Emlak

Kentsel dönüşümde en büyük hata bina yıkıldıktan sonra hak aramak. Uzmanlar, dönüşüm öncesi SPK lisanslı bir şirketten değerleme raporu alınmasının, hak kayıplarını önlemek için hayati önem taşıdığını vurguluyor.

Ev döşeme maliyetlerindeki artış, öğrenciler ve yalnız yaşayan bireyleri eşyalı dairelere yöneltti. Artık 1+1 dairelerin yüzde 60’ı eşyalı kiralanıyor; kira farkı ise, döşeme masrafının çok altında kalıyor.

Deprem bölgesindeki konutlar hızla teslim edilmeye başladı. 11 il adeta yeniden ayağa kalktı. Bölgede 3 bin 481 şantiyede 182 bin çalışan bulunuyordu. Projelerin tamamlanmaya başlamasıyla nitelikli işçiler yeniden büyük şehirlere dönmeye başladı. Sektör temsilcileri, “Yeni projelerin artması ve kentsel dönüşümün hızlanması için bu önemli bir faktör.” diyor.

Kur Korumalı Mevduat sisteminin sona ermesinin ardından yatırımcıların önemli bir kısmı birikimlerini güvenli liman olarak gördükleri gayrimenkule yönlendirmeye başladı. Hem yatırım hem de oturum amaçlı alımların artmasıyla birlikte konut piyasasında yıl sonuna kadar yeni bir satış rekoru bekleniyor. KKM’den çıkan 440 milyar liralık büyük bir bütçe bulunuyor.

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), 17 Ağustos 1999’da yaşanan deprem felaketinin 26. yıl dönümünde bir kez daha bu acı gerçeği hatırlattı.

Mevduat faizlerindeki düşüş yatırımcıyı yeniden gayrimenkule yönlendirdi. Enflasyon karşısında getirisi eriyen mevduat, hem yatırım hem de oturum amaçlı konut talebini artırdı. Uzmanlara göre bu eğilim sürerse, 2025’te Cumhuriyet tarihinin en yüksek konut satış rakamı görülebilir.

Konut piyasasındaki canlanma fırsatçıları da harekete geçirdi. Özellikle ikinci el konut ilanlarında artışlar gözleniyor. Sektör temsilcileri “2 ayda 7 milyon liralık ev 9 milyon liraya çıktı. Ancak unutulmaması gerekir ki, bakanlık sıkı denetimde. İlan numaraları, tapu bilgileri ve kişisel verilerin tamamı kontrol ediliyor. Hiçbir sebep yokken piyasayı artıranları büyük cezalar bekliyor” açıklaması yapıyor.

Piyasada hâlâ çok uygun fiyata konut satışı yapılıyor. Sermaye sahipleri ucuz konut topluyor.

Türkiye’de 2026’dan itibaren rayiç bedeller gerçek piyasa değerine çekilecek, bu da hem ev sahipleri hem de konut piyasası için yeni bir dönemin kapısını aralayacak. Yapılan araştırmalara göre gayrimenkul satışlarında düşük rayiç bedelin kamuya maliyeti 25 milyar doları buluyor. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü ile belediyelerin ortak çalışmasıyla rayiç bedellerde 10-15 kata varan artış planlanıyor; amaç vergi adaletini sağlamak ve kayıt dışılığı bitirmek.

İstanbul’da kiralık konut piyasası yeni akademik yılın başlamasına haftalar kala hareketlendi.

Uzun süreli kiracılar, depozito tutarlarının değer kaybından şikâyetçi. Ev sahipleri ise aldıkları miktarı iade ettiklerini söylüyor. İki taraf da ‘haklıyım’ diyor, konu çoğu zaman mahkemede bitiyor.

Türkiye’de ev sahipliği oranı her geçen yıl geriliyor. Bu durum kira fiyatlarının artmasına ve enflasyonun yükselmesine sebep oluyor. Bu döngünün kırılması için daha fazla üretim gerekiyor. Ülkemizde her yıl 500-600 bin civarında konut yapılıyor. Ancak gerçek ihtiyaç bir milyon adedin üzerinde...

Gayrimenkul Sertifikası uygulaması, sadece bir finansal aracılık modeli değil; aynı zamanda ekonominin çeşitli alanlarına dokunan, yüzlerce sektörü yeniden hareketlendirecek bir dinamik olarak öne çıkıyor. Konut arzındaki artış, fiyat dengesine olumlu katkı sağlayacak; istihdam ve yatırım tarafındaki gelişmelerle birlikte ekonomiye uzun vadeli bir can suyu olacak.

Gayrimenkul Sertifikası ile borsadan ev alma süreci hakkında merak edilenler 10 soruda cevap buldu. Yeni uygulama ile sertifika adediyle bir konutun değerine ulaşan yatırımcılar, projenin 6'ncı ayından itibaren başlayacak asli edim talep sürecinde başvuru yaparak istedikleri konutu seçebilecek.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in gündeme getirdiği konut kredilerinde 50 yıla varan vade imkânı sektörde heyecan oluşturdu. Bu henüz söylem olsa dahi, ‘yapılabilir mi?’ sorusunu akıllara getirdi. Konuyu ekonomistler, finansçılar ve gayrimenkul uzmanlarına sorduk. Kamu destekli finansman kurumları, vergi teşvikleri, uluslararası fonlar ve güçlü bir ikincil piyasa ile dar gelirlinin de kira öder gibi ev sahibi olması mümkün olabilir.

Konut sektörü hareketli dönemlerden geçiyor. Yıl sonunda satış rekoru kırılması bekleniyor. Ancak piyasada hâlâ ciddi bir alım iştahı var. Birçok kişi faizlerin düşüşünü bekliyor. Ekonomi yönetiminin de bu yönde adımlar attığı görülüyor. Faizlerin düşmesi ile konut fiyatlarının artacağı biliniyor. Bu sebeple şu dönem alım için ciddi fırsat sunuyor.

Türkiye’nin net sıfır emisyon hedefiyle hazırlanan ve yürürlüğe giren İklim Kanunu, birçok sektörde olduğu gibi inşaat sektörünü de kapsamına alıyor.

Apartman ve sitelerde elektrikli araçların uzatma kablosu ile şarj edilmesi tartışmaları beraberinde getirdi.

Yangına karşı konut ve iş yeri sahipleri, sigortanın yanı sıra fiziki tedbirler de alması gerekiyor.

Türkiye’de deprem başta olmak üzere, yangın, sel-su baskını ve buna benzer tabii afetlerin sayısında artışlar görülüyor. Buna mukabil ülkemizdeki konut ve iş yerlerinin yüzde 74’ü sigortasız. Sektör temsilcileri özel konut ve iş yeri sigorta poliçelerinin DASK gibi mecburi olması gerektiğini ifade ediyor. ABD’de sigorta yaptırmak zorunlu, Avrupa’da ise oranlar çok yüksek. Türkiye sigortalılıkta OECD ülkeleri arasında son sıralarda yer alıyor.

Ege ve Akdeniz’de 4 kişilik ailenin bir haftalık tatili 200 bin TL’yi buluyor. Birçok aile bu parayı vermek yerine kırsal bölgelerden arsa satın almayı tercih ediyor. İki üç yıllık tatil parasının üzerine biraz eklenip köy evi inşa ediliyor. Uzaktan çalışanlar da yaz kış bu evlerde yaşıyor.