Hollandalı Mustafa

A -
A +
 
 
“Bana ‘Orhan Bey sen onu ancak meyhanede bulursun, o pek kahveye çıkmaz’ dediler.”
 
Ticari hayatımızda ve beşerî ilişkilerimizde, tabii ki çok enteresan oylayalar, vakalar yaşamışızdır. Ben de başımda geçen ve beni çok etkileyen bir hatıramı yazayım dedim... 
Pazarlama işleriyle uğraşıyorum aynı zamanda Türkiye Gazetesi Akhisar Büro Sorumlusuyum. Yıl 1995... Güzel bir bahar mevsimi mayıs ayı ortaları güneşli bir günde arabama pazarlamasını yaptığım emtiaları koydum, Akhisar’a yaklaşık yirmi kilometre uzakta olan Zeytinli ova kasabasına gittim. Zeytinli ova kasabası şirin zeytin bahçeleri arasında yemyeşil ve zengin bir belde. Bu belde aynı zamanda İstanbul belediyesinin kuruluşundan kısa bir zaman sonra belediye olan tarihî bir kasaba. Bu kasabaya sık sık satışa gidiyordum iyi de ürün satıyorum.
O gün arabamı Ziraat Bankası şubesinin önüne çektim pazarlamasını yapacağım ürünlerimi sergiledim. İkindi vaktine kadar çok iyi ve bereketli bir satış oldu, keyfime diyecek yok… O ara kısa boylu orta yaşlı bir adam geldi yanıma. Benden taksitle bir şofben almak istedi. Ben de peşinatını aldım senetleri doldurup imzalattım, ürününü teslim ettim; adam gitti.
Aradan üç ay geçmesine rağmen bu adam paramızı ödemedi. Kalktım o kasabaya gittim. Adama herkes “Hollandalı Mustafa” diyordu. Kahvelerde Hollandalı Mustafa’yı sordum, millet ismini duyunca gülmeye başladı… Bazıları da “yahu Orhan Bey sen onu ancak meyhanede bulursun, o pek kahveye çıkmaz” dediler.
Bunun üzerine ben kasabadaki birahaneye gittim. Adamı sordum. Mekân sahibi bana “beyim aradığın adam burada biraz içti, yukarı meyhaneye gitti orda bulabilirsin” dedi. Kalktım tarif edilen meyhanenin kapısına gittim. Hollandalı Mustafa’yı sordum. Meyhaneci “kardeşim o aradığın adam burada biraz içti Akhisar’a gitti. Oradaki meyhanelerde bulabilirsin. Ama o adam pek ayık gezmez” dedi...
Bir iki ay daha bekledim ama adam gelip borcunu ödemedi. Bir gün akşamüstü Yılmaz adındaki bir elemanımı da yanıma aldım, akşam yemeği saatlerinde gidip adamın kapısını çaldım. Kısa boylu çok hareketli biri çıktı. Ben “İyi günler rahatsız ettik ama biz Hollandalı Mustafa’yı arıyoruz” dedim.
Adam “Mustafa benim buyurun” dedi. Ben de kibarca “Mustafa Abi, dört beş ay önce bizden bir şofben almıştınız. Parasını henüz ödemediniz de onun için gelmiştik” dedim. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.