Kaydet
a- | +A

Cezâyir'de yetişen velîlerden Ebül Abbâs Müstegânimî hazretleri “rahmetullahi aleyh”, Müsteganim şehrinde yaşadı, burada vefât etti.

O devirde bir genç, ilim öğrenmeyi çok istiyordu.

Yetîmdi de.

Annesi, hırkasına “dört altın” dikip gönderdi ilim tahsîline. Genç, birkaç yer dolaştıktan sonra nihâyet geldi bu zâtın dergâhına.

Ve arz etti:

“Ben talebe olmak istiyorum efendim.”

Mübârek gülümsedi;

“Olur… Ama senden ‘altın kokusu’ geliyor. Kalbinde dünyâ düşüncesi varken kendini ilme veremezsin evlâdım” buyurdu.

Çocuk inkâra yeltendi;

“Bende altın yok ki!”

“Annenin verdiği o altınları unuttun mu oğlum?”

“Hangi altınları efendim?”

“Hani hırkana dikmişti ya, o altınları soruyorum.”

Delikanlı mahcup oldu!

Büyük zât sordu gence:

“Sen talebe olmak istiyor musun evlâdım?”

“Çok istiyorum.”

“Öyleyse o altınları fakîrlere ver de gel. O zaman gerçek talebe olursun” buyurdu.

Genç adam;

“Peki efendim” dedi.

Ve fırladı dışarı.

Bir solukta o “dört altını” dağıtıp geri geldi. Derse başlayıp seneler sonra “büyük bir âlim” olarak döndü köyüne.

Abdüllatif Uyan'ın önceki yazıları...

ÖNE ÇIKANLAR