Penç kalesi, müminler tarafından muhasara edilmişti ki, yirmi mücahit, azık getirmek için biraz uzaklaştılar. Az sonra önlerine düşman askeri çıktı. Hem de "yedi yüz" kadar. Yirmi kişiye, yedi yüz kişi. Kâfirler, yirmisini de esir alıp, on günlük mesafedeki bir kaleye hapsetti onları. Gündüz kale dışında zorla çalıştırır, gece zincire vururlardı. BİZİM DİNİMİZE GİRİN! İçlerinde Emir Sultan hazretlerini "rahime-hullahü teâlâ" çok seven Ahmet isminde biri şöyle anlatıyor: Beni, altı arkadaşımla birlikte bir papazın hizmetine verdiler. Papaz teklif etti bize: - Bizim dinimize girin! - Hayır, girmeyiz. - Eğer kabul ederseniz, size eziyet yapılmaz. Hatta hepinizi evlendirir, çok da para verip, zengin ederiz. Yine reddedince, papaz; - Peki, siz bilirsiniz, dedi. Bir daha bu teklifi yapmadı. Nihayet "yortu günü" geldi bu kâfirlerin. Hepsi içki içip sızdılar. Ben, zincire bağlı vaziyette uyuyordum ki; - Emir Sultan geliyoor! diye bir ses duydum. Büyük veli yanıma geldi. Zincirlerimi çözüp; - Kalkın, terk edin bu yeri! dedi. Uyandım ki, zincirlerim çözülmüş gerçekten. Kalkıp, sessizce dışarı çıktım. Diğer arkadaşları da uyandırdım. Hepsinin zincirini çözüp, anlattım olanları. Nöbetçiler sızmış, uyuyordu. Onların kılıçlarını alıp, sessizce çıktık hapishaneden. Deniz kıyısına vardık hemen. Kıyıda bir sandal vardı. Ona binip, acele açıldık denize. Sağ salim geldik evimize. Sonra Bursa'ya gittik. Bu büyük velîyi ziyaret edip, "Fatihalar" gönderdik mübarek ruhuna. www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com