Şimdi değilse ne zaman? -1-

A -
A +
 
Söz; şekline göre bazen yüreklere serin bir meltem gibi ferahlık verirken bazen de sert poyraz gibi yüreği üşütür. Sözlerdir ki kalpleri kazanır, sözlerdir ki kalpleri kırar. Benim sözleriminse kalpleri kıran söz olmasından Allah'a sığınırken yüreklere meltem gibi ferahlık vermesi için kalplerin ve gönüllerin sahibi olan Rabbime dua ederim. Söz demişken sözlerin en güzeli Allah'ın selamı üzerinize olsun.
Söz edeceğiz, söz dinleyeceğiz ve birbirimizi anlamaya çalışarak birbirimize yardım edeceğiz. Ve benim de niyetim yazacağım bu üç beş satırla sizlerle hasbihâl ederken bazı kaygı ve hatırlatmaları sizinle paylaşmaktır.
Uzak mıyız, yakın mıyız?
Bizleri ve koskoca âlemleri yoktan var eden yüce Allah; her türlü nimetlerini bizlere ikram ederken bizden de kendisine kulluk yapmamızı istemekte ve dahi beklemektedir. Allah'ın istediği gibi yaşamamız ve yaşamaya çabalamamız Allah'a yaklaşmak olduğu gibi istemediği gibi yaşadığımızda da yaşayışımızın şekline oranla Allah'tan uzaklaşmış oluruz.
Kur’ân-ı kerimde pek çok âyet-i kerimede Allahü tealaya yaklaşmanın dünya ve ahiret huzuruna sebep olduğundan bahsedilirken, Allah'tan uzaklaşıldığında da yine dünya ve ahiret azabına muhatap olunacağından bahsedilir. Hatta günahta ısrar eden ve aşırı giden bazı toplulukların türlü türlü şekillerde helak edildiğini bizlere Kur'ân-ı kerim haber verir. Hiçbir birey başı boş yaratılıp kendi hâline bırakılmadığı gibi her bir bireyin de her bir yaptığının hesabı kendisine sorulacak, mükâfat ya da cezasını görecektir.
"Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu (karşılığını) görür. Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu (karşılığını) görür." (Zilzâl Suresi 7-8. âyet-i kerime meali )
Ayrıca hakikat tektir, hangi görüşün insanı olursanız olun mazeretleriniz sadece sizi aldatır ve Allah sizin doğru sandıklarınıza göre değil; kendi emir ve yasaklarına göre hesaba çekecektir, bu gerçek, gördüğümüz güneşten daha gerçektir. Durum böyleyken sanki bazen fazla rahat ve günah işlemekte fazla mı cüretkârız?
              Faruk Başoğlu
 
 
ŞİİR
 
 
               VUSLAT
 
Eksiliyor papatyanın yaprakları,
Eskiyor tüm resimler.
Âlimlik taslayan yeşil çimlerde,
Solacak bir gün ansızın,
İnce düşünürken inciniyoruz.
 
Ekmek davasına koşuşan karıncalar misali insanlık
Dünya derdine ne çok dert yükleniyoruz?
Oysa bir tarla idi bu dünya, ekip biçecektik yalnızca.
Bir gün biçileceğimizi nasıl oldu da hesaba katmadık?
 
Kalp dosta kavuşur bir gün,
Elbette yanlışı dost edinmemişse kendisine…
İbre vadesi dolan umutları gösteriyor bugün,
Tükendi tükenecek...
 
Devridaim eden bulutlara bak
İbret almak isteyene yeter de artar gök kubbe,
Yok eğer düşünmezsen akıl ile
Üzerine çekinmeden bastığın toprağa bak.
Nasıl da çiçekler sunuyor sana,
Yeşilliklerin eşsiz fon rüzgârında...
 
Bizlere şükür gerek daima,
Düne, bugüne, yarına…
Nefese akla ve Hakka!
Her nimete binlerce şükür,
Her hâlimize milyonlarca hamdolsun.
Vuslatı arzular gönül şimdi
Varacağımız yer belli
Mesele hangi yolun yolcusu olduğumuzda gizli...
 
                 Kübra Can
 
 
 
 
 
ESKİMEZ KELİMELER
 
RİKKAT: İncelik, rakik olma hâli, hassasiyet… Bir diğer anlamı acımak, şefkat göstermek, merhamet etmek demektir. Üçüncü anlamı edebiyatta bazı kelimeleri söylerken hassasiyet gösterme hâli. Ağızdan çıkan sesin inceliğine hassasiyetine dikkat ederek çıkarma hâli.

İnce anlamında rakik veya rakika kelimeleri de dilimizde kullanırdı. Rakîk ü nizâr: ince ve zayıf anlamında kullanılırdı. Rikkat-i kalb: gönül yufkalığı. Rikkat kelimesine farsça kelimeler gelerek birçok anlamda ifade zenginliği oluşturulmuştu. Rikkat-âver: merhamet, acıma uyandıran. Rikkat-efzâ: rikkat artıran, merhamet uyandıran. Rikkat-engîz: acıklı; dokunaklı gibi…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.