Kılıçdaroğlu’nun sahra hastanesi!

A -
A +
 
 
Eğer kendinize muhalefet diyorsanız, Türkiye'ye daha güzel günler yaşatacağınızı iddia ediyorsanız iddianızı ortaya koymanız gerekir.
Halkınıza, "Bakın o iş öyle yapılmaz, böyle yapılır" diyerek çözüm yolunuzu da göstermeniz gerekir.
Türkiye'deki muhalefetin sorunu tam da burada başlıyor. Üretmeyen, çözüm sunamayan, katkı sağlayamayan muhalefet mensupları sabah uyanır uyanmaz iktidarı eleştirmeye başlıyor.
Daha önce pek çok örneğini verdim,
"Marmaray olmamış""Avrasya'yı beğenmedim""Şehir Hastaneleri fuzuli masraf", "Bu kadar havalimanı yapmaya ne gerek var""Hızlı trenler göçü hızlandırır" gibi akıllara ziyan eleştirileri oldu.  
Bu eleştirilere vatandaştan gelen cevap hep aynı oldu:
"Bana daha iyisini yapabileceğini göster, seni tercih edeyim" diyenlerin sesini duymadıkları için muhalefette kalmaya mahkûm olduklarını hâlâ fark edebilmiş değiller.
Bir örnek verecek olursam...
İktidarın 3 yıl önce yapımına hız verdiği Şehir Hastaneleri ile ilgili eleştirilerini hatırlıyorsunuzdur.
Neler dediler neler.
Ama geldiğimiz noktada şu anda eleştirdikleri o Şehir Hastaneleri sayesinde sağlık sistemimiz dünyadaki gibi 'error' vermiyor. 
Geçenlerde Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca açıkladı. Şehir Hastaneleri, bütün odaları bir çırpıda yoğun bakıma dönüştürülecek şekilde yapılmış. Dünyada eşi benzeri yok böyle hastanelerin.
Ama bizim muhalefetimiz bu sistemi hâlâ eleştiriyor, yapılan bu emsalsiz çalışmaya burun kıvırıyor.
"E, peki sen olsan ne yapardın?" diye sordular Kemal Kılıçdaroğlu'na...
Anlattı...
"Biz yaptık efendim. İktidarın yapamadığını bizim Adana Büyükşehir Belediye Başkanımız Zeydan Karalar yaptı" dedi ballandıra ballandıra... "Bir haftada 1000 kişilik sahra hastanesi yaptı. İktidar o hastaneyi örnek alsın" diye de ekledi.
Hepimiz dumura uğradık.
"Bir haftada bin kişilik şehir hastanesi yapmak! Yahu CHP'den beklemediğimiz hareketler bunlar. Yapmışsa helal olsun vallahi" dedik.
Sonra gazeteciler gitti o "Şehir Hastanesi"ni görüntüledi ki ne görelim. Yıllardır hizmet veren fuar alanında şezlong tarzı yataklar yan yana konulmuş.
Bu kadar!
Ne teçhizat var ne ekipman var ne de doğru dürüst yatak.
Bildiğiniz Ekrem İmamoğlu'nun "prototip yardım kolisi" gibi bir şey! Korona olmadan gitsen, ortamın pisliğinden dolayı korona olup oracıkta ölürsün yani o derece!
Öyle rezil bir şey ki...
Belediye Başkanı Zeydan Karalar bile "Açtım" demeye utanmış ve hakkında tek kelime duyuru yapmamış. Kemal Kılıçdaroğlu Zeydan Karalar'ın tanıtmaya utandığı “hastanemsi” bu yerle övünüyor.
Kılavuzu karga olunca insanın...
Atatürk tüccarı yazar Yılmaz Özdil, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'yı eleştirince ve Kemal Kılıçdaroğlu da onu örnek alınca ortaya bu komedi çıkıyor işte...
Yılmaz Özdil demişken...
Adam ne yapmış biliyor musunuz?
AK Parti dönemindeki sağlık sistemini gömerken, AK Parti'den önceki sağlık sistemini övmüş. "Yahu hangi kıt akıllı Kemal Kılıçdaroğlu'nun SSK Müdürü olduğu dönemi över" diyebilirsiniz ama Yılmaz Özdil yapmış vallahi!
Neyse ki o dönemin görüntüleri hâlâ hafızalarımızda taptaze...
İnsanların sabah namazı ile birlikte hastane kuyruğuna girdiği, hastaların kuyrukta can verdiği o günleri unutmak mümkün değil.
Yılmaz Özdil'in övdüğü o günlerle ilgili asla unutamayacağım bir anımı yazıp yazıyı noktalayacağım...
Rahmetli eniştem Mehmet Kutlay gırtlak kanseri olmuştu. Hastaneye başvurduktan iki yıl sonra normal yemek borusunu çıkarıp yerine suni yemek borusu taktılar. 
Ama nasıl bir takmaysa...
Yediği her lokma soluk borusuna kaçıyordu... Bir gece yine böyle bir durum olunca hastaneye götürdük apar topar. "Adam boğuluyor, yardım edin!" diye bağıra bağıra acilden içeri girdik.
Sonuç mu?
Soluk borusuna kaçan lokmayı çıkarmak için 6 ay sonraya randevu verdiler! Çaresizlik içinde ne yaptık biliyor musunuz? Ablam acilin ortasında eniştemi yere yatırdı, temizlik görevlilerinden temin ettiği elektrik süpürgesinin hortumunu eniştemin boğazına sokarak o lokmayı çıkardı.
Vallahi böyle, billahi böyle yani abartmıyorum...
6 aylık randevu döneminde eniştemi tedaviye çağırmadılar.
Ölümünden 6 yıl sonra "Hadi gel seni tedavi edelim" diye yazı gönderdiler...
Yılmaz Özdil denen zavallı işte bu dönemi AK Parti'nin dönemi ile kıyaslıyor. İnsan kör olunca, görmek istemeyince veya birine kara çalmayı kafasına koyunca böyle sefil hâle gelebiliyormuş demek ki...
İnanın bunları görünce, "Allah'ım beni bunlar gibi yaratmadığın için sana şükürler olsun" diyorum.
Çünkü bunlar koronadan beter birader!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.