- Gazze'de 10 Ekim'den beri 250'den fazla Filistinli öldü, 700'e yakın kişi yaralandı ve 1.500'den fazla bina yıkıldı.
- İsrail'in 2 yıldır sürdürdüğü saldırıda 70 bin can kaybı, 170 bin yaralı ve 282 bin yıkılmış ev mevcut.
- Kışa hazırlıksız Filistinliler, açlık, susuzluk ve soğukla mücadele ediyor.
- Dünya liderlerinden hem ekonomik yardım hem de İsrail'e baskı yapması bekleniyor.
Gazze’de ateşkes sonrasında, beklenen sulh ve huzur umudu her geçen gün daha da azalıyor...
10 Ekimden bu yana;
250’den fazla Filistinli öldürüldü.700’e yakın kişi de yaralandı.
Uydu görüntülerine göre:
1.500’den fazla bina da yerle bir edildi.
2 yıldır sürdürülen soykırımda ise;
İnsanlık korkunç bir tabloyla karşı karşıya kaldı;70 bin can kaybı, 170 bin yaralı. Yerle bir olan 282 bin ev…
Kışın girmesiyle birlikte çadırlarda yaşayanFilistinlileri daha zor günler bekliyor.
Açlığın, susuzluğun, yokluğun yanı sıra bir de soğuklardan dolayı kayıplar verecekler.
Türkiye elinden geleni yapıyor, teyakkuz hâlindeyiz.İnsaniyardımlarıhiç aksatmıyoruz; amaİsrail hâlâengellemelerini artırarak sürdürüyor.
Dünyaya barış getireceğini söyleyen…
ABD Başkanı Trump’tan ise bir hamle dahi yok.
Doğrusu çok merak ediyoruz…Daha ne kadar seyirci kalacak, bu trajedik duruma…Dünyanın baş belası Netanyahu’ya dur demek için ne bekliyor?Bir türlü anlamak mümkün değil…
“BOŞ”A KOŞMAK!
Nihayet tamamlandı ve mahkemeye gönderildi; "İmamoğlu Suç Örgütü" adı verilen iddianame…
İddiaların büyük bir bölümü zaten soruşturmalar sırasında kamuoyuna yansımıştı.
Yeni yeni iddialara ve itiraflara da tanık olduk.
Tabii ki en büyük tepki yine Özgür Özel’den geldi.
Silivri Cezaevine koşa koşa giden Özgür Bey’e göre:
Çelişkilerle dolu, delilsiz ve siyasi;tel tel dökülen bir iddianame söz konusu!
Evet… Tel tel dökülen metin benzetmesine katılıyoruz…
Ama farklı bir bakış açısıyla… Anlatalım hemen…
Rüşvetler, pazarlıklar, alavereler, dalavereler, şantajlar…Al gülümler ver gülümler, paralar pullar, dövizler, gayrimenkuller... Telteldökülmüş tanık ve sanık itiraflarındaki örneklerle.
Özgür Bey bununla da yetinmemiş.
‘İddianamenin içi boş, arkadaşlarım masum’ diyor.Bu noktada iş Ekrem Bey ve diğer tutuklulara düşüyor.İddiaları çürütsünler, suçsuz(!?) olduklarını kanıtlasınlar.Bir de duruşmaları TV’ler canlı verirse; seyreyle o zaman cümbüşü, siyasi mahalledeki şenliği?!.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özgür Bey için bakın ne dedi?
Adıyaman’daki 350 bininci deprem konutu teslim töreninde…İçinde bulunduğu haleti ruhiyeyi tasvir ederken:
"Suç örgütü yakayı ele verdiğinden bu yana muvazeneyi iyice yitirdi. Bu zatın milletin milyarlarca lirasını iç eden, talan eden, başında bulundukları belediyeleri arpalığa çeviren şebekeyi aklama çabalarıyla,artık iyice gençlerin eğlencesi hâline dönüşen garip, komik ve zavallı hâlleriyle ilgilenmiyoruz."
***
Titizlikle hazırlanan iddianamede dikkatimizi çekti.
Gizli tanıkların kod isimleri ne güzel seçilmiş.
Anlaşılan tabiat sevgisinden esinlenilmiş:
Meşe, maun, gürgen, mimoza, köknar, sekoya, zeytin…
Martı, şahin, kartal, doğan rüzgar vs…
O GÜN O AN
ÖSYM, önümüzdeki yılın sınav takvimini açıklayınca, biz de kurumla ilgili bazı bilgileri sizlerle paylaşalım istedik.
Başkan Prof. Dr. Bayram Ali Ersoy’dan edindiğimiz izlenimle.
Önce şunu söyleyelim ki…
Her olumsuzluğun faturası ÖSYM’ye çıkarılıyor.Hiç ilgisi ve dahli olmayan konularda...
Kurumun görevi, sınavları güvenli şekilde yapmak.Aldığı olağanüstü tedbirler sayesinde, bunu da layıkıyla başarılı bir şekilde yürütüyor.Sınav Koordinasyon Merkezi’nde bunu gözlemledik.
Sınav sonuçları ve yerleştirme işlemlerinde hiçbir şekilde hata yapılmıyor.Lakin… sınava girenlerin tek beklentisi var.
Sonuçların ne zaman açıklanacağını merak etmek!
Kurum bu konuda çok hassas davranıyor.
Hiçbir zaman önceden tarih verilmiyor…Sistem duyuru ile birlikte aynı anda açılıyor.
Gerekçe ise belli:
Sisteme müdahale edilmesini, kilitlenmesini önlemek…
Bunu bir örnekle açıklayalım isterseniz:
Yüksek Öğrenim Kurumları Sınavı üzerinden...
Açıklandığı günün sabahı, aynı anda 1 milyon 600 bin sorgulama yapılmış.Hatta bir kişi adına da 1.700 giriş gerçekleştirilmiş.
Kurumun sınava girenlerden aldığı ücret, masrafları karşılayan bir meblağ değil…Devletin katkısıyla devamlılık sağlanıyor.
Sınavlarda gözetmen bulmak son zamanda zorlaşmış.
Bu sıkıntının sebepleri var, aşmak için de çalışmalar yapılıyor.
YÖK ve MEB’le çözülebilecek bir mesele bu da…
Yapay zekâ ile üretilen sorular tam not almış.Daha da yaygınlaştırılacak.
ÖSYM’nin önemli atılımlarından biri de:
Sınav sisteminin dijitalleştirilmesi… e-Sınav merkezleri7 bölgede çoğaltılacak.Personel, zaman ve masraftan tasarruf sağlanacak.Sonuçların aynı gün duyurulması bu açıdan büyük bir avantaj.
ÖSYM Başkanı Ersoy’dan alıntı ile sonlandıralım yazımızı:
“E-Sınav konusunda uluslararası başarıya sahip olan ÖSYM markasını tüm dünyaya yaymak ve göstermek istiyoruz.”
KUL YAPISI!..
Sosyal medyadaki bazı içerikler, yapay zekâyı olumsuz yönde etkiliyormuş.
Bu duruma "beyin çürümesi…" deniliyormuş.
İnsanın bunaması gibi bir şey…Çok fazla güvenenlere duyuralım dedik.Yapay zekânın aldatmacalarına kanıp;
Oyuna gelmesinler… Kafalarını karıştırmasınlar.
Neticede o da bir insan yapısı.Beşer şaşar misali… O da şaşar.
Bu çerçevede bir uyarı daha… Ev robotları ile ilgili.Bıçak kullanma, fotoğraf çekme, erişim bilgisi çalma gibi…
Tehlikeli komutları onaylıyormuş…
Felaket kapımıza dayandı, dayanacak desenize?!.

