Soğanları stok yapmak isteyince!..

A -
A +
“Tabii, paramız vardı ve peşin parayla üreticiden alıyorduk. Peşin para ile soğanları kolay topluyorduk...”
 
 
Ufak bir tezgâhta yumak, iğne-iplik, tarak, boncuk, tespih gibi şeyler satan yaşlı adamla tanışmamı ve onun varlıktan yokluğa düşüşünü itiraf gibi anlatmasına bugün de devam ediyorum...
“12. ayın başlarına doğru çalışanlarımızla birlikte kendi aramızda toplantı yaptık. Abartmak istemiyorum, piyasada ne kadar soğan varsa hatta Trakya’da ne kadar soğan varsa hepsini toplama stok yapma kararı aldık. Neydi amacımız peki? Soğanları toplayıp ne yapacaktık?
Ne olacak, piyasada daha fazla sıkıntıya sebep verecek ve soğanın fiyatını biz belirleyecektik. Yani bol para kazanacaktık.
Hatta bunun için Trakya’da birkaç yerde depolar tuttuk. Tabii, paramız vardı ve peşin olarak üreticiden alıyorduk. Peşin para ile soğanları kolay topluyorduk. Gün geçtikçe üretici arasında dilden dile konuşulur olduk. Namımız arttığı için soğanlarını depolarımıza kendisi getiren üretici dahi oluyordu. Depolarımız başladı soğanla dolmaya; biz başladık "soğan kralı" olmaya…
Soğanları azar azar satıyorduk. Ne fiyat dersek satılıyordu. Arabalarımız bir yandan topluyor, diğer yandan da azar azar satıyordu. Zamanla depolarımız tıka basa doldu. Bolluk, sevincimizi artırıyordu. Bir ara satışa, fiyatlar daha artsın diye ara verdik. Soğanlarımız durduğu yerden para kazandırıyordu. Servete gark olmuştuk. Servete gark olmamız 2,5 aylık bir dönemde olmuştu. Derken birinci cemre düştü. Soğanların para etmesi yavaş yavaş durdu. İkinci cemreye doğru pazarlarda az da olsa soğan satışları arttı. Fiyatlardaki artışlar, kısmen azaldı. Sorduk soruşturduk. “Soğan çürüyor” diye soğanı olanlar sakladıkları soğanları çıkarmışlar. Satmaya başlamışlar. Ben de “yoksa bizim soğanlar da çürümeye başlamış mı?” diye depoları kontrole gittim. Gezdiğim depolardan soğan çürüğü kokuları geliyordu. Mart ortalarından sonra koku daha da artmaya başladı. Mahallelerden koku üzerine şikâyetler de geldi...
Günler geçip şikâyetler artınca mahallelerden kadınları topladım. Yüksek yevmiyeler vererek soğanları temizlettiriyordum. Temizlemeyi yetiştiremeyen kadınlar şikâyet edilmemize neden oldular. Aslında kabahat o kadınlarda değildi. O kadar çok soğanı hesapsız kitapsız biriktirmenin sonucunu yaşıyorduk… Ama sonucun bu kadar ağır olacağını hiç tahmin edememiştim!.. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.