Üç günlük dünya tahsilatı

A -
A +
 
 
“Öncelikle yazacaklarımdan dolayı özür dilerim. Yârenlik bir kişiden başlar, senden benden biter. Bir kuru nefretle yeşerir, sırılsıklam aşkla biter. İşin sonu bir kara topraktır. Kim yanlış anlarsa şimdiden af ola... Kapımızdan geçen her on kişiden biri aşk ola. Bir Behlil gibi yanık, bir nur gibi maşuk ola. Küslük ocak başında cayır cayır yanan odun ola. Üç günlük dünyanın tahsilatı bu, bir gece ansızın görülen, kâbusla yazılan. Yaradan'dan sonra sarılınan başka bir dost bu.
Dost kalmayan koca dünyada dost arayışı bu. Bir gün kapı açılacak daha eşiğe kadar ağıtlar koşuşacak. Dost, düşman işte o zaman belli olacak. Gel gardaşım sarılayım, barışalım kötüye inat. Süleyman’dan miras bu toprak bize mi kalacak? Ufak bir korku yazdırıyor belki bu kelimeleri. Belki aynı anda başka biri de yazıyor aynı fikirleri.
Belki bir can çıkmış balkona düşünüyor birilerini. Üç günlük dünyanın tahsilatı bu, imzamızı atıp çıkalım. Dostun feryadından kalmadı bir dem, bir uyku. Rüyalar dolmuş kâbuslarla bir kuytu. Elbet gönül tenha, beşer huzursuz… Bir selamet, bir huzur, bir hayrola. Tahsilatımın makbuzu vebalim olmuş. Servetim dost deyip düşmanım dolmuş.
Sevdam, sevabım alacaklım olmuş. Elbet insanlığı hatırlayıp öleceğim. Mahallemizin delisi bakın neler oldu. Şu koca dünyaya bir hâl oldu…
Bir aklım, bir zekâm işte bana kalan kaldı. Rahmetli dedem öldüğü vakit bir zengin de komşusu oldu. O zaman fakirlikle zenginlik bir olduğu vakit herkes kendinden sorumlu oldu.
Belki şu an bu sözler rahatlatacak beni. Belki aşkımı getirecek beri… Belki vebalim boynuma, sevabım ona. Koymayın beni benden beri…
İsim ki çalmayı çırpmayı bilmiyor, bir yazıyor bir hayal kuruyor. Bir sevdalanıyor bin yanıyor.
Kupkuru özüm kalmış dünyamda. Bu benim tahsilatımdır, ucundaki fermanımdır. Belki kapımdan geçecek sevdalımdır. Getirin bir bardak su, bir ekmek düşmanımdır. Yesin, içsin aç almasın canımı. Adının zehri gidişattır belli. Dönüş mü kötü gidiş mi bedbaht, belirli…
Bir Yaradan biliyor kim kimindir eceli? Yetim kalmasın şairlerin hecesi. Yanıyorum dostlar aşkın ateşinde. Bir gülüş kurtuluşum, bir ağlama vebalim. Hakkını helal et hayal yoldaşım
Kavruluyorum kebap misali ateşinde…
                   Aykut Barış Çelik
 
 
ŞİİR
 
    Duy kalbimin sesini
 
Gidiyorum feleğin ortasında
Geçiyor hayat zamansız, acımasızca
İliklerime kadar dargınım dünya
Çıldırmışlığımın yanında
Kırgınlığımı bana sorma
 
Hadi gel el ele gezelim
Yolun ortasından çizgiler çekelim
Takip edildiğimiz bilinmesin
Biz bizi severek kendimizden geçelim
 
Güzellikler sende olsun
Aşk gidenlerin olsun, sevgiler bizi bulsun
Ara sıra buralara da uğrasın
Gözlerini kapat dinle şimdi
 
Zaman iptal hayat iptal
Sadece duy kalbimin sesini
Anlamsız gelmeyecek ritimleri
                  İsmail Esiner
 
 
 
AFİYET OLSUN
 
ISPANAK PÜRESİ: Malzeme: 2 kg ıspanak, 2 çay kaşığı karbonat, 200 gr yağ, 3 soğan, 2 kaşık un, 1,5 bardak süt, tuz, biber, 1 çay kaşığı pudra şekeri.
Yapılışı: Ispanağın kökünü kesip çıkarın ayıklayın. Büyükçe bir tencereye iki litre su ve soda ile birlikte koyup 15 dakika haşlayın ve süzün. Ispanakları sıkarak sularını çıkarın (çorbaya katılabilir) incecik kıyın. Yağı, rendelenmiş soğan ve unu kavurup 4-5 dakika kavurun, ıspanakları ilâve edip 2-3 dakika daha kavurun. Sütü azar azar ilâve edin. Tuzu, biberi ve şekeri katıp, karıştırın. Birkaç dakika daha pişirip, sıcak servis yapın. Afiyet olsun.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.