Dünya dört kulplu kazan kulpun birinden tut da kazan

Yerküre, sanki patlamaya hazır düdüklü tencere…

 

Savaş, gerilim, çatışmalar olağan hâle geldi.

 

Ekonomik kriz, enerji krizi, iklim krizi, göçmen krizi…

 

Ülkeleri darboğaza soktu.

 

Devler bile kara düşüncelere daldı.

 

Batı, Doğu blokları tükendi...

 

Yeni denge ve ittifak arayışları hızlandı.

 

Milyarlarca insan geleceğinden ümitsiz.

 

Sosyal barış tehlikede.

 

İnsanların bir arada yaşama iradesi ipotek altında.

 

Demokratik kazanımlar alarm veriyor.

 

Yani; küresel düzen iflas etti.

 

             ***

 

Peki, Türkiye bu düzenin neresinde?

 

Hemen söyleyelim:

 

Türkiye 7 düvelle eşit, ahlaki, adil bir ilişki peşinde.

 

Millî menfaatlerini gözetiyor.

 

Çok yönlü düşünüyor.

 

Hassas dengeler kuruyor.

 

Hem masada, hem sahada:

 

İnsani ve vicdani duruş sergiliyor.

 

Beşeriyetin ortak değerlerini korumaya çalışıyor.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi:

 

Ülkemizin içine kapanma,

 

Kendini dış dünyadan izole etme,

 

Global olayları tribünden seyretme lüksü yok.

 

Türkiye, onurlu, kararlı, basiretli bir diplomasi izliyor.

 

Küresel ve bölgesel sorunlarda yapıcı ve aktif.

 

Fikirlerine başvuruluyor.

 

Önerileri dikkate alınıyor.

 

Ara bulucu, sorun çözücü…

 

Dış politikada en verimli ve güçlü dönemi yaşıyoruz…

 

Artık,  süper ülkelerin, bizi sıkıştırmaya gücü yetmiyor.

 

Bizi 780 bin kilometrekarelik alana hapsedemiyorlar.

 

Sözün özü;

 

Diplomaside dünyanın ilk 5 ülkesi arasındayız.

 

Son asırların en başarılı dönemindeyiz.

 

​             ***

 

Peki, bunlar kimin sayesinde oluyor?

 

Tabii ki; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliği sayesinde.

 

Bu liderlik sıradan değil:

 

Hem ulusal, hem bölgesel hem de küresel bir liderlik.

 

Bunu biz demiyoruz, bakın kim diyor.

 

Rusya Devlet Başkanı Putin...

 

“Erdoğan güçlü ve sağlam bir lider, güvenilir bir ortak,

 

Türk halkı, ekonomisi ve Türkiye’nin çıkarları için hareket ediyor.”

 

İsrail Savunma Bakanı  Benny Gantz …

 

10 yıl aradan sonra Ankara’daydı.

 

Bakın yurduna dönerken ne dedi?

 

“Türkiye küresel aktör.

 

Orta Doğu’nun istikrar, güvenliğine katkı sağlıyor.”

 

Şunu da unutmayalım ki:

 

Ülkemizin büyümesi, kalkınması ve gelişmesi de çok önemli.

 

Zira uluslararası diplomaside etkileyici faktör.

 

İşte, “Türkiye Yüzyılı” açılımının temel nedeni bu…

 

​             ***

 

2023 seçimlerinde de Erdoğan rakipsiz lider…

 

Daha yarışmayı göze alacak bir aday dahi yok karşısında.

 

Muhalefet hâlâ ilke belirleme, komisyon kurma peşinde…

 

Yeri gelmişten Kemal Kılıçdaroğlu’nu da burada analım.

 

Ne dedi; Sivas gezisinde…

 

“Seçmenin bir de ‘Kılıçdaroğlu’nu deneyelim, görelim’ demesi lazım…”

 

Bugüne kadar Erdoğan karşısında bir seçim kazanamamış…

 

Yenilgi üzerine yenilgi almış.

 

Seçmen nasıl güvensin ki?!.

 

‘Milliyetçiyim, ülkücüyüm’ demekle oy toplanmaz.

 

Millî irade bunun bir oyun olduğunu bilir!..

 

Zahmetsiz rahmet olmaz

 

Araştırmacı, yazar, akademisyen…

 

Şimdi de siyasetçi…

 

Kimden bahsediyoruz?

 

İYİ Parti Sözcüsü Prof. Dr. Kürşat Zorlu’dan…

 

Babası vakti zamanında nasihat etmiş:

 

“Oğlum önce akademik kariyerini tamamla,

 

Sonra da ülken, milletin için…

 

İhtiyaç hasıl olmuşsa siyasete gir…”

 

Şimdi müsterih, gönlü huzur dolu...

 

Baba nasihatini yerine getirdiği için.

 

Genç, bilim adamı ve genç politikacı…

 

Siyasete çok katkısı olacak…

 

Bundan hiç şüphe duymuyoruz…

 

Başarılar dilerim Zorlu Hocam…

 

 

 

 

 

Bize neler oluyor gülüm!

 

 

 

Protokole oturdu dayak yedi.

 

Eski eşini döverek öldürdü.

 

Müteahhit ev bastı eşini kazma ile dövdü.

 

Parkta korkunç infaz.

 

Eşini sakat bıraktı, 14 yıl hapis yedi.

 

Husumetlisini vurup mezarını kazdı.

 

Sahte pasaport çetesi çökertildi.

 

Evlat cinayetinde anne baba gözaltında.

 

Bankadan 2,5 milyon lira çaldılar.

 

Soyduğu evin sahibini öpen hırsıza 24 yıl hapis.

 

Çocuğunun gözü önünde eşini yumrukladı.

 

Baygın kadını tekme tokat dövdü.

 

Sadece birkaç günlük olaydan bir demet…

 

Toplum olarak nereye gidiyoruz?

 

Bu öfkenin, bu şiddetin sebebi ne?

 

Ekonomik mi, psikolojik mi?

 

Sadakatsizlik mi, aldatma-aldatılma mı?

 

Kendini ispat etme çabası mı?

 

Dizilere filmlere özenti mi?..

 

Hiçbir gerekçe mazeret olamaz.

 

Öldürmeye, vurmaya-kırmaya…

 

Huzuru, mutluluğu kendimize çok mu görüyoruz ki!

 

Allah’ım sen aklımıza mukayyet ol...