Kulis haberciliğinde rakip tanımıyoruz.
Devletimizi, milletimizi yakından ilgilendiren…
Önemli gelişmeleri bizden duyuyor kamuoyu…
Daha önce aylardır tartışılan,
Tarihi konusunda çeşitli ihtimaller üzerinde durulan…
2023 Genel Seçimlerine ilişkin…
Son noktayı da biz koymuştuk.
14 Mayıs’ta yapılacak diye…
Geçen hafta da yine rakiplerimizi geride bıraktık.
Atlattığımız bir başka haberle…
"Terörsüz Türkiye" sürecine yönelik…
Terör Örgütü’nün fesih kararı aldığı…
Kongreyi topladığını haberleştirerek.
Her iki haberimizin başarılı ismi…
Arkadaşımız Yücel Kayaoğlu’nu…
Bir kez daha tebrik ediyoruz.
Dezenformasyonla mücadeleyi başarı ile sürdüren,
Manipülasyonlara, geçit vermeyen,
Devlet kurumlarının yıpratılmasını önleyen,
Ahlaki değerlerinin yıpratılmasına göz yummayan…
Prof. Dr. Fahrettin Altun Hocanın yönetimindeki İletişim Başkanlığı kritik bir işe daha imza attı.
Sentetik Medya ve Enformasyon Güvenliği Çalıştayı.
***
Bakan Ali Yerlikaya çok yerinde bir tanımlama yaptı.
Sentetik medyaya yönelik vurgusunda:
"Çağımızın en karmaşık ve sinsi tehdidi’’ diyerek.
Biraz detaya inerek anlatmaya çalışalım:
Sentetik medya yapay zekânın kurgulaması…
Vuku bulmayan olayları olmuş gibi,
Söylenmeyen sözleri söylenmiş gibi,
Mizansen görüntüleri varmış gibi aktarabiliyor.
Böylece:
Gerçeği, güvenliği, toplumsal huzuru sınayarak,
Manipülasyon ve dezenformasyon riskini artırıyor.
Provokasyona, algı operasyonuna çok açık bir alan…
İmkân ile tehdit arasında ince bir çizgi var.
Günümüz Dünyasında:
Yalan haber, gerçeğinden 6 kat daha hızlı yayılıyor.
Deepfake videoların yüzde 68’i ayırt edilemiyor.
Gerçek ya da sahte olduğu anlaşılamıyor.
Peki mücadelede hangi noktadayız…
Birkaç cümle ile izah edelim…
İlgili devlet kurumları:
Kamu düzenini bozmaya, halkı galeyana getirmeye yönelik içeriklere anında müdahale edip yayılmasını önlüyor.
7/24 hizmet veren çok güçlü bir alt yapıya sahibiz.
Bu mücadelede bizlere de sorumluluk düşüyor.
Özellikle de sosyal medyaya teslim olmuş gençlerimize.
İçeriklerin doğruluğunun sorgulanması lazım.
Enformasyon güvenliği stratejik bir alan.
Kamu düzeninin korunması, toplumun huzuru açısından.
Bekamız ile enformasyonun güvenliği eş değer.
Sakın ola yapay zekânın tuzağına düşmeyelim…
Anadolu Ajansı habercilik sınırlarını aştı.
Âdeta bir düşünce kuruluşu gibi çalışıyor.
Editör Masası ile medyaya verdiği katkıya…
ODAK adı altında bir ilki daha ekledi.
Millî, bölgesel ve uluslararası meselelerin…
İrdelendiği, analiz edildiği ODAK’la.
İlk konuğu MİA Başkanı Talha Köse idi.
Bizim de davet edildiğimiz ikinci misafir ise..
Irak Başbakanı Sudani oldu.
Sudani, Türkiye ile ilişkilerini masaya yatırdı.
Sorularımızı içtenlikle cevapladı.
Önemsediğim için:
Sudani’den sadece iki cümle vermek istiyorum:
"Türkiye ile olan ilişkilere bakışımız; Tüm taraflarca kabul edilmiş bir bakış açısıdır. (Irak'taki) seçim sonuçları ne olursa olsun, bizim bıraktığımız yerden devam edecek...’
Beklentisine gelince:
"İlişkilerimizin bölgesel istikrar denkleminin bir parçası olmasını istiyoruz."
ABD Başkanı Trump 3 Mayıs’ta poz vermişti.
Yapay zekâ ile üretilen beyaz Papa kıyafetiyle…
Herkes gülüp geçti, üstünde duran olmadı.
Meğer mesajı Vatikan’a imiş.
Daha öncekilere göre seçim uzun sürmedi.
Bacanın dumanı kısa sürede tütüverdi.
Vatikan’ın başkanlığına Papa 14. Leo seçildi.
Zira 14. Leo bir Amerikalıydı.
Anladınız değil mi, neden "Papazlığa" soyunduğunu!?
Gazetemizin geçen günkü manşetiydi:
CHP Yönetimi Gururla Sunar:
"Çöp dağları, müsilaj, grev, başıboş köpekler..."
Başarıları(!) ancak bu sözlerle anlatılabilirdi.
Het tarafından pis kokular gelen belediyelerin…
Pis koku demişken… İzmir Konak’a gidelim hemen.
İşçiler grevde… Şehir çöp dağlarıyla doldu.
Sokaklar kokuyor, vatandaşlar isyan ediyor.
İşçilerin sorunun çözemeyen,
Ücretlerde gerekli artışı yapmayan,
Belediye yetkilileri ise işgüzarlık yaparak…
Vatandaşlara tavsiyede bulunuyor:
"Çöplerinizi evlerinizde tutun,ayrıştırın. Mümkün olduğunca sokağa çöp bırakmayın."
Yani… Evlerinizi çöp eve çevirin!
Güzel bir başlangıç olur bence?!
Mis gibi kokan evde mutlu bir hayat sürersiniz.
Kolonyaya, losyona, parfüme, sabuna ihtiyaç kalmaz.
Tasarruf da edersiniz… Zenginleşirsiniz…
Sayın Özgür Özel de belediyelere talimat verir…
Uygulamanın yaygınlaştırılmasını ister…
Bir türlü anlaşılamayan Kent Lokantalarında olduğu gibi.
Bizleri doğurup yetiştiren bugünlere ulaştıran annelerimizin "Anneler Günü" kutlu olsun.
Başta şehit anneleri olmak üzere hayatta olanlara…
Allah’tan sağlık, huzur ve mutluluklar dilerim.
Ahirete irtihal edenlerin de mekânı cenneti olur, inşallah.
Annesine duyduğu özlemi her zaman dile getiren…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözleri ile bitirelim bu konuyu da:
“Toplumun temeli nasıl aile ise, ailenin de temeli annedir, kadındır. Annelerin güçlü olmadığı bir toplumda ne yaparsanız yapın refahı, huzuru, başarıyı elde edemezsiniz.’’
Akif Bülbül'ün önceki yazıları...