Bugünlerde en çok konuşulan konulardan biri Erdoğan sonrası yerine kim gelecek meselesi. Bu konu nereden çıktı bilmiyorum ama herkesin dilinde bu var. 

Terörsüz Türkiye süreci ilerliyor. Umudumuz odur ki süreç tamamlanacak ve hedeflerine ulaşacak. Böylece yeni şiddet vakalarının ve ölümlerin önüne geçilecek.

Son birkaç gündür malum dizi eleştiriliyor. Aslında bu diziye benzer o kadar çok dizi ve yapım var ki! Ama kıyamet bu dizide koptu! Şans diyelim. Senelerdir ekrana gelen sayısız dizinin içeriği de bu dizi nevinden yapımlardı ve senelerce toplum sosyolojisini öyle zehirlediler ki toplum bunu neredeyse kanıksadı.

“Feridun Ağabey merhaba. Aylardır çözmeye çalıştığımız bir sorunu sizinle paylaşmak istedim. Biz iki kız kardeşiz. Babamızın ve annemizin vefatı sonrası iki kardeş 30 yılı aşkın eski bir binanın dubleksli 3. katında oturmaktayız. Kalabalık iken bir sorun yoktu. Ablam 3. katta ben de dublekse çıkmak istedik.

Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi maçları yarın gece Frankfurt’ta başlıyor.

İtimad-ı nefs, yani kendine güvenmek, tevekkülün tersi ve tevekkülü bozan bir şeydir.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Kabir ziyaretini yasaklamıştım, bundan sonra ziyaret edin!"

Muhammed Bâkî Billâh hazretlerinin zamânında bir genç vardı ki, tek arzusu evliyâlıkta yükselmekti.

İki kafadar, belli etmesek de yalnızlıktan ve yırtıcı hayvanlardan da korkuyorduk. Ağaçsız tarafa geçtik, koca bir kayanın üzerine çıktık...

“Günlük 15 lira gibi küçük bir bedel ödeyerek kendimize büyük bir yatırım yapıyoruz...”

Dünyanın neresinde olursak olalım, vicdanın dili tektir. Bir yerde çocuklar açlıktan gözlerini kapatırken bir yerde anneler evlatsız bırakılırken dünyanın geri kalanında rahat uyumak, sadece coğrafi mesafeyle açıklanamaz bir körlüktür. İşte Sumud Filosu, bu körlüğe karşı yola çıkan bir vicdan gemisidir.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Âlim ile âbid (çok ibadet eden) arasında yüz derece vardır. İki derecenin arası yetmiş senelik mesafedir!"