Her bayram gözden kaybolan zat!..

A -
A +

 Celâleddîn Tebrîzî hazretleri, Hindistan evliyâsının büyüklerindendir. On dördüncü asırda yaşadı... Celâleddîn Tebrîzî, bir vakitler Çin taraflarına gitti. Oranın insanlarının da huzur ve saâdete kavuşmaları için çalıştı. Bir dağ köyünde ikâmet etti. O çevrenin sâkinleri hep inançsız insanlardı. Onun bereketiyle, bulunduğu köy ve çevresindekiler Müslüman olmakla şereflendiler... Bir dergâh inşâ ettiler. Yıllarca orada insanların iki cihan saadeti için uğraştı. Devlet ileri gelenleri ve diğer kimselerden birçok talebeleri oldu...

Bu mübarek zat, gitmek istediği yere Allahü teâlânın izniyle kısa zamanda varırdı. Her gün sabah namazını Mekke'de kılardı. Her sene Arefe ve bayram günü insanların gözünden kaybolur, hacca giderdi. Kimse onun nereye gittiğini bilmezdi.
Meşhûr seyyah ve âlim İbn-i Battûta, Seyahatnâme'sinde şöyle anlatır:
"Çin taraflarında Celâleddîn hazretlerinin ziyâretine gittim. Onun ikâmet ettiği yere iki gün mesâfe kala, talebelerine misâfir oldum. Akşamleyin bana, nereden gelip nereye gittiğimi sordular: 'Ben Acem memleketinden gelip, Çin memleketine Celâleddîn hazretlerinin ziyâretine gidiyorum' deyince, onlar da o mübareğin talebeleri olduklarını söylediler. Bana; 'Her gece yatsı namazından sonra Celâleddîn hazretleri gelir, bir saat yanımızda kalır ve ondan sonra gider' dediler. Ben bu hâle çok sevindim ve hakîkaten yatsı namazından sonra Celâleddîn hazretleri geldi. Onunla müşerref olduk, bir saat sohbet ettiler ve kalkıp gittiler... Sabah olunca, ben yine onun bulunduğu dağ köyüne hareket ettim. Yanına vardığım zaman elini öptüm. Benim memleketimi suâl ettiler. Acemistan olduğunu söyledim. Sonra şehrimi suâl etti. Bulunduğum şehri de ona söyledim. Sonra talebelerine;
-Bu, benim bir Arab misâfirimdir. Ona çok izzet ve ikrâmda bulunun, buyurdu. Ben de;
-Efendim! Ben Arab değilim, Acem'im, dedim. Bana;
-Yâ İbn-i Battûta! Senin falan deden Bağdât'tan oraya gitmiştir. Onun için senin aslın Arab'dır. Ben de ona istinâden size Arab dedim, buyurdu... Daha önce, benim öyle bir şeyden haberim yoktu. Memleketime döndükten sonra araştırdım. Baktım, hakîkaten o hazretin buyurduğu gibi dedem, Bağdât'tan oraya hicret etmiş ve bizim esas soyumuz Arab imiş."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.