Ağacı seyreden ormanı göremez!

 

Devleti yönetenler, kimilerine göre bazen ‘konjonktürden kaynaklı’ hatalı adımlar atabilirler. Ancak, o kadar doğru uygulama ve icraatları vardır ki hataları bile hoşgörü ile karşılanır. Hiç kimse o insanların hakkını yemek istemez.

 

Mesela Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan… 20 yıldır iktidarda. Bugüne kadar her alanda birçok ilke imza attı. İçten-dıştan yapılan operasyonlara rağmen dimdik ayakta durdu. Ülkenin ve milletin bekası için mücadele etti. Dünya liderlerinin gıpta ile takip ettiği küresel ve bölgesel problemlerin çözümünde  önemli bir aktör oldu. Sadece son 3 yılda olanlara bakarsak, pandemi ve Rusya-Ukrayna Savaşı âdeta ateş çemberi içine düşen Türkiye’yi  yeniden huzura kavuşturmak, ekonomik krizin ağır faturasını halka ödetmemek için çabaladı. Yunanistan’ın gerginlik oluşturma girişimlerini püskürttü. Teröre destek veren İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya alınmasına karşı çıktı.

 

Bir yandan böylesine yüklü küresel ve bölgesel problemlere odaklanan Sayın Erdoğan, bir yandan da ülkeyi kalkındırmaya ve yeni dünya düzenine ayak uydurmaya devam ediyor. Buna son bir aydaki olağanüstü performansını örnek gösterebiliriz:

*Hızırreis Denizaltısı havuza çekildi ve Selmanreis Denizaltısına ilk kaynak yapıldı.

*Uzaya Türk astronot gönderilmesine yönelik proje ile Millî Uzay Programı Strateji Belgesi açıklandı. Böylece Türkiye’nin uzayda da söz sahibi olmasının yolu açıldı.

*Sayılı teknolojik organizasyonlarından olan TEKNOFEST, Azerbeycan’da gerçekleştirildi. Türk gencinin teknoloji başarısı uluslararası kamuoyuna hissettirildi.

*Bütün dünyanın gözünü kulağını çevirdiği yerli ve millî savunma araçları ile "Efes 2022 Tatbikatı" başarılı şekilde noktalandı. 

*Boğaziçi Üniversitesi bünyesinde Derin Teknoloji Üssü hizmete girdi.

*Türkiye’nin enerji arz güvenliği açısından hayati öneme sahip Karadeniz gazının evlere ulaşması için ilk boru deniz altına döşendi.

*Afrika'dan Orta Doğu'ya Avrupa'dan Asya'ya kadar geniş bir alanda kesintisiz ve güvenli televizyon ve geniş bant uydu haberleşmesini sağlayacak Türksat 5B uydusu hizmete girdi...

 

Halkın büyük bölümü, geçim darlığı çekiyor, bunu kimse görmezden gelemez. Sayın Cumhurbaşkanı da Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay’la geçen hafta yaptığı görüşmede, "Bunların farkındayım" demişti. Ama şu gerçeği de unutmamak gerekir: Sayın Cumhurbaşkanı'nın son dönemdeki olağanüstü performansını yok sayamayız...

 

Fırsat bu fırsat, algı operasyonlarıyla bunalan halkı kışkırtma peşindeler. ‘Türkiye’nin içinde bulunduğu bu belirsizliği’ hükûmetin beceriksizliği olarak topluma aşılamaya gayret ediyorlar. Olağanüstü geçiş döneminin olumsuzluklarını Sayın Erdoğan’ın performans hanesine eksi olarak yansıtmak için yanıp tutuşuyorlar…

 

Sayın Cumhurbaşkanı'nın çeşitli platformlarda ve parti teşkilat toplantılarında gündeme getirdiği bir konu ile yazımızı noktalayalım:

Hafızayı beşer nisyan ile maluldür. İnsan hafızası bir süre sonra önemli gördüğü birçok şeyi unutabilir. AK Parti’nin 20 yıllık iktidarı döneminde birçok yatırım ve proje ile Türkiye nereden nerelere geldi… Özellikle de gençler ülkemizin katettiği bu aşamayı bilmeyebilirler. Cumhurbaşkanı çeşitli platformlarda, gençler başta olmak üzere halka bu icraatların anlatılması için parti yönetimine talimat veriyor. Şu sıralar, sosyal medya mecralarında da “Yüzyılın İşini 20 Yıla Sığdırdık!” teması ile bu icraatlar tek tek anlatılıyor. İnsanların hafızasının tazelenmesi sağlanıyor.

 

Ezcümle: Yiğidi öldürelim ama hakkını yemeyelim, olan bitene bardağın dolu tarafından da bakalım.

 

 

 

Ahmet Özal; Türk siyasetinin renkli ve efsanevi ismi, ömrünü milletine adamış, başbakanlık, cumhurbaşkanlığı gibi, ‘her fâniye nasip olmayan’ görevleri üstlenmiş bir devlet adamı olan merhum Turgut Özal’ın oğlu. Babasının izinden gitmek için siyasete soyundu. Bağımsız milletvekili oldu, parti kurdu, başka partilere geçti. Uzun bir sessizlikten sonra ara verdiği zikzaklı siyasetine yeniden döndü. Şimdi de TEK Parti’yi kurdu. Önümüzdeki yıl yapılacak seçimlerde yüzde 20 oy alacağını söyledi. Parti binasının açılışına iki elin parmaklarını geçmeyecek sayıda kişinin katılması, siyasi geleceğinin bir göstergesiydi...

Dememiz o ki; siyasette, sanatta, edebiyatta hangi alanda olursa olsun, zirveye çıkmış babaların çocukları da başarılı olacak diye bir kaide yok. Babalarının yerini dolduramayan siyasi isimleri burada yazsak liste uzayıp gider... Bu vesileyle, babalardan bahsetmişken -dündü ama- tüm babaların, Babalar Günü’nü de kutlamış olalım...