramış haldeki filme. The Wedding Planner. Nasıl oluyor da Darısı Başıma olarak Türkçe'ye çevrilebiliyor, orası meçhul. Jennifer Lopez. Bir melez. Film için ne demeli? Klasik Walt Disney çizgisi...

Başbakanımız kafasına anayasa kitapçığını yediği gün etrafımdakilere dönmüş ve doların en geç üç ay içinde bir buçuk milyon TL'ye vuracağını söylemiştim.