Mazhar-ı Can-ı Canan hazretleri, İmam-ı Rabbani hazretlerini "rahime-humallahü teâlâ" çok sever, kendisini uyanıkken görürdü çoğu zaman. Bir gün, bir tanıdığı Serhend'e gidiyordu. Sordu ona: - Serhend'e niçin gidiyorsun? - İmam-ı Rabbani hazretlerinin mübarek kabr-i şerifini ziyaret edeceğim. Ona rica edip; - Oraya varınca, "Mazhar'ın size selâmları var" der misin? O kimse; - Elbette efendim, başüstüne, dedi. Ve çıkıp Serhend'e vardı. Mübarek kabri ziyaret esnasında; - Efendim, sizi seven bir kimse size selâm gönderdi, diye arzetti. O anda bir ses duydu kabirden. İmam-ı Rabbani hazretleri, kendi sesiyle; - O, hangi âşığımızdır bize selâm gönderen? diye soruyordu. Arzetti hemen: - Mazhar-ı Can-ı Canandır efendim. Yine kabirden; - Aleyküm selâm! sesini duydu. MÜLK DEDİĞİN NEDİR Kİ? Mazhar-ı Can-ı Canan hazretleri, dünya düşkünleriyle görüşmez, kaçardı onlardan. Öyle birisinden bir hediye gelseydi, kabul edip aldığı nadir olurdu. Aldığı zaman da muhtaçlara verirdi hemen. Bir gün, zamanın Sultanı, bu zata; - Efendim, Allah bana, geniş mülk nasib etti. Mübarek hatırınızdan her ne ki geçiyorsa, hemen göndeririz, yeter ki isteyiniz, diye arzetti. Büyük Veli cevaben; - Mülk dediğin nedir ki? Dünya mülkünün, Rabbimizin katında bir zerrecik değeri yoktur. Hatta dünyanın tamamının bir kıymeti yoktur ki, onun bir parçasının değeri olsun, buyurdu. Sultan sordu: - Peki kıymetli olan nedir efendim? - Bizce en kıymetli şey, "Allah Sevgisi"ni kazanmaktır. www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com