Padişahın kızı, Bursa'da, Sevgili Peygamberimizi aleyhissalatü vesselam gördü rüyasında. Efendimiz, kendisine: - Sen, benim evladımdan Muhammed Buhari ile evlen! buyurdular. Emir gayet açıktı. Hindu Fatıma Sultan, bu rüyayı, edebinden açamadı kimseye. Sonra gizlice hizmetçisine açıp; - Git, bu rüyayı anlat kendisine. Bakalım ne cevap verecek? dedi. Emir Sultan hazretleri, cevaben; - Malumumuzdur. Nikahımız rüyada kıyılmış, dinimiz üzre de kıyılmalıdır, buyurdu. Ve dünür gönderdi saraya: Lakin Valide Sultan, dünürcülere hemen "Evet" demedi. "Hayır" da demedi. İşi yokuşa sürüp; - Kırk deve yükü altın getirirse, olur bu iş, dedi. Bu, "Vermem" demenin öbür adıydı. "BİR FAKİR DERVİŞ..." Gelip haber verdiler bunu Emir hazretlerine. - Pekâlâ, develeri göndersinler! buyurdu. Valide Sultan inanmadı. - Nasıl olur? Bir fakir derviş, kırk deve yükü altını nereden bulacak? dedi. Ama söz vermişti. Dönmedi sözünden. Ve kırk deveyi gönderdi hemen. Emir Sultan hazretleri, devecilere yerdeki kumları gösterip; - Haydi, çuvalları doldurun! buyurdu. Şaşırdılar: - Şu kumları mı dolduralım? - Evet. Onları doldurun! Denileni yapıp, vardılar saraya. Saray halkı meraklı gözlerle bakarken emretti Emir Sultan hazretleri: - Boşaltın çuvalları! Çuvallar açılıp boşaltıldı hemen. "Çil çil altınlar" döküldü içlerinden. Valide Sultan mı? - Evet! dedi mecburen. >> www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com