Veliaht 3. bölüm ne zaman, hangi gün yayınlanacak? Veliaht yeni bölüm için geri sayım

Show TV ekranlarının yayınlandığı ilk günden bu yana ilgiyle takip edilen dizisi

Veliaht

'ta 3. bölüm heyecanla bekleniyor. Başrollerini Akın Akınözü, Serra Arıtürk ve Ercan Kesal'in üstlendiği dizi, güçlü oyuncu kadrosu ve senaryosuyla izleyicilerin beğenisini kazanmaya devam ediyor. Arama motorlarında,

"Veliaht 3. bölüm ne zaman, hangi gün yayınlanacak?"

soruları öne çıkıyor.

VELİAHT 3. BÖLÜM NE ZAMAN, HANGİ GÜN YAYINLANACAK?

Veliaht dizisinin yeni bölümü için geri sayım başladı. Her hafta perşembe akşamları ekranlara gelen dizide 3. bölümün yayınlanacağı tarih merak ediliyor. Veliaht'ta ilk bölümden itibaren reyting seviyesinin artması da beklentileri yükseltiyor.

Dizinin 3. bölümü 25 Eylül 2025 Perşembe akşamı saat 20.00’de Show TV ekranlarında seyirciyle buluşacak.

VELİAHT 2. BÖLÜMDE NE OLDU?

Veliaht dizisinin 2. bölümünde, konağa gizemli bir şekilde getirilen Timur, kendini bir anda Karslı ailesinin merkezinde buldu. Veliaht olarak seçilmenin ne anlama geldiğini çözmeye çalışan Timur, aile üyelerinin sert tepkileriyle karşılaştı.

Reyhan, bu yabancı adamla sahte bir evlilik oyunu oynamaktan oldukça rahatsızken, yaşanan karmaşadan habersiz olan Zafer’in konağa dönmesi olayların seyrini değiştirdi. Karslı ailesinde gizlenen sırların birer birer ortaya çıkması an meselesiydi. İzleyici adeta "fırtına öncesi sessizlik" yaşadı.

VELİAHT 3. BÖLÜMDE SEYİRCİYİ NELER BEKLİYOR?

Veliaht dizisinde 3. bölüm fragmanı yayınlandı. Fragmanda hikayenin gidişatını baştan sona değiştirecek sahneler izleyiciye sunuldu. Fragmanın en çarpıcı anı ise Zülfikar’ın Timur’u ‘Zafer’ adıyla veliaht ilan ettiği sahne oldu.

#r-1147386,1146961,1147421,1146949#

Cüneyt Akçatepe
21 Eylül 2025
Cüneyt Akçatepe
Rize'deki sel felaketinde son durum ne, can kaybı var mı?

Rize başta olmak üzere Doğu Karadeniz illeri yoğun yağışın etkisi altında. Özellikle Ardeşen, Fındıklı, Kalkandere ve Çamlıhemşin ilçelerinde hayatı durma noktasına getiren sağanak, ulaşımı engelledi ve çok sayıda tahliyeyi beraberinde getirdi. Peki,

Rize’de sel felaketinde son durum ne, can kaybı yaşandı mı?

RİZE'DEKİ SEL FELAKETİNDE SON DURUM NE?

Kentte son 24 saatte metrekareye 1000 kilogramın üzerinde yağış düştü. Bu miktar, Türkiye’nin birçok ilinin yıllık yağış ortalamasını aştı. Fırtına Deresi ve Arılı Deresi başta olmak üzere çok sayıda dere kritik seviyeye ulaşarak taşkınlara yol açtı.

Çamlıhemşin-Ayder yolu ile Rize-Erzurum karayolu sel nedeniyle ulaşıma kapanırken köprüler ve yollar çöktü. AFAD, DSİ, karayolları ve jandarma ekiplerinden 269 personel ve 80 araç bölgede çalışmalarını sürdürüyor.

RİZE'DEKİ SEL FELAKETİNDE CAN KAYBI VAR MI?

Rize Valisi Selim Baydaş, sel felaketinde can kaybı yaşanmadığını açıkladı. Valilik açıklamasına göre riskli bölgelerde yaşayan çok sayıda vatandaş tahliye edildi. Yağışın ise sürmesi bekleniyor.

Çamlıhemşin’de Ayder yolu üzerinde iki bungalov sele kapıldı. Yetkililer, tedbirlerin artırıldığını ve vatandaşların güvenliği için çalışmaların aralıksız sürdüğünü duyurdu.

15 aile tedbir amaçlı evlerinden tahliye edilirken Fındıklı öğretmenevi ve yakınlarının yanına yerleştirildi.

#xcar-[https://x.com/turkiyegazetesi/status/1969300633883746573]#

HANGİ İLÇELER SELDEN ETKİLENDİ?

Ardeşen, Fındıklı, Kalkandere ve Çamlıhemşin ilçeleri başta olmak üzere birçok bölgede sel ve taşkın etkili oldu.

#r-1147303,1147267#

İrem Öz
20 Eylül 2025
İrem Öz
Pandemide ücretsiz izne çıkarılanlar dikkat! Yargıtay'dan emsal niteliğinde "tazminat" kararı

Koronavirüs pandemisi dönemi ücretsiz izne çıkarılan işçilerle ilgili yeni bir gelişme yaşandı.

Yargıtay

9. Hukuk Dairesi, mağdur işçilerle ilgili önemli bir karara imza attı.

#r-1147288#

6 HAFTALIK İZİNLER TAZMİNATA DAHİL EDİLECEK 

Daire, 29 Mayıs 2025 tarihli kararında, ücretsiz izin sürelerinin kıdem tazminatı ve yıllık izin hakkı hesabında hangi şartlarda dikkate alınacağını hükme bağladı.

Karara göre, pandemi döneminde 4857 sayılı İş Kanunu'na eklenen geçici 10/2 maddesi kapsamında, ücretsiz izinde geçirilen süreler işçinin kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin hesabında bildirim süresine eklenen 6 haftayı aşmamak kaydıyla hizmet süresinden sayılacak

.

Ancak bu süreyi aşan ücretsiz izinler, kıdem ve yıllık izin hesabında dikkate alınmayacak.

Böylece pandemi döneminde uzun süre ücretsiz izne çıkarılan işçilerin kıdem tazminatı ve yıllık izin haklarının belirlenmesinde yeni bir görüş oluşmuş olacak.

"BU EMSAL KARAR ÇOK ÖNEMLİ BİR BOŞLUĞU DOLDURUR NİTELİKTE"

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Sosyal Güvenlik Başuzmanı İsa Karakaş, pandemi döneminde uygulanan ücretsiz izinlerin kıdem tazminatına ve yıllık izin hesaplamalarına yansıması adına yargıya taşındığını söyledi. Karakaş, bölge mahkemelerinden bu konuda birbirinden farklı kararlar çıktığını ve konunun Yargıtay'a taşındığını söyleyerek, "

Nitekim Yargıtay yeni kararını verdi ve bu kararla birlikte yüz binlerce çalışan eksik ödenmiş olan kıdem tazminatını, yıllık iznini alabilecek. Zira bu emsal karar bir dönüm noktası çok önemli bir boşluğu doldurur niteliktedir

" ifadelerini kullandı.

#r-1147313#

"İŞÇİLER HİÇ ÇALIŞMAMIŞ GİBİ BİR DURUM OLUŞMUŞTU"

Ücretsiz izin uygulamasının normal şartlarda kıdem tazminatına sayılmadığını Karakaş, ücretsiz uygulamasında hizmet akti askıda kabul edildiğinden dolayı yıllık iznin belirlenmesine esas sürede de dikkate alınmadığını aktardı. Karakaş, "Dolayısıyla pandemi döneminde birçok iş veren bu süreleri hem kıdem tazminatına esas sürede hem yıllık izine esas sürede dikkate almamıştı. İşçiler açısından ise sanki böyle hiç çalışmamış gibi bir durum ortaya çıkınca bu durum işçiler açısından çok büyük bir psikolojik rahatsızlığa yol açıldı" değerlendirmesinde bulundu.

Konuya ilişkin bölge mahkemelerinde çıkan kararlara değinen Karakaş, "Bölge adliye mahkemeleri kimisi ücretsiz izin olduğundan dolayı bunun kıdem tazminatına esas sürelerde ve yıllık izine esas sürelerde dikkate alınmaması yönünde kararlar verdi. Bazı bölge adliye mahkemeleri ise işçiler açısından çok büyük bir hak kaybı olacak ve ortada mağduriyet olmasından dolayı bunun 6 hafta artı ihbar önerileri şeklinde dikkate alınması gerektiği yönünde kararlar verdi. Nitekim bütün bu bölge adliye mahkemesi kararlarında ortaya çıkan uyuşmazlık ve farklı kararlarla ilgili konu Yargıtay'a intikal etti" bilgilerini paylaştı.

"BÜTÜN KAYIPLARI İŞÇİNİN YÜKLENMESİNİN ADİL OLMADIĞINA HÜKMEDİLDİ" 

Yargıtay'ın pandemideki zorunlu ücretsiz izin uygulamasının işçinin ve işverenin iradesi dışında gerçekleştiğini göz önünde bulundurduğunu söyleyen Karakaş, "Y

argıtay, kıdem tazminatı ve yıllık izin açısından bütün kayıpları işçinin yüklenmesinin adil olmayacağını hükmetti. Yine işveren açısından da her ne kadar yasal olarak zorunlu ücretsiz izin işveren iradesiyle olmuş olsa bile işveren de aslında mecburiyetten dolayı bu yola başvurduğunu ve bütün yükün işverenin üzerine atılmasının da doğru olmayacağını; bu anlamda daha hakkaniyetli, adil ve dengeli bir karar alınması gerektiğine hükmetti.

Verilen kararda, hükümet kararıyla verilen zorunlu ücretsiz izin dönemlerinin ihbar önerileri süresine göre belirlenmesi gerektiği ve bu sürelere 6 hafta eklenmesi gerektiği, bunu aşan kısımların ise dikkate alınmaması yönünde karar verdi." ifadelerini kullandı.

#r-1147349#

"İŞÇİLER EMSAL KARARLA BİRLİKTE DAVALARI KAZANACAKLAR" 

Kararın etkileri üzerine konuşan Karakaş, "Eğer işçiler hala çalışıyorsa işverenlere tavsiyemiz ihbar süreleri artı 6 hafta şeklinde kıdem tazminatına esas sürelerde ve yıllık izin hesabında dikkate almaları yönünde.

İşçilerin mahkemeye gittikleri takdirde bu emsal kararla birlikte davaları kazanmış olacaklar. Dolayısıyla işverenler gereksiz yere mahkeme masrafları ve kağıt ücreti ödemiş olacak

. İşten çıkmış olan işçilerin durumu bakacak olursak, 5 yıllık zaman aşımı süresi var. Bu 5 yıllık zaman aşımı süresi içerisinde mahkeme yoluna başvurup verilmemiş olan haklarını alabilirler. 5 yıllık zaman aşımı işten çıktıktan sonraki 5 yıllık süreyi kapsıyor" açıklamasında bulundu.

"PANDEMİDE FİİLİ ÇALIŞMA SÜRESİ 9 AY OLAN İŞÇİ KIDEM TAZMİNATI ALAMAYACAK" 

Karakaş, pandemi döneminde henüz bir yılını doldurmamış fakat zorunlu ücretsiz izne ayrılmış işçilerin durumuna ilişkin bilgilendirmelerde de bulunarak, "İşçi çalışırken zorunlu ücretsiz izine ayrıldığını farz edelim.

İşçinin fiili çalışma süresi 9 aysa ve geriye kalan da ücretsiz izin şeklindeyse bu durumda bir yıl dolmadığından dolayı bu işçi ne olacak? Kıdem tazminatına hak kazanmamış olacak.

Yine yıllık izne hak kazanmamış olacak. Dolayısıyla işçiler Yargıtay'ın kararıyla ücretsiz izin süreleri kıdem tazminatına alınması halinde hem kıdem tazminatına hak kazanacak, hem de işten ayrıldıkları için alamadıkları kullanamadıkları yıllık izni kullanmış olacaklar" değerlendirmesinde bulundu.

"YILLIK ÜCRETLİ İZİN VE KIDEM TAZMİNATININ FARKINI TALEP EDEBİLİRLER" 

İşçilerin sürece ilişkin atmaları gereken adımlara ilişkin de konuşan Karakaş, "İşçiler öncelikle işverene gitmeli ve işverenlerine emsal kararı göstererek benim şu kadarlık sürem hesaplamaya dikkate alınmamıştı. Bu süreye ait almamış olduğum yıllık ücretli iznimi ve kıdem tazminatımı farkını talep ediyorum diyebilirler. İşveren de bunu reddettiği takdirde mahkeme yoluyla kazanmalarının mümkün olduğunu söyleyebiliriz" şeklinde konuştu.

Mesut Şahin
20 Eylül 2025
Mesut Şahin
TEKNOFEST'te 4. gün heyecanı zirve yaptı: SOLOTÜRK nefes kesti!

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) iş birliğiyle gerçekleşen, dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali

TEKNOFEST,

İstanbul Atatürk Havalimanı’nda ziyaretçi akınına devam ediyor.

#r-1147351#

Türkiye’nin dört bir yanından gelen, her yaştan teknoloji ve savunma sanayisi tutkunları festival alanını doldurarak büyük bir heyecan yaşıyor.

SOLOTÜRK gösteri uçuşu izleyenlere unutulmaz anlar yaşattı. 

Festivalin 4. gününde, hafta sonu tatilinin de etkisiyle yoğunluk zirveye ulaştı. İlk günlere göre artan kalabalık arasında, yerli ve milli teknolojiler ziyaretçilerle buluştu.

Festivalde gerçekleştirilen SOLOTÜRK hava gösterisi ise vatandaşların nefesini kesti.

HİSAR, KORKUT VE EJDERHA İZLEYENLERİ ETKİLEDİ

Tekirdağ’dan TEKNOFEST’e gelen bir vatandaş, "Yaşım 18. Tekirdağ’dan buraya TEKNOFEST’teki mühendislerimizin yapmış olduğu araçları görmeye geldim. İlk Çelik Kubbe’yi gördüm.

HİSAR, KORKUT, EJDERHA

olsun gerçekten beni çok etkiledi. Bunları yakından görüp dokunma fırsatımız olduğu için içimde çok büyük bir heyecan var diyebilirim. Mühendislerimizle gurur duydum. Buraya gelmek için çok uzun yollardan, süreçlerden geçtik.

Festivalde, T-129 Atak Helikopteri gösteri uçuşu gerçekleştirdi.

Şu anda milli savunma sanayimiz güzel gidiyor. Çok kalabalık bir ortam var. Herkes meraklı, desteğimiz tam. KIZILELMA, AKINCI’yı televizyonda görmüştüm açıkçası bu kadar büyük olduklarını düşünmemiştim. Yanlarındaki füzeleri, roketleri falan gördüm" dedi.

ALAN HINCA HINÇ DOLDU!

TEKNOFEST’in kalabalığından etkilendiğini söyleyen Kaan Selvi, "

Eskişehir’den geldim. Açıkçası çok mutluyum, ileride belki mesleğim olacak. Bir sürü uçak görüyoruz. Uçakları seviyorum, havacılığı seviyorum, iyi ki buradayım. Uçaklardan, atmosferden, bu kadar kalabalık olmasından gerçekten çok etkilendim. Uçaklar haberlerden çok küçük görünüyordu ama beklediğimden daha büyük, daha etkileyici çıktı. Gurur duyuyorum. Ben Sabiha Gökçen’de uçak bakım alanında okuyorum. 11. Sınıf öğrencisiyim. Milli Savunma Üniversitesi Hava Harp Bölümünü düşünüyorum. Savaş pilotu ya da hava subayı olmak istiyorum"

ifadelerini kullandı.

Uçakların büyüklüğüne dikkat çeken Yiğit Öztürk ise, "Türk milleti için çok değerli bir festival. Gerçekten televizyondan çok küçük görünüyor ama burada gayet büyük olduğunu görüyoruz. Birçok uçak var. Onları yakından görmek ve pilotlarla fotoğraf çekinmek gibi bir imkana sahibiz. Gelecekte uçak bakım alanında tekniker olmak istiyorum" diye konuştu.



Çağla Çağlar
20 Eylül 2025
Çağla Çağlar
Üniversitelerin insansız hava aracı mesaisi! İlk milli İHA'lar (18 Temmuz 2004) — BİR ZAMANLAR TÜRKİYE

🔴BİR ZAMANLAR TÜRKİYE —

Türkiye Gazetesi, 55 yıl boyunca milli ve manevi değerlerle bilim, savunma ve milli teknoloji alanındaki gelişmeleri okurlarına aktardı. Gençliğin büyük bir heyecanla takip ettiği TEKNOFEST ruhunu yansıtan çalışmalar da gazetenin sayfalarında geniş yer buldu.

Bugün uçak tasarımından savunma sanayiine, teknolojik araştırmalardan afet bölgelerinde kullanılacak çözümlere kadar geniş bir alandaki projeler, hem ülkenin geleceğine hem de gençliğin hayallerine ışık tutuyor. Ancak TEKNOFEST'ten önce yaşanan zor dönemler çabuk unutuluyor.  

Üniversiteler, sanayi kuruluşları ve devlet işbirliğiyle geliştirilen insansız hava araçları da bunlardan biri olarak gazetemizin arşiv sayfalarında dikkat çekiyor.

#r-1146957#

18 Temmuz 2004 tarihli Türkiye gazetesi haberinde İHA projelerine verilen büyük destek şöyle aktarılıyor: 

İNSANSIZ TÜRK UÇAĞI

Üniversiteler ve sanayi kuruluşlarının işbirliğiyle üretilecek

"İnsansız Hava Aracı"

projesi hız kazandı. 3 yılda hazırlanacak araç, trafik kontrolünden doğal afetlere kadar birçok alanda kullanılacak. ODTÜ’nün koordinatörlüğünde bir araya gelen üniversiteler ve sanayi kuruluşları,

Türkiye'nin yerli tasarım "insansız hava aracı"nı üretmek için çalışmalarını hızlandırdı.

İnsansız hava araçları, üzerlerine yerleştirilecek kamerayla "keşif, gözetleme ve hedef" tespiti yapacak. Bu araçların, trafik kontrolünden kaçakçılığı önlemeye kadar geniş kapsamlı kullanım alanı bulunuyor. İnsansız hava araçlarının, özellikle doğal afetlerden sonra bölgenin görüntülerini aktararak hasar tespiti yapılmasını sağlamada büyük yarar sağlayacağı bildirildi.

Türkiye'nin ilk İHA'larından TUSAŞ 'X-1 Şahit’

DESTEK BÜYÜK

"İnsansız Hava Aracı Projesi"ni,

ODTÜ Havacılık ve Uzay Mühendisliği Bölümü

’nün koordinatörlüğünde bir araya gelen

Boğaziçi, Konya Selçuk, Trakya ve Gazi üniversiteleri

yürütüyor.

Devlet Planlama Teşkilatı

'nın kaynak sağladığı projeye,

Türk Hava Kurumu, TAI, TUSAŞ, ASELSAN, ROKETSAN ve ODTÜ Teknokent’teki GATE Elektronik

gibi kuruluşların yanı sıra bu alanla ilgili KOBİ’ler de destek veriyor.

Araçlar, 2 değişik modelde tasarlanıyor. Bunlardan birisi 5-10 kilometre menzilli ve yaklaşık 1 saat havada kalış süresine sahip olacak. Diğeri de daha büyük boyutta ve en az 100 kilometre menzilli olacak. Bu tip ise havada daha fazla süre kalabilecek. Araçlar, pistten kalkış-iniş yapabilecek veya bir fırlatıcıyla atılıp paraşütle inebilecek şekilde tasarlanacak. Proje çerçevesinde, hava araçlarını yerden kullanacak "pilot"un eğitimi için simülatör de üretilecek.

İlk İHA projelerinden olan TUSAŞ Turna projesine 1995 yılında başlandı. Testleri 1998 yılında tamamlanıp 2001'den itibaren kullanıldı.

3 SENEDE HAZIR

Projenin koordinatörü ODTÜ Havacılık ve Uzay Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Nafiz Alemdaroğlu, projeyi bu sene başında hazırlamaya başladıklarını belirterek, "3 senenin sonunda Türkiye'ye iki ayrı tip insansız hava aracını kazandırmak istiyoruz" dedi. Araçların kullanım alanlarının çok geniş olduğunu ifade eden Alemdaroğlu, şunları kaydetti:

"Hava araçlarını doğal afet sonrası hasar tespiti için görüntü çekmede, iletişim sağlamada, trafik kontrolünde, sınır emniyeti için gözetlemede, nümünayişlerde, orman yangınlarında, zirai mücadelede kullanmak mümkün. Örneğin bir deprem olduğunu düşünün. Deprem bölgesine ulaşmanın, iletişimi sağlamanın zor olduğu durumlarda bu uçaklardan yararlanılabilir."

ÜNİVERSİTELERİN İHA MESAİSİ

1992 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Türkiye’de insansız hava araçları üzerine akademik bazda ilk araştırmalardan bazılarını gerçekleştirdi. Bu dönemde sabit kanatlı, küçük boyutlu insansız hava aracı prototipleri üretildi ve çalışmalar daha çok otomatik uçuş kontrol sistemleri üzerine yoğunlaştı.

1996’da İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi’nde öğrenciler ve akademisyenler, ilk küçük ölçekli insansız hava araçlarını geliştirmeye başladı. Bu yıllarda tasarlanan araçlar, rüzgâr tüneli testleri ve deneysel uçuşlarla sınırlı kaldı.

2000 yılına gelindiğinde Selçuk Üniversitesi’nde öğretim üyeleri ve öğrenciler, deneysel amaçlı insansız uçak projeleri üzerinde çalışmaya başladı. Kısa menzilli ve elektrik motorlu bu araçların ilk uçuş denemeleri de aynı dönemde gerçekleştirildi.

2003 yılında Anadolu Üniversitesi Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi, pilotaj ve uçak mühendisliği eğitimine paralel olarak insansız hava aracı tasarımlarına yöneldi. Bu yıllarda üniversitenin geliştirdiği projeler, daha çok eğitim ve gözlem amaçlı küçük sistemlerden oluşuyordu.

#r-1147201,1146988,1146375#

2005’te Hacettepe Üniversitesi, otonom kontrol sistemleri ve İHA yazılımları üzerine çalışmalar yürüttü. Bu süreçte GPS destekli ilk otomatik uçuş denemeleri gerçekleştirildi.

2007’de Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencileri, TÜBİTAK destekli yarışmalara katılmak amacıyla sabit kanatlı insansız hava aracı prototipleri geliştirdi. Bu araçların menzili birkaç kilometreyle sınırlıydı.

2010 yılında Erciyes Üniversitesi bünyesinde hem döner kanatlı (helikopter tipi) hem de sabit kanatlı insansız hava aracı projeleri yapıldı. Bu projeler özellikle şehir içi gözetleme ve haritalama amaçlı olarak tasarlandı.

2016 sonrasında ise TEKNOFEST ve TÜBİTAK yarışmalarıyla birlikte üniversiteler İHA çalışmalarında büyük bir ivme kazandı. İTÜ, ODTÜ, Selçuk, YTÜ, Gazi, Erciyes ve daha birçok üniversite öğrencisi kendi araçlarını geliştirerek yarışmalara katıldı. Bu dönemde sabit kanatlı, döner kanatlı ve hibrit (VTOL – dikey kalkış yapabilen) insansız hava araçları ortaya çıktı.

Bugün pek çok üniversitede gençler ve akademisyenler uçak teknolojisi ve yeni hava sistemlerine zihin yorarak çalışmaya devam ediyor. Geliştirilen projeler TEKNOFEST'te görücüye çıkarak destekleniyor. 

 

Ali Tüfekçi
20 Eylül 2025
Ali Tüfekçi
BİST 100’de haftalık getiriler yüzde 50’yi geçti! Borsada en çok hangi sektör ve hisseler yükseldi?

TÜRKİYE GAZETESİ/Ö. Faruk Bingöl-

Borsa İstanbul

’da BİST 100 endeksi bu hafta %8,89 prim yaparak 11.294’ten kapanış yaptı. Böylece endeks, son 11 haftanın en sert yükselişini de gerçekleştirmiş oldu.

Piyasaları destekleyen gelişmelere bakıldığında; Türkiye’nin risk primini gösteren CDS oranı bu hafta en düşük 237 puana kadar geriledi. Bu oran, aynı zamanda Şubat 2018’den bu yana kaydedilen en dip seviye oldu. Başka ifade ile Türkiye’nin kredisi risk primi yaklaşık son 7,5 yılın en düşük seviyesini görmüş oldu.

#r-1147156#

CDS NEDİR? NEDEN ÖNEMLİDİR?

Finansal piyasalarda oldukça önemli bir gösterge olan CDS, bir ülkenin iflas riskinin bir ölçüsü olarak da tanımlanıyor. CDS, dış piyasalardan yapılan borçlanmalarda “kredi yükümlülüğünün yerine getirilmeme riskine karşı” ödenen prim olarak biliniyor. Yüksek CDS değeri, aynı zamanda yüksek kredi riskine işaret eidyor ve ülkenin daha yüksek maliyetle borçlanmasına sebep oluyor.

CDS, risk algısının da bir barometresi olarak görülüyor ve finansal kararlar için önemli bir ölçüt olarak kullanılıyor. Yabancı yatırımcılar, CDS’i de dikkate alarak bir ülkeye yatırım için hareket edebiliyorlar.

Kredi risk priminin düşmesi ekonomik istikrarın ve güçlü mali disiplinin bir işareti oluyor. Daha düşük risk primi, yabancı yatırımcıların güvenini ve ülkeye girişini artırıyor. Borçlanma maliyetlerini azaltarak ekonomik büyümeyi destekliyor. Piyasaların genelinde olumlu bir hava oluşuyor.

EN ÇOK YÜKSELEN SEKTÖRLER

CDS’te yaşanan gerileme, bu hafta borsayı destekleyen ana katalizör olarak öne çıktı.

Bu hafta en çok yükselen sektörlere bakıldığında; Finansal kiralama (%26,77), Teknoloji (%15,44) ve Madencilik (%11,84) endeksi öne çıktı

. Bankacılık Endeksinde ise %8,30 yükseliş dikkat çekti.

#r-1147206#

EN ÇOK YÜKSELEN HİSSELER

BİST 100 endeksinde haftalık getirilere bakıldığında ise %50’yi aşan primler yaşandı.

BSİT 100 kapsamında en çok yükselen ilk 5 hisse şöyle sıralandı:

-Işıklar Enerji ve Yapı Holding (IEYHO): 23,34 TL (%55,29)

-Kontrolmatik (KONTR): 34,00 TL (%41,55)

-Destek Finans Faktoring (DSTKF): 693,00 TL (%31,62)

-CW Enerji (CWENE): 21,60 TL (%29,03)

-Tekfen Holding (TKFEN): 95,65 TL (%17,58)

FED’İN FAİZ İNDİRİMİ POZİTİF

Küresel tarafta ise bu hafta ABD Merkez Bankasının bu yıl ilk faiz indirimine giderek politika oranını %4,25’e çekmesi, ekim ve aralık toplantılarında da faiz indirimlerine kapıyı aralaması ABD dolarını dünyada zayıflattı. Rezerv para dolar için “daha düşük faiz” tahminleri, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu gelişmekte olan ülkelere yabancı sermaye akışının artması beklentisini de canlı tutuyor.

#r-1147136#

PİYASADA BEKLENTİLER

Gelecek haftanın ajandasında bakıldığında Merkez Bankası tarafından her ay düzenli olarak açıklanan ‘Sektörel Enflasyon Beklentileri’nin eylül sonuçları öne çıkıyor. Söz konusu veriler, 25 Eylül Perşembe günü gelecek. Ağustos ayındaki ankette 12 ay sonrasına ilişkin yıllık enflasyon beklentileri; piyasa katılımcıları için %22,8, reel sektör için %37,7 ve hane halkı için de %54,1 seviyesine gerilemişti.  Eylülde de enflasyon beklentilerdeki düşüşün sürmesinin, faiz indirimlerinin devamı açısından destekleyici olabileceği ifade ediliyor.Ayrıca gelecek hafta tüketici güven endeksi ve kapasite kullanım oranı verileri de bekleniyor.

Tacirler Yatırım tarafından yapılan değerlendirmede, CDS risk priminde yaşanan düşüşe dikkat çekerek, “Şirket değerlemeleri üzerinden hesapladığımız 12 aylık BİST 100 endeksi hedefi, yeniden 15 bin puan civarına yaklaştı” ifadelerine yer verildi.

Ömer Faruk Bingöl
20 Eylül 2025
Ömer Faruk Bingöl
Dünyanın dört bir yanında 'talep edilen güç'! MKE'nin Denizhan'ı ambargoyu kırdı, Pirana KİDA'sı tarih yazdı

Makine ve Kimya Endüstrisi (MKE) Kurumsal İletişim ve Protokol Müdürü Utku Evin

, MKE'nin savunma sanayinde çığır açan projeleriyle ilgili İstanbul Atatürk Havalimanı'nda düzenlenen

TEKNOFEST

’te Türkiye Gazetesi’ne özel açıklamalarda bulundu.

#r-1147127,1146957#

MKE'DEN DOST VE MÜTTEFİK ÜLKELERDE GÜÇLÜ YATIRIMLAR

Evin, MKE’nin dünyanın en köklü ve tecrübeli savunma sanayi şirketlerinden biri olduğunu vurgulayarak, Türkiye’nin de bu alanda dünya çapında önemli başarılara imza attığını söyledi.

Türkiye’nin savunma sanayisinde geldiği noktaya dikkat çeken Evin,

MKE’nin sadece yurt içinde değil, dost ve müttefik ülkelerde de güçlü yatırımlar yaptığını belirtti. 

DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDA TALEP EDİLEN TEKNOLOJİ

Bu kapsamda Polonya, Moğolistan, Kongo ve Azerbaycan’da kurulan fabrika tesisleriyle hem iş birliğinin hem de savunma sanayi ihracatının güçlendiğini ifade etti.

Evin, bu anlaşmaları,

"Dünyanın dört bir yanında, Avrupa'dan Asya'ya uzanan bir coğrafyada, teknoloji transferi konusunda Türkiye ve MKE'nin geldiği konum talep edilen bir konumdur"

sözleriyle anlattı.

Ayrıca Evin, savunma sanayindeki ihracatın en büyük kalemlerinden birinin, bu ülkelerde kurulan tesisler olduğunu anlattı.

DENİZHAN AMBARGOYU KIRDI

TEKNOFEST'te, MKE için kurulan özel alanda ayrıca

"Denizhan Deniz Topu"

hakkında konuşan Evin, çarpıcı ifadelerde bulundu.

Evin, "Denizhan çok önemli bir sistem, yıllarca deniz topu alanında yurt dışı ambargolara maruz kaldık. Bize ya satmak istemediler, ya da fahiş fiyatlar talep ettiler. Allah'a şükür ki, Denizhan Deniz Topu'muzu, üretme kabiliyetini kazandık. Şu ana kadar 5 tane Denizhan üretildi. Denizhan'larımızın hepsi, yerli ve milli gemilerimizin üzerinde muharebeye hazır halde bekliyorlar" ifadelerini kullandı.

Ayrıca Evin, Denizhan'ın yurt dışında da ses getirdiğini belirterek,

Endonezya ile ilk deniz topu ihracatı için sözleşme imzalandığını açıkladı.

PİRANA KİDA'DAN TARİHİ TATBİKAT

Son olarak kamikaze insansız deniz aracı Pirana KİDA hakkında bilgiler veren Evin, ürünü en çok ön plana çıkaran özelliğin, radarlara yakalanmama kabiliyeti olduğunu söyledi.

Bu özelliğin KİDA'nın üretiminde kullanılan malzemelerden kaynaklandığı belirtildi.

Evin, bu özelliğin, TCG Anadolu ve Bayraktar TB3 ile yapılan müşterek tatbikatta Denizhan'ın TCG Anadolu'dan komuta edildiğini ve daha sonra Anadolu gemisinden kalkan Bayraktar TB3'ün belli bir menzilden sonra Pirana KİDA'nın kontrolünü aldığını, böylece menzilin daha da arttığını açıkladı. Bir sonraki aşamanın ise, uydudan kontrol olacağı belirtildi. 

MKE YALNIZCA ÜRETİCİ DEĞİL...

MKE, yalnızca bir üretici değil, aynı zamanda küresel güvenlik denkleminde ağırlığı artan bir

teknoloji sağlayıcısı

konumunda.

Denizhan ile yılların ambargosunu kıran, Pirana KİDA ile geleceğin savaş sahnesine hazırlanan MKE, Türkiye’nin savunma sanayinde nereden nereye geldiğinin en güçlü göstergelerinden biri.

MKE, bugün savunma sanayisinde “üretici” tanımının çok ötesine geçmiş durumda. Geliştirdiği teknolojiler Türkiye’yi savunma sanayinde oyun kurucu aktörlerden biri haline getiriyor.

Batıkan Altaş
19 Eylül 2025
Batıkan Altaş
Şara’dan SDG’ye son uyarı: "Türkiye'nin askeri operasyonu gündeme gelebilir" | Türkiye Today yazdı

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara

, Şam’daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda Türkiye Today yazarı Ömer Özkızılcık’ın da aralarında bulunduğu bir grup gazeteci ve araştırmacıyla bir araya geldi. 

#r-1146722#

Görüşmenin ana gündemi İsrail ile ilişkiler ve 60 yıl sonra ilk kez Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na katılım olsa da, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın Türkiye’yle ilgili açıklamaları dikkat çekti.

"ANKARA'NIN ASKERİ OPERASYONU GÜNDEME GELEBİLİR"

Türkiye Today’e göre, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, “

SDG, Aralık ayına kadar Suriye’ye entegrasyon konusunda ayak sürümeye devam ederse, bölgede Türkiye'nin askerî operasyonu gündeme gelebilir”

sözleriyle açık bir uyarı gönderdi.

Aynı zamanda, Esad sonrası dönemde Türkiye’nin askeri müdahale yerine müzakere yolunu seçmesini sağlayan süreci yeniden hatırlattı.

“Türkiye Today yazarı Ömer Özkızılcık ile Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara

'KÜRTLERİN HAKLARINI SİZDEN DAHA FAZLA ÖNEMSİYORUM'

Ahmed Şara, SDG ile yürütülen görüşmelerde,

Mart ayında

Şam’ı ziyaret eden sözde SDG elebaşı Mazlum Abdi’ye yaptığı çıkışı da hatırlattı. Şara’nın aktardığına göre, görüşmenin başında şu sözleri kullandı:

“Buraya Kürtlerin haklarını talep etmek için geldiyseniz, zahmet etmeyin. Bu hakları korumak ve Kürtlerin

Suriye'nin eşit vatandaşları olmasını sağlamak benim temel ilkemdir. Kürtlerin haklarını sizden daha fazla önemsiyorum.”

#r-1143508#

'10 MART ANLAŞMASI, ABD VE TÜRKİYE'NİN İLK KEZ ORTAK DESTEK VERDİĞİ ÇÖZÜMDÜ'

Şara’ya göre, yürütülen müzakereler sonucunda 10 Mart 2025 tarihinde bir anlaşma ortaya çıktı. Bu sürecin en dikkat çekici yanı, hem ABD’nin hem de Türkiye’nin bu çözüm önerisini ilk kez aynı anda desteklemiş olmasıydı. Ancak süreç sabote edildi.

Ahmed Şara, “SDG ve PKK içindeki bazı gruplar anlaşmanın uygulanmasını sabote etti ve süreci yavaşlattı” dedi.

SDG SÜRECİN DIŞINDA!

Suriye lideri terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın PKK’nın feshedilmesi yönündeki çağrısına da değindi. Bu çağrının olumlu karşılandığını belirten Şara, buna rağmen SDG’nin kendini sürecin dışında tuttuğunu iletti:

“SDG’nin kuzeydoğu Suriye’deki statükosu yalnızca Türkiye için değil, Irak için de ulusal güvenlik tehdidi oluşturuyor."

'SURİYE %90 ADEMİ MERKEZİYETÇİ; TALEPLER AYRILIKÇI'

SDG’nin ademi merkeziyetçilik taleplerine yönelik değerlendirmelerde bulunan Ahmed Şara, mevcut Suriye yasalarının bu ihtiyacı zaten büyük oranda karşıladığını söyledi:

“Suriye zaten %90 oranında ademi merkeziyetçidir. Toplum federal sistemi veya ademi merkeziyetçiliği tartışmaya hazır değil. Bu talepler özünde ayrılıkçı.”

Muzeyyen Bıyık
19 Eylül 2025
Muzeyyen Bıyık
Korku eşiği aşıldı, kralını yaparız! 10 yılda değişen TEKNOFEST gençliği

İRFAN ÖZFATURA’NIN HABERİ -

TEKNOFEST'’in 10 küsur yıllık macerası var. İlk zamanlar bu kadar renkli değildi. Mamül ürünlerden ziyade maketler resimler olurdu standlarda, gençler yine meraklıydı ama içlerinden pek azı proje yapmış sunmaya kalkmıştı kalabalığa.
Artık sadece havacılık değil tarım, ulaşım, şehircilik, trafik, çevre, haberleşme, enerji, sağlık gibi insanı ilgilendiren her mevzuda yeni fikirler sergileniyor. 

Ayakları yere basmayan festivalde ayakları yere basan projelerle tanışıyorsunuz, çoğunun tatbiki mümkün, bu da millete ümit veriyor.
İnanın bütün salonlar dolu, her masada ayrı proje sergileniyor. 

Yerli milli arabamız Togg büyük bir eksikliği giderdi, yüzlerce otomobil projesi ise sırada bekliyor.

Bir kere her üniversitenin bir oto tasarım takımı var, yaptıkları arabalar, süratte, iktisatta, estetikte yarışıyor. Bazıları otonom kabiliyetler kazanmış, garip engelleri aşıp, otoparkı buluyor,  gidiyor güzelce park ediyor.

Bu hususta bilhassa

Yıldız Teknik Üniversitesi

hayli çaba sarf ediyor, yurt dışı başarılara da imza atıyor.

Gençler robot konusunda da hayli iddialılar, kimi yazılımda, kimi elektronikte, kimi mekanikte iyi, ekip olunca ortaya güzel işler çıkıyor. Robotlar önlerine çıkarılan maniaları geçiyor bir paketi ya da ağırlığı kaldırıyor, alıp filan yere götürüyor. 


Dron yarışmaları eskiden de vardı artık kabiliyetleri arttı, görüntü topluyor, ilaç serpiyor, kuryelik yapıyor. Son yıllarda roketlere ve su altı araçlarına kayan ilgi gözden kaçmıyor. 

SELÇUK ABİ GİBİ... 

Mektepler eskisi gibi değil öğretmenler çocukları çok iyi yönlendiriyor, TUBİTAK yanlarında, her türlü desteği veriyor. Hepsi Selçuk Bayraktar abilerini örnek alıyor. İHA, SİHA, uçak ve helikopter tasarlıyor. 

Bu arada inovasyon hususunda öne çıkan firmalara alan açmışlar. Paşabahçe bir çay bardağı yapmış, çayı da camdan. Rengi fevkalade tutturmuş alıp yudumlayasınız geliyor, benim gibi tuzağa düşenlere gülünüyor. Bursalı Burkay Tekstil Koza Handaki dekorları kravata geçirmiş, ginkonq biloba yapraklarından harika desenler çıkarmış, fulara yakıştırmış.

TKİ kömür özlü kolonya imal etmiş, gerçekten hafif ve hoş kokuyor. Kara Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri, Jandarma personeli kullandıkları vasıtalar ve cihazlar hakkında meraklıları bilgilendiriyor. Subayları resmi değil samimi, güler yüzle karşılıyor, silahları saklamıyor, izin veriyorlar dokunmanıza.

Birkaç yerde poligon var, çarşaflı bir teyzem geldi, "bam bam bam" hepsi hedefte sıfır karavana. 

ÇOCUKTAN AL HABERİ

Ben TEKNOFESTlerin çocuk kaşiflerini seviyorum. Projelerini sık sık nefes alarak anlatıyorlar, o ne tatlı heyecan? Gördüğüm şu ki

“biz yapamayız” eşiğini aşmış, “kralını yaparız” güvenini kazanmışlar. Yeni nesil çabuk kavrıyor, zaten elektronik cihazlara aşinalar.  

Ramazan ve Sinan iki Ispartalı minik. Biz epilepsi nedir bilmezdik bunlar hastaları takip eden cihaz düzenlemişler o yaşta. Sensörlerle nabız sayılarını ve adele kasılmalarını ölçüyor, kriz başlamadan SMS ile ailesine bildiriyor. 

Yine Isparta’dan mini mini iki kızımız Sümeyye Şenel ve Saliha Dilmaç son kullanma tarihleri ikaz sistemi kurmuşlar, mesela on yıl evvel hazırladığınız deprem çantasına koyduğunuz ilaçlar ve gıdalar bozuldu mu acaba?  
Kimi elektronik ilaç kutusu yapmış, yaşlıları ikaz ediyor, kullandın alma! 

Ankaralı Furkan Canbulut mağarada şehit olan askerlere çok üzülmüş bir kask tasarlamış, zehirli gazlara has sensörlerle donatmış dışarısı ile irtibat sağlamış ayrıca. Madencilerin işine yarar bilhassa. 
Bursa’dan Ömer Efe ve arkadaşları kurutulmuş muz kabuklarını toz haline getirip yangın söndürme topları yapmışlar. Diğer kimyevi maddeler gibi tabiata zararı yok, aksine faydası var. Sahaya mercimek ekip ispatlamışlar.  

ZELZELE İLE YAŞIYORUZ

Ankara’dan gelen minik Sabri de deprem molozları ile kirlenen bölgeleri eski haline döndürmek için hangi bitkilerden istifade etmeli konusuna kafa yormuş. 
Bitlisli Ensar, Akın ve Volkan, enkaz altında kalanlar için destek cihazı yapmışlar. 
Kayseri’den Hasan Emin ve Ecrin ise zeminde mini seviye kayıpları ile devreye giren zelzele uyarı cihazını tanıtıyorlar.
Osmaniye’den Ali, Eymen, Aslı ve Muhammed Cuma diz altı protezlerinin iyi oturması, rahat kullanılması ve dengeli olması için çalışmışlar. 

Osmaniye’den Esma ve Beyza yaya geçitlerine hızlı giren araçlara mani olacak bir sistem geliştirmiş. Yine Osmaniye’den Esra Cennet hasar tespiti yapan bir cihaz üzerinde çalışmış, üstelik bina içine girmeden dışarıdan. 

Ordulu Ömer kalorifer peteği ile duvar arasında kalan sıcak havayı yaymayı düşünmüş, sensörler ölçüyor fanlar dağıtıyor. 
Bayburtlu Yağmur Gökçe ise deniz suyundan içme suyu elde etmek üzerine çalışmış. 

Az suyla ve hiç elektrik yakmadan çamaşır yıkayan makineyi kim istemez? Bilgen ve Muhammed Said’e sorun anlatsınlar. Feyza ve Zeynep Almila topraklarımızın kirlenmesine ve kaybına üzülenlerden, projelerini heyecanla anlatıyorlar. 

ÇARESİ VAR

Trabzon’dan Burak ve Ahmed Cemal arka koltukta oturanı kilosundan tanıyan, yolcu çocuk ise kapıları kilitleyen bir sistem yapmış uygulamışlar. 
Samsun Çarşamba’dan gelen Hasan Mehmed Emin, Ecrin ve Melike kamyon çamurluklarından sıçrayan ve arkadaki arabaların görüşüne mani olan sulara çare bulmuşlar, onların çamurlukları suyu absorbe ediyor ve kanala alıp düşük seviyeden bırakıyor asfalta. 
Normal araçları otonom hale getiren bir kit geliştiren Onur, Talha ve Kuzey, elektriği de güneş sensörlerinden aldıklarını söylüyorlar.
Ankara Gölbaşından gelen İmam hatipli Ali Erdem, Bekir, Muhammed Kerem kardeşlerimiz de sağanak yağışlarda alt geçitlerde ansızın biriken sulara çare üretmiş, araçları gömülmeden ikaz ediyorlar.

Gelelim büyüklere, Gebze Teknik Üniversiteden gelen Cemal, dikey kalkan, yatay gidebilen ve yine dikey inebilen hava aracını tanıtıyor. 
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesinin elektrikli aracı 100 km sürate 5 saniyede çıkıyor. Bilgisayar Mühendisliği öğrencisi Enes bununla yetinmeyeceklerini daha da güçlüsünü ve hızlısını yapacaklarını söylüyor. 

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi öğrencileri şahinleri taklit ederek imal ettikleri kameralı hava aracı ile çok ödül almışlar, şimdi de köpek balığını taklit ederek su altını keşfe çalışacaklar. Özetlersek ''Biz yapamayız'' nesli gitmiş ''Âlâsını yaparız'' nesli gelmiş, korku eşikleri aşıldı ya artık önümüz açık inşallah

Kutu kutu kutu 

Biz yaptık biz!

Serdar'ı, Sancar'ı
Songar'ı, Tulpar'ı
Altay'ı, Anka'yı
Biz yaptık biz!

Bilgem'i, Milgem'i
Alpin'i, Kirpi'yi
Kubbe'yi, Gökbey'i
Biz yaptık biz!

Tayfun'u, Yavuz'u
Togg'u, Kunduz'u
Baykuş'u, Hürkuş'u
Biz yaptık biz!

Hançer'i, Panter'i
Şimşek'i, Akrep'i
Fatih'i, Hürjet'i
Biz yaptık biz!

Ejder'i, Yalçın'ı
Korhan'ı, Kaplan'ı
Kızılelma'yı
Biz yaptık biz!

Boran'ı, Vuran'ı
Hisar'ı, Koral'ı
Pars'ı, Akıncı'yı
Biz yaptık biz!

Serhat'ı, Fersah'ı
Akdal'ı, Kalkan'ı
Atak'ı, Kaan'ı
Biz yaptık biz!

Zeynep Erdivanlı
19 Eylül 2025
Zeynep Erdivanlı
Alanya'daki yangın söndürüldü mü, son durum ne? Son dakika! Alevler yerleşim yerlerini tehdit ediyor...

Antalya'daki yangında son durum merak konusu oldu. Yangın devam ediyor mu, söndürüldü mü, nerede çıktı, hasar var mı? gibisinden soruların cevapları aranıyor. İşte Alanya'daki yangın ile ilgili son dakika detaylar... 

ANTALYA'DAKİ YANGIN NEREDE ÇIKTI?

 Antalya'daki orman yangını Alanya ilçesine bağlı Aliefendi Mahallesi'ndeki ormanlık alanda çıktı. Dün akşam başlayan yangına hızla müdahale edildi. Rüzgarın etkisiyle kısa sürede büyüyen yangın, yerleşim yerlerine yakın bölgeye ulaştı.

ANTALYA'DAKİ YANGIN SÖNDÜRÜLDÜ MÜ?

Antalya'daki yangın henüz söndürülmedi. İhbar üzerine bölgeye gelen Orman İşletme Müdürlüğü, itfaiye ve AFAD ekiplerinin müdahalesi aralıksız olarak sürdü. 

ANTALYA'DAKİ ORMAN YANGININDA HASAR VAR MI?

Bölgede tedbir amaçlı elektrikler kesildi. Alevlerin tehdit ettiği yerleşim yerlerinde evler tahliye edildi. Alevler, sera ve bahçelerde de hasara neden oldu.

#r-1147148#

ALANYA'DAKİ ORMAN YANGININDA SON DURUM NE?

Yangın bölgesinde gece boyunca karadan arazöz ve iş makineleriyle devam eden çalışmalara, sabah saatlerinden itibaren hava araçları da destek vermeye başladı.

Bölgede Orman Genel Müdürlüğüne ait 2 uçak, 8 helikopter, 30 arazöz, 1 iş makinesi, 190 personelin yanı sıra itfaiye, AFAD, jandarma, emniyet, İHH ekipleri de söndürme çalışmalarına katılıyor.

Sabahın ilk ışıklarıyla yoğun müdahaleye başlayan hava araçları, yangın havuzları ve denizden aldıkları suyu yanan alanlara taşıyor.

 

Bölgede yaşayan vatandaşlar da söndürme çalışmalarına katılan ekiplere destek oluyor. Bazı vatandaşlar da yangına müdahale eden ekiplere su ve kumanya dağıttı. Evlerini boşaltan vatandaşlar, hayvanlarını da traktörlere ya da kamyonetlere bindirerek daha güvenli bölgeye taşıyor. 

Sevda Altunbaş
19 Eylül 2025
Sevda Altunbaş
Trump'ın İngiltere seyahati az daha kabusu oluyordu... Helikopteri acil iniş yaptı

Beyaz Saray'dan yapılan açıklamaya göre, ABD Başkanı

Donald Trump

’ın helikopterinin küçük bir hidrolik arıza nedeniyle İngiltere’ye planlanmamış bir iniş gerçekleştirdiğini duyurdu. Olay, ABD’ye dönüş yolculuğu öncesinde yaşandı.

MARİNE ONE, STANSTED HAVALİMANI'NA YÖNLENDİRİLDİ

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, sorunun İngiltere Başbakanı Keir Starmer'ın kır evinden ayrıldıktan sonra meydana geldiğini ve helikopterin Londra Stansted Havalimanı’na kısa süreli gecikmeyle iniş yaptığını belirtti.

Pilotlar güvenlik gerekçesiyle helikopteri yakındaki havaalanına indirdi.

Trump ve eşi Melania Trump daha sonra kısa yolculuğu tamamlamak için yedek bir helikoptere geçti.

TRUMP VE EŞİ, AİR FORCE ONE'A SORUNSUZ GEÇTİ

Trump çifti, Stansted’deki inişin ardından herhangi bir sorun yaşamadan ABD’ye dönüş uçuşunu gerçekleştirmek üzere ABD Başkanlık uçağı Air Force One’a bindi.

Beyaz Saray, olay sırasında herhangi bir yaralanma veya güvenlik riski yaşanmadığını açıkladı.

#r-1146935#

STANSTED HAVALİMANI NEREDE?

İngiltere'nin başkenti Londra’nın yaklaşık 67 kilometre kuzeydoğusunda, Essex bölgesinde bulunan Stansted Havalimanı, yıllık 28 milyondan fazla yolcuya hizmet veriyor. Özellikle Ryanair gibi düşük maliyetli hava yolları için önemli bir merkez olan

Stansted, yoğun Londra hava sahasının dışında konumlandığı için yabancı devlet adamları ve ABD başkanları tarafından da sıkça tercih ediliyor.

TRUMP'IN HELİKOPTERLERİ YURT DIŞINA NASIL TAŞINIYOR?

ABD Deniz Piyadeleri tarafından kullanılan ve başkanı taşıdığı anda “Marine One” kodunu alan helikopterler, Atlantik’i doğrudan uçamıyor. VH-3D Sea King ve VH-60N White Hawk gibi helikopter modelleri, parçalarına ayrılarak C-17 Globemaster III veya C-5 Galaxy kargo uçaklarıyla taşınıyor. Varış noktasında yeniden monte edilen helikopterler, bakım ekipleriyle birlikte test ediliyor ve yedek araçlarla destekleniyor. Böylece başkanın yurt dışı seyahatlerinde güvenliği garanti altına alınıyor.

Abdullah Aydemir
19 Eylül 2025
Abdullah Aydemir
Sakıncalı dizisi ne zaman başlayacak, konusu nedir? Oyuncu kadrosu gündemde!

Sakıncalı dizisi ne zaman başlayacak, konusu nedir

merak ediliyor. Farklı hikayesi ve deneyimli oyuncu kadrosuyla öne çıkan Sakıncalı dizisi yayın tarihi yaklaşırken şimdiden heyecanla beklenen projelerden biri haline geldi.

SAKINCALI DİZİSİ NE ZAMAN BAŞLAYACAK?

NOW TV’nin yeni projelerinden biri olan “Sakıncalı” 2025 yılında ekranlarda yerini alacak. Gold Film tarafından hazırlanan ve tanıtımı kısa süre önce yayımlanan dizi, yayın tarihi yaklaşmadan şimdiden merak konusu oldu.

Çekimleri başlayan yapımın ilk bölüm tarihi henüz açıklanmadı.

SAKINCALI DİZİSİ KONUSU NEDİR?

Sakıncalı dizisinin hikayesi hayatı büyük bir trajediyle değişen Süreyya karakteri etrafında şekilleniyor. Çocuğunu kaybettikten sonra ayakta kalmaya çalışan Süreyya’nın adalet ve intikam arayışı, izleyiciyi derin bir yolculuğa çıkaracak.

Kadın dayanışması, kayıp, öfke ve yeniden doğuş temalarının işlendiği “Sakıncalı” güçlü bir kadının mücadelesini ekrana taşıyacak. Yayınlanan ilk tanıtımda Özge Özpirinçci’nin canlandırdığı Süreyya’nın çarpıcı sözleri, dizinin toplumsal yönüne de ışık tutarak sosyal medyada geniş yankı uyandırdı.

SAKINCALI DİZİSİ OYUNCU KADROSU

Başrollerinde Özge Özpirinçci ve Salih Bademci’nin yer aldığı dizide pek çok başarılı oyuncu bir araya geliyor. Kadroda Cem Bender, Nihal Yalçın, Olgun Toker, Berk Bakioğlu, Asiye Dinçsoy, Lidya Atlik, Seray Özkan, Miray Akay, Beyti Engin, Özgür Cem Tuğluk, Aslı Omağ, Ali Mavi Yücel ve Gurur Çiçekoğlu bulunuyor.

Yönetmenliğini Arda Sarıgün’ün üstlendiği dizinin senaryosu Ayça Üzüm tarafından kaleme alınıyor. Gold Film’in yapımını üstlendiği “Sakıncalı” güçlü kadrosu ve iddialı hikayesiyle yeni sezona damga vurmayı hedefliyor.

#r-1146911,1146411,1146631,1146866#

Betül Tokkan
18 Eylül 2025
Betül Tokkan
Bu akşam televizyonda ne var? 18 Eylül TV yayın akışı gündemde

Bugün televizyon ekranlarında birçok yapım izleyicisinin karşısına çıkacak. 18 Eylül 2025 Perşembe günü ATV, Kanal D, TRT 1, TV8 ve Star TV kanallarının yayın akışı belli oldu. 

BU AKŞAM TELEVİZYONDA NE VAR?

Bu akşam ATV'de Kim Milyoner Olmak İster,  Kanal D'de Eşref Rüya tekrar bölümü, Star'da Çarpıntı TRT 1'de Cennetin Çocukları ekrana gelecek.

ATV YAYIN AKIŞI

08:00 Kahvaltı Haberleri

10:00 Müge Anlı ile Tatlı Sert

13:00 atv Gün Ortası

14:00 Can Borcu

16:00 Esra Erol'da

19:00 atv Ana Haber

20:00 Kim Milyoner Olmak İster?

00:20 Nihat Hatipoğlu ile Dosta Doğru

01:20 Gözleri Karadeniz

04:00 Kardeşlerim

KANAL D YAYIN AKIŞI

07:00 Öyle Bir Geçer Zaman Ki

09:00 Neler Oluyor Hayatta?

11:00 Yaprak Dökümü

14:00 Gelinim Mutfakta

16:30 Arka Sokaklar

18:30 Kanal D Ana Haber

20:00 Eşref Rüya

23:15 Jackie Chan İz Peşinde

01:30 Poyraz Karayel

04:15 Kuzey Güney

STAR TV YAYIN AKIŞI

07:00 İstanbullu Gelin

09:30 Songül ve Uğur ile Sana Değer

13:30 Nur Viral ile Sen İstersen

16:15 Söz

19:00 Star Haber

20:00 Çarpıntı

22:45 Sahipsizler

01:15 Baba Ocağı

03:00 Dürüye'nin Güğümleri

05:00 Söz

TRT 1 YAYIN AKIŞI

05:43 İstiklal Marşı

05:45 Turgay Başyayla ile Lezzetli Tavsiye

06:35 Kara Tahta

09:25 Adını Sen Koy

10:30 Alişan ile Hayata Gülümse

13:15 Teşkilat

15:55 Cennetin Çocukları

19:00 Ana Haber

19:55 İddiaların Aksine

20:00 Cennetin Çocukları

19:45 Club Brugge - Monaco | UEFA Şampiyonlar Ligi Grup Maçları

22:00 E. Frankfurt - Galatasaray | UEFA Şampiyonlar Ligi Grup Maçları

00:15 Mehmed: Fetihler Sultanı

02:45 Teşkilat

TV8 YAYIN AKIŞI

06:00 Tuzak

07:15 Ebru ile 8'de Sağlık

08:30 Oynat Bakalım

09:00 Gel Konuşalım

16:00 Zuhal Topal'la Yemekteyiz

20:00 MasterChef Türkiye

00:15 Caner Taslaman İle Aklımdaki Sorular

03:30 Zuhal Topal'la Yemekteyiz

#r-1146668#

Sevcan Girgin
18 Eylül 2025
Sevcan Girgin
Bahçeli'den ABD-İsrail ortaklığına karşı ittifak çıkışı! Türkiye, Rusya ve Çin'i önerdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alarak “Kudüs sizin şehriniz değil, her zaman bizim olacak, bir daha bölünmeyecek." ifadelerini kullanmıştı.

Netanyahu'nun skandal sözlerine

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den

tepki geldi. "

İsrail Başbakanı’nın ilk kıblemiz Kudüs ile ilgili tahakkümcü ifadeleri, Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef alan söz ve beyanatları elbette ayağımızın altındadır.

" diyen Bahçeli, "

ABD-İsrail şer koalisyonuna karşı akla, diplomasiye, siyasetin ruhuna, coğrafi şartlara ve yeni yüzyılın stratejik ortamına en uygun seçenek 'TRÇ' ittifakının inşa ve ihya edilmesidir.

" sözleriyle dikkat çeken bir çıkışa imza attı.

#r-1146871#

Bahçeli'nin yaptığı yazılı açıklamada şu ifadeler yer aldı:

"Mücadelelerin daha çetin, sarsıntıların daha derin olduğu bugünkü dünya tablosunun çok sancılı bir döneminde hakkın ve hakikatin tarafında yer almak her namus insanın temel amacı olmalıdır. Adalet ve ahlakın ilkelerinde birleşenler, inanç ve merhametin izinde yürüyenler her zaman hıyanet ve zulüm perdesini yırtmaya mahir ve muktedirdir. Mazlumların arşta yankılan feryat sesleri, masumların nehir gibi akan temiz kanları şayet küresel vicdanda makes bulmuyorsa o vicdanı ya söküp atmak ya da ezip geçmek mukadderdir.
Gazze’de masum bir halkın imha ve itlaf süreci vahşetin akılları ihlal eden her türlü yol ve yönetimiyle ilerletilmektedir.

Haydut ve deccal devlet konumuna sabitlenen İsrail aleni şekilde işlediği ve ikmal ettiği yüzyılın soykırım suçuyla yeryüzü lanetlisi olarak serpilmiş ve sivrilmiş haldedir. Bu kapsamda en ağır siyasi ve hukuki bedelleri ödemekten de kurtulamayacaktır.

Siyonist barbarlığın toplu cinayet ve katliamları hiçbir inanç ve kitaba sığmayacak seviyede ve şiddet noktasındadır. Artık ezbere dayalı açıklamaların bağlayıcılığını kaybettiği, şablon ve sıradan kınama mesajlarıyla dehşet verici vaziyeti geçiştirmenin mümkün olmadığı bir aşamaya gelinmiştir.

#r-1145890#

"GAZZE'DE SÜREGELEN İNSANİ FELAKETE SABIR VE TAHAMMÜL KALMAMIŞTIR"

İsrail sadece Filistin halkına değil, bölge ülkelerine ve dünya genelindeki suçsuz günahsız insanlara da musallat olmuş, vahim ölçüde melanet ve musibet odağı haline gelmiştir. Gazze Şeridi 712 gündür ateş ve saldırı altındadır. Sadece mazlum bir halkın yok oluşu ve yurdundan koparılışı değil, insani değer ve mirasın da harabelere gömüldüğü zulüm ve zulmet dolu sahneler insanlığın ortak hafızasına kazınmıştır.

Artık Gazze’de süregelen insani felakete sabır ve tahammül kalmamıştır.

İsrail’in tahrik dozunu arttırarak hunhar saldırganlığını devamlı genişletmesi hem ülkemiz hem de mücavir coğrafyalar aleyhine ciddi bir tehdittir. Bu tehdit karşısında tüm ihtimaller üzerine çalışılmalı, daha ötesi tetikte bekleyerek son derece tedbirli ve teyakkuz içinde hareket edilmelidir. İsrail’in 9 Eylül’de Katar’a yaptığı hava saldırısını müteakiben 15 Eylül’de Doha’da toplanan Arap-İslam ülkeleri zirvesinin 25 maddelik sonuç bildirgesi Gazze’ye yönelik kara operasyonunu durdurmaya yetmemiştir.

"ABD-İSRAİL ORTAK YAPIMI CİNAYET VE YIKIM POLİTİKASINA SONUNA KADAR DİRENİŞ GÖSTERİLMELİ"

En başta Körfez ülkeleri olmak üzere bütün İslam âlemi Filistin davasına önşartsız sahip çıkarak günbegün derinleşen soykırım vahşetine somut, sonuç odaklı ve ikna edici politikalarla cephe açmalıdır. Gazzeli bebeklerin kanı üzerinden servet ve şöhret pazarlığına girişenler, haksızlık ve zulüm karşısında çıkarlarının kaygısıyla sessiz kalmayı tercih edenler zalimlerle aynı çizgiye düşen utanmazlardır. Bu yüzden hiçbir bahaneye sığınmadan

başta İslam ülkeleri olmak üzere uluslararası toplum ABD-İsrail ortak yapımı cinayet ve yıkım politikasına sonuna kadar direniş göstermelidir.

Gelecek hafta yapılacak Birleşmiş Milletler Genel Kurul Toplantısı bu hususta mühim bir fırsat olarak ele alınmalı, İsrail küresel yalnızlığa hapsedilmelidir. Sayın Cumhurbaşkanımızın Genel Kurul’da yapacağı konuşmasının mazlum ve mağdurların ortak seslenişi, zalimlerin titreten ve alayının gözünün içine baka baka hakkı haykıran bir içerikte olması samimi dilek ve beklentimizdir.

"NETANYAHU'NUN İFADELERİ AYAĞIMIZIN ALTINDA"

Orta Doğu’da adil, kapsamlı ve kalıcı bir barışın Filistin sorunu yok sayılarak, mazlum Filistinli kardeşlerimizin meşru ve hukuki hakları göz ardı edilerek tesis ve temin edilmesi söz konusu değildir. İsrail Başbakanı’nın ilk kıblemiz Kudüs ile ilgili tahakkümcü ifadeleri, Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef alan söz ve beyanatları elbette ayağımızın altındadır.

Kudüs’ün tarihsel, inanç ve kültür temelli manevi statüsüyle oynamaya azmetmiş çevreler insanlık vicdanında yok hükmündedir.

"'KUDÜS BİZİMDİR' DEMEK BİR YANDA TARİH BİLMEZLİĞİN TEZAHÜRÜDÜR"

Kaldı ki ABD yönetiminin Siyonizm, Kabala ve Evanjelist emellerin bekçiliğine soyunması; 6 Aralık 2017 tarihinde Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak ilan eden skandal ve sakat kararı büyük bir rezalet ve hezimet olarak hatırlanacaktır. Türkiye, doğru stratejiyle, isabetli politik hamlelerle, her türlü diplomatik imkanı kullanarak Kudüs meselesini uluslararası toplumun gündeminde sıcak tutmayı başarmıştır.

İstanbul’da muhafaza edilen arkeolojik mahiyetli taş tablete dayanarak “Kudüs bizimdir” demek bir yanda tarih bilmezliğin, diğer yanda meczup ve cahilane bir üslubun tezahürüdür.

Şayet 2 bin 800 yıl öncesinden başlayarak iz sürecek olursak Türk milletinin her yerde, her coğrafyada hak ve tasarruf yetkisine haiz olduğu açıkça görülecektir.

Unutulmasın ki, Kudüs Harem-i Şerif’tir. Kudüs Miracımızın onurudur. Kudüs ilk Kıblemizin şeref payesidir. Kudüs İslam’dır, iftihardır, itibardır, iradedir, iffettir. Kudüs vatan, Kudüs vicdan, Kudüs ecdat, Kudüs hepimizin namusudur. Bu namusa el uzatan Siyonizmin tetikçileri ve onların işbirlikçileri kaybetmeye hem insanlık hem de Allah nezdinde mahkûmdur. Kulun hesabı varsa, Allah’ın da hesabı vardır. Kul tuzak kurmuşsa, onu bozacak, onu alt edecek ilahi bir tuzak muhakkak varlığını gösterecektir. Oyunlarla elimizden alınan yerin adıdır Kudüs. 9 Aralık 1917’de işgal edilen vatandır Kudüs.

#r-1146605#

"KUDÜS DÜŞERSE ANKARA KAYBEDER"

İstanbul’dan atanan idarecilerle 4 asır yönetimimiz altında bulunan şehrin şanıdır Kudüs. Efendimizin mukaddes mirası, Hazreti Ömer’in şerefli emaneti, Selahaddin Eyyubi’nin göz nuru, Yavuz Sultan Selim’in tükenmez heyecanı, Kanuni Sultan Süleyman’ın kutlu rüyasıdır Kudüs. Kudüs’ü yüz yıl önce bırakmak zorunda kalmıştık. Ancak bu kez kaderine terk etmeyeceğiz, etmemeliyiz. Hiçbir zafer bedava kazanılmaz. Hiçbir başarı yattığımız yerden elde edilemez. Zorlayacağız, zora dayanacağız, zorbaların üstüne üstüne gideceğiz, haklı davamızdan tek bir adım geri atmayacağız.

Çünkü Kudüs düşerse tarih düşer, İslam zaafa uğrar. Kudüs düşerse Ankara kaybeder, İstanbul kavrulur. Buna da kimsenin hakkı yoktur. Bunu da hiç kimse yapamayacaktır.

TÜRKİYE-RUSYA-ÇİN (TRÇ) İTTİFAKI ÖNERİSİ

Dünyaya meydan okuyan ABD-İsrail şer koalisyonuna karşı akla, diplomasiye, siyasetin ruhuna, coğrafi şartlara ve yeni yüzyılın stratejik ortamına en uygun seçenek “TRÇ” ittifakının inşa ve ihya edilmesidir. TRÇ ittifakının da; Türkiye, Rusya ve Çin’den müteşekkil olması arzu ve önerimizdir.

Çaresizlik, ümitsizlik ve çözümsüzlük kuraklıktır, durgunluktur, eylem ve düşünce boyutuyla içe kapanmaktır. Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti yeni yüzyılda çaresizliği reddetmiş, çözümsüzlüğü dışlamış, ümitsizliği elinin tersiyle itmiştir. Türk Devri milli birlik ve kardeşlik şuuruyla perçinlenecek, terörsüz Türkiye hedefiyle tescillenecektir. Hiçbir muhasım güç ve zihniyet bu mukadder tarih akışına engel olamayacaktır."

Mahmut Ekinci
18 Eylül 2025
Mahmut Ekinci
Ön sipariş için geri sayım! İşte TOGG sedan T10F'in beklenen satış fiyatı

Togg, doğuştan elektrikli ikinci cihazı T10F’i, Türkiye ve Avrupa’da aynı anda kullanıcılarla buluşturacak. T10F, Türkiye’de 15 eylülde, Almanya’da ise 29 Eylül’de ön siparişe açılacak. Ön sipariş sonrasında gerçekleşecek teslimatlarla ilgili bilgi ise yine 15 eylülde belli olacak. T10F sahibi olmak isteyen kullanıcılar, Togg’un mobil uygulaması Trumore üzerinden siparişlerini verebilecek. Uygulamayı ise App Store, Google Play ve App Gallery üzerinden indirip hesap oluşturmak yeterli olacak. 

İŞTE BEKLENEN BAŞLANGIÇ FİYATI 

TOGG yeni sedan modeli T10F için geri sayım devam ederken, donanımlarıyla dikkat çeken TOGG T10F uygun fiyat beklentisi ile gündemden düşmüyor. Peki TOGG T10F kaç TL?

Yapılan resmi açıklamaya göre T10F’in Türkiye ve Almanya satış fiyatları her iki ülkede de siparişe açıldığı gün duyurulacak.

Fakat kulislerde konuşulan rakamlar ise

TOGG T10F modelinin fiyatı, TOGG T10X modelinden biraz daha ucuz olacağı yönünde. T10X’in benzer versiyon ve donanım seviyesi T10F modelinde 100 ila 120 bin TL civarında daha düşük olması bekleniyor. Gelen son bilgilere göre, TOGG T10F'in başlangıç fiyatı 1 milyon 7 bin lira civarında olacak. 

RAKİPLERİNDEN AVANTAJLI OLACAK 

Özel bir finansman kampanyasıyla satışa sunulması beklenen T10F’in rekabet edeceği modeller arasında Hyundai IONIQ 6, Tesla Model Y ve BYD Seal gibi modeller bulunuyor. Bu modellerin başlangıç fiyatları ise 1,8 milyon TL'nin üzerinde listeleniyor. Buna karşın TOGG T10F’in başlangıç fiyatının bu rakamların altında olması bekleniyor. Rakipleriyle arasında oluşacak 200-300 bin TL’lik fark T10X’in hem sıfır satışlarında hem de yakın zamanda ikinci el piyasasında güçlü talep görmesine neden olacağı düşünülüyor.

HER KESEYE UYGUN DONANIM SUNULACAK 

Togg’un T10F modeli satışa V1E Standart Menzil (RWD), V1 Uzun Menzil (RWD), V2 Uzun Menzil (RWD) ve V2 AWD (çift motorlu, dört çeker) olmak üzere dört farklı versiyonla sunulacak. 160 kW / 218 beygir güç ve 350 Nm tork üreten T10F RWD (arkadan itiş) versiyonları, iki farklı batarya seçeneğiyle 350 km’ye (52,4 kWh batarya) ve 623 km’ye (88,5 kWh batarya) varan menzillere sahip olacak. 700 Nm tork üreten çift motorlu T10F AWD (dört çeker) versiyonu ise 88,5 kWh bataryasıyla 523 km WLTP menzile ulaşacak. 

GÜNCELLEME İÇİN SERVİSE İHTİYACI OLMAYACAK 

T10F’te en çok konuşulan özelliklerden birisi de uzaktan güncelleme. OTA (over-the-air) adı verilen bu özellik, sürekli kendini yenileyebilen sürücü destek sistemlerini her zaman güncel tutan bir yapıda karşımıza çıkacak. Öte yandan T10F modelinde yedi adet hava yastığı yer alacak. Dayanıklı ve sağlam altyapıya sahip T10F, her türlü yol koşulunda da güvenli bir sürüş vaat eder nitelikte olacak. 
Otomobilde trafik işareti algılama sistemiyle birlikte çalışan dur-kalk fonksiyonlu akıllı adaptif hız sabitleyici ve akıllı şerit takip sistemi & şeritten ayrılma ikazı gibi özelliklerinin yanı sıra V2 donanım seviyesinde çevre görüş kamerası, kör nokta asistanı, sürücü dikkat asistanı, gelişmiş elektronik denge kontrolü gibi özellikleri standart, otomatik park asistanını ise opsiyon olarak yer alacak. 

#r-1145195#

Ali Çelik
12 Eylül 2025
Ali Çelik
Acının üzerinden vurgun! Trafik kazasından dakikalar sonra arayıp 'vekalet' pazarlığı yapıyorlar

GÜNAY ÇAĞRICI —

Bir sabah işe gitmek için yola çıktığınızı düşünün. Basit bir trafik kazası geçiriyorsunuz; tutanak tutuluyor, hayatınıza devam etmeye çalışıyorsunuz ancak dakikalar sonra telefonunuz çalmaya başlıyor. Ekranda tanımadığınız numaralar… Açtığınızda karşınıza çıkan ses kendini “

hasar danışmanı

” ya da

“arabuluculuk bürosu çalışanı"

olarak tanıtıyorlar. Daha da şaşırtıcı olan,

kazanın detaylarını biliyor olmaları.

Sizden

“değer kaybınızı alalım”

,

“yaralanma tazminatınızı çıkaralım”

gibi vaatlerle vekalet istiyorlar. Reddetseniz de pes etmiyorlar; günlerce, haftalarca farklı numaralardan aramaya devam ediyorlar.

#r-1134538#

Dahası, bu aramalar sadece basit kazalarla sınırlı değil. Ölümlü trafik kazalarında, daha cenaze kaldırılmadan aile yakınları aranıyor, “tazminat hakkınızı alalım” diyerek acılı insanların çaresizliğinden faydalanmaya çalışıyorlar.

Yakınlarını kaybeden bir ailenin acısı daha tazeyken, bu bilgilerin nasıl olup da aracı firmaların eline geçtiği ise büyük bir soru işareti…

HASAR AVCILARI NASIL ÇALIŞIYOR:
Kazanın ardından aracın servise çekilmesiyle birlikte telefonlar çalmaya başlıyor. Kendilerini hukuk bürosu ya da danışmanlık şirketi olarak tanıtan kişiler, kazazedenin bilgilerine ulaşıp yüksek tazminat vaatleriyle vekalet talep ediyor. Çoğu zaman davalar kazanılsa bile, elde edilen paranın büyük bölümü ‘hizmet bedeli’ adı altında bu firmaların kasasına giriyor.

KİŞİSEL VERİLERE NASIL ULAŞIYORLAR?

Peki sadece polis ve hastane kayıtlarında yer alan bu bilgilere, adı sanı duyulmamış hukuk büroları nasıl ulaşıyor? Ya içeriden birileri bu bilgileri satıyor ya da resmi sistemlerde ciddi bir güvenlik açığı var. Her iki ihtimal de kişisel verilerin büyük bir tehdit altında olduğunu gösteriyor.

Ortada ciddi bir kişisel veri ihlali şüphesi var. Vatandaşların mağduriyet yaşamaması için hem hukuk hem de sigorta cephesinden uzmanlara kulak verdik.

Avukat Furkan Bilal Yaşar

"204 BİN TL PARA CEZASI VE HAPİS..."

Turkiyegazetesi.com.tr'ye konuşan

KVKK Uyum Danışmanı Avukat Furkan Bilal Yaşar

, trafik kazaları sonrası kişisel verilerin üçüncü kişilerin eline geçmesinin hem anayasal hakların hem de KVKK’nın açık ihlali olduğunu vurguladı. Yaşar,

“Bir vatandaşın adı, soyadı, iletişim bilgisi, araç bilgisi ya da sağlık durumu gibi veriler yalnızca kanunun öngördüğü hallerde ve kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Bu bilgilerin danışmanlık şirketlerine ya da aracı kişilere aktarılması açıkça suçtur”

ifadelerini kullandı.

Vatandaşların bu tür durumlarda haklarını arayabileceğini belirten Yaşar,

“Kişisel verilerinin hukuka aykırı işlendiğini öğrenen kişiler, ilgili kurumlara başvurarak verilerinin silinmesini veya düzeltilmesini isteyebilir. Ayrıca Cumhuriyet Başsavcılığı’na, Kişisel Verileri Koruma Kurumu’na şikâyette bulunabilirler. Türk Barolar Birliği’nin sitesinden de hasar danışmanlık ve iş takipçileri hakkında ihbar yapılabiliyor”

diye konuştu.

Yaşar, bu tür ihlallere karşı ciddi yaptırımların olduğunu da hatırlattı:

“KVKK’ya aykırı şekilde veri işleyen kurum ve kişiler hakkında 2025 yılı için 204 bin 285 TL’den başlayan idari para cezaları uygulanıyor. Türk Ceza Kanunu’na göre de kişisel verileri hukuka aykırı şekilde ele geçirenler iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya kalabilir.”

Vatandaşlara da önemli uyarılarda bulunan Yaşar, “Kimden geldiğini bilmediğiniz hiçbir aramaya itibar etmeyin. Kaza sonrası hakkınızı arayacaksanız, güvendiğiniz bir avukatla ya da doğrudan sigorta şirketiyle görüşün. Bilgilerinizi sorgulamadan paylaşmayın” diye konuştu.

Mehmed Selim İsmet

Gözetmen Sigorta Brokerliği Genel Müdürü Mehmed Selim İsmet ise şu ifadeleri kullandı:

"Maalesef verilerin muhafaza edilmesinde ihlallerin ve ticari kazançların döndüğü gerçeği olduğu anlaşılıyor. Yaşanan bir trafik kazası, iş kazası neticesinde, maddi hasarlar yada bedeni hasarlara dair bilgiler sadece ilgili tarafların nezdinde mahrem bilgi olarak saklanması gerekirken, bir anda hiç tanımadığınız, ama sizin verilerinize sizden daha hakim kişiler tarafından aranılıyor ve tazminat taleplerinde bulunmak için sizden vekalet vs. istenmektedir. Anlaşılan o ki, sağlık kuruluşlarında olsun, oto servislerinde olsun, sistematik olarak ilgili verileri kanundışı bir şekilde dışarıya temin edenler olduğu yönünde. Buna nasıl bir mani konabilir, yetkililerimizin üzerinde durması gereken çok mühim bir mesele…

Bu bilgilere nereden erişim sağladınız dendiğinde ise, muhtelif genel, müşahhas olmayan, ifadeler ile geçiştiriliyor. Çünkü, o veriye sahip olmaması gerekirken, bir şekilde o veri önünde duruyor ve sizin gibi kişileri sırayla arıyor. Elbette bu şekilde sizi arayan kişilere kesinlikle itibar etmemeli, itimat edip vekalet verip hizmet almamalıdır. Poliçenize konu bir durum ise (araçta değer kaybı, iş kazası neticesinde işverenden tazminat talep etme gibi) muhakkak sigortacınız ile istişare ediniz ve onun yönlendireceği şekilde hareket etmelisiniz. Onun yönlendireceği, ilgili konularda uzmanlaşmış, referans verilen hukukçular ile irtibata geçip onların yönlendirmesi doğrultusunda hareket etmelidir."

#r-1134934#

Günay Çağrıcı
11 Eylül 2025
Günay Çağrıcı