Televizyonlarda bir uyarı filmi dönüyor. Finalinde bir futbol topu var ve bir de "Lütfen" kelimesi... Uyarıyı yayınlatan kuruluş ise Futbol Federasyonu... Filmdeki çağrıda seyirciye, yöneticiye, taraftara, kulüplere ve medyaya deniliyor ki, "Futbol bir kurallar oyunudur. Herkes kurallara uysun." Uyarıda seslenmeyi unuttukları birileri var. Kim mi bunlar? Futbol Federasyonu'nun kendisi ve hakemleri... Kuddusi Müftüoğlu "Sen misin bizi unutan?" diyor ve yapıyor kural hatasını. "Eğer bizi unutursan, adama böyle hatırlatırız" der gibi. Balık baştan kokmuş. Şimdi ne yapsın seyirci, ne yapsın gazeteci, ne yapsın kulüpler, ne yapsın yöneticiler? Onlar zaten hazır bekliyor. Olay olsun da üzerine hep birlikte çökelim diye. Bir bakıyorsunuz, G.Birliği Başkanı iyilik meleği kesilmiş, "Biz her türlü karara saygılıyız, genç hakem insandır, her türlü hata olabilir, üstüne gitmeyelim" diyor... Geçmişte silindir gibi ezdiği federasyonu ve rakipleri unutarak. Beşiktaş Başkanı ise sesi çok gür çıkmadan, maç 58. dakikadan itibaren oynansın istiyor. Her zaman olduğu gibi herkes nalıncı keseri. Olayın bir başka boyutu var aslında. Böyle garip bir gelişmede herkes Beşiktaş'ın hakkı yenmiş gibi davranıyor. Oysa, kuralsızlıklar içinde hak ararsak, hakkı yenen G.Birliği. 90 dakika içinde golü verilmiş, istediği bir puanı almış, "Yok arkadaş, şimdi gel bir daha oyna" deniliyor. G.Birliği mi yaptı bu kural hatasını da adamları cezalandırıyorsunuz ikinci maçla?.. Pekâlâ şimdi gelelim Beşiktaş'ın endişesine... Ya ikinci maçı kaybederse?.. Olmaz mı? Olabilir... Maçtan sonra çıkıp, "Biz bu maçı iptâl ettireceğiz" diyen yöneticilerin yüzleri kızarmayacak mı? Sevgili okurlar, şu kafa patlattığımız işlere bakın. Federasyonun doğru dürüst bir hakemi yok. Federasyonun - sadece Levent Bıçakçı Federasyonu için söylemiyorum - işi televizyon ilânlarına kalmış "lütfen"le falan zevahiri kurtarmak için.... Kulüpler ise yalnızca puan hesabına dalmış. Söyleyin şimdi, ne yapsın medya? Ne yapsın taraftar? Ne yapsın "spor spor" diye yırtınanlar? Ha söyleyin, ne yapsın? "İncecikten bir kar yağar / Tozar elif elif diye / Deli gönül abdal olmuş / Gezer elif elif diye Elif kaşlarını çatar / Gamzesi sineme batar / Ak elleri kalem tutar / Yazar elif elif diye..." Yurttan seslerin kurucusu, Türk halk müziğinin babası, rahmetle analım Muzaffer Sarısözen 1955'li yıllarda bir gün kapımızı çaldı. Hoşbeşten sonra, babama birkaç davetiye verdi ve gitti. O zaman daha TRT, TRT olmamış... Basın Yayın Genel Müdürlüğü'ne bağlı olarak yayın yapıyor. Biz de çocuğuz. Sağ olsun, Sarısözen davetiye verdi. "Kalkın gidiyoruz" dedi babam, "Yurttan sesler korosunu radyoda canlı yayında dinlemeye... " Benim radyo ile ilk tanışmam odur. Gittik, stüdyoya girdik. Dışarıda Ankara soğuğu. İncecikten bir kar yağıyor. Program başladı, Sarısözen yönetiyor koroyu. "Dışarıda incecikten bir kar yağıyor, esinlendim, ilk türkümüz Karacaoğlan'ın dizelerinden olsun" dedi ve koro söylemeye başladı. İncecikten bir kar yağar, tozar elif elif diye... Heyecanla ve saygıyla dinlemiştim o küçük yaşta ustaları ve üstadları... Program bitince dışarı çıktık, incecikten bir kar yağıyordu. Ankara büyük bir dinginlik içindeydi. Ne kargaşa vardı, ne de şamata... Ertesi gün yanılmıyorsam, G.Birliği - A.Gücü maçı vardı 19 Mayıs Stadı'nda. "Maç acaba oynanır mı?" diye düşündüm. Beden Terbiyesi'nin üç - beş fedakâr elemanı ile saha hazır olmuştu maç saatine. Kimse şamata yapmıyordu. Üç - beş yüz seyirci vardı stadda. Adeta hepsi arkadaştı, güle oynaya seyrettiler ve güle oynaya gittiler maç bitince. Ankara'da hâlâ incecikten bir kar yağıyordu ve herkes spora spor gibi bakıyordu... Spor ve üniversiteler Maltepe Üniversitesi bu yıl sonunda öğrenim biterken çeşitli etkinliklerle akademik yılı tamamlamak istiyor. Her üniversite yapar bunu... Bunda bir farklılık var. Kurucu ve Mütevelli Heyet Başkanı Hüseyin Şimşek, "Değişik bakalım bu yıl olaya" diyor ve spora önem verilsin istiyor. Bu doğrultuda İstanbul Gençlik ve Spor İl Müdürü Tamer Taşpınar'la proje peşindeler. Maltepe Üniversitesi'nin mükemmel spor tesisleri var. Tamer Taşpınar'ın da gerçekleşecek bir çok spor organizasyonu. İşte akademik yılın sonunda, yani mayıs ayında, yüzmede uluslararası olmak üzere, pek çok müsabaka Maltepe Üniversitesi'nde gerçekleşecek. Ne güzel adım değil mi? Gençlerle sporu buluşturmanın ve kaynaştırmanın mükemmel bir yolu... Şimdi Tamer müdürden rica ediyoruz. Tesisi olan diğer üniversitelerin peşini bırakmasın.