Osman Yıldırım, el bombalarını emekli general Veli Küçük'ten aldığını söylemişti... AMAÇ KAOS ORTAMI
"Ergenekon yapılanmasının amacının; ülkenin karışmasını, kaosa sürüklenmesini sağlamak, güvenliği zaafa düşürmek ve böylelikle antidemokratik yollarla devlet yönetimini ele geçirmek olduğu anlaşılmaktadır."
İDDİA HAVADA KALDI
AK Parti'ye açılan kapatma davasının gerekçeleri arasında Danıştay saldırısı öncesi yapılan açıklamalar da yer aldı. Ancak Yargıtay, yerel mahkemenin saldırıyla ilgili kararını bozunca iddia da havada kaldı
Klasik örgütlerden farklı bir yapı: Ergenekon
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, 13 Şubat 2008'de Ergenekon çetesi ile Danıştay saldırısı arasında hukuki bir bağın kurulamadığı belirtilerek, sanıkların "baş örtüsü istedikleri şeklinde yorumlayan kurum ve kişileri cezalandırma amacı ile böyle bir eylemi gerçekleştirdikleri" gerekçesiyle verdiği karardan bir ay sonra Türkiye önemli bir gelişme yaşadı.
DAVANIN GEREKÇESİ
14 Mart 2008'de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, AK Parti hakkında kapatma davası açtı. Yalçınkaya, kapatma iddianamesinin birçok yerinde Danıştay saldırısı ile AK Parti'nin açıklamaları arasında bağ kurdu. Danıştay 2. Dairesi'nin baş örtüsü kararına yönelik partililerin yaptığı açıklamaların şiddet çağrısı olduğunu iddia etti. İddianamede, "Kararı veren daire üyelerinin silahlı saldırıya uğraması ile bu beyanlar arasında ceza hukuku anlamında bir illiyet bağı bulunmasa da, bir iktidar partisinin tehdit ve hakarete varan açıklamalarının bu tür saldırıları cesaretlendireceği açıktır" ifadelerine yer verildi. Yalçınkaya'nın bu yorumları, gerekçeli kararın 91 ve 320. sayfalarında yer aldı. Gerekçeli kararın, iddianamenin özetlendiği kısmında da, Danıştay saldırısının faili Alparslan Arslan'ın eylemi anlatılarak, AK Partililerin olaydan önceki yorumları hatırlatıldı.
YARGITAY BOZDU AMA...
Daha sonra Yargıtay tarafından bozulacak Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin gerekçesi, Yargıtay Başsavcılığı'nca iktidar partisinin kapatılması için gerekçe olarak sunulmuş oldu. AK Parti, Anayasa Mahkemesi'nce kapatılmadı ama sunulan delil de tartışmaya açıldı.
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, sunulan delilin davaya etkisini şöyle özetledi:
"Kapatma davasının dayandığı delil sayısı 400. Bunlardan 26'sı Anayasa Mahkemesi tarafından 'dinlenebilir' görüldü. Bu delillerden en önemlisi de Danıştay saldırısı. Şu anda yeni gelişmeler, Danıştay saldırısının arka planının farklı gerekçelere dayandığını ortaya koyuyor ve o 26 ana delilin öz delili, odak delili çökmüş oluyor."
İSTANBUL BAĞLANTIYI BULDU
Ümraniye'de bir evin çatı arasında bulunan 27 el bombasına ilişkin soruşturma da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütüldü. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Ergenekon adı verilen örgütlenme ile Danıştay saldırısı arasında bir bağ bulunmadığına karar verse de, 14 Temmuz 2008'de hazırlanan ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede, iki dosya arasındaki bağlantı detaylarıyla anlatıldı. 2455 sayfalık iddianamede, Osman Yıldırım'ın, el bombalarını emekli general Veli Küçük ve emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin'den aldıklarından, kendilerine teklif edilen paralara kadar bütün ayrıntılar yer aldı.
ERGENEKON MU YAPTI?
İddianamede, maktul olarak Danıştay saldırısında şehit olan üye Mustafa Yücel Özbilgin bulunurken, Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesi'ne yönelik el bombası atılması olayı Ergenekon örgütünün eylemleri arasında sayıldı. Yargıtay'ın birleştirme kararı sonrasında da Ankara'daki dosya bu dava ile birleştirildi.
KLASİK ÖRGÜTLERDEN FARKLI
İddianamede, Ergenekon'un klasik örgütlerden farklı olduğu vurgulanarak, şöyle tanımlandı: "Ergenekon en başta, 'derin devlet' ifadesi ile anılan, ülkemizde birçok kanlı eylemler gerçekleştiren, gerçekleştirdiği bu eylemlerle ciddi kriz, kargaşa, anarşi ve güvensizlik ortamı oluşmasını amaçlayan ve bunu kısmen de olsa başararak ülkemizin gelişme ve kalkınmasının önünde engel olan bir örgüttür.
TETİKÇİLER YAKALANDI
Soruşturma kapsamında yapılan çalışmalarda, örgütün; ülkemizde Türk-Kürt çatışmasının başlamasına sebebiyet verecek DTP'li Ahmet Türk, Osman Baydemir ve Sebahat Tuncel gibi şahıslara suikast hazırlıkları ve planlar yaptıkları tespit edilmiştir. Bu tespitler üzerine olayı gerçekleştirecek, tetikçilik yapacak olan sabıkalı ve yakalamalı şahıs yakalanmış ve istenmeyen olayların önüne geçilmiştir.
ÖRGÜTÜN YAPISI
Planlama ve Yürütme Kurulu (PYK) teşkilatın en üst birimi. PYK, devletin ve milletin bekası, yurtiçinde ve yurtdışında milli hakların ve menfaatlerin savunulması, kısa, orta ve uzun vadeli devlet politikalarının belirlenmesinden sorumlu. Sanıklar İlhan Selçuk, Veli Küçük, Doğu Perinçek, Muzaffer Tekin, Kemal Alemdaroğlu ve Fikri Karadağ, örgütün üst düzey sorumlu ve yöneticileri. Küçük ile Tekin hem Ergenekon üst yapılanması ile irtibatları sağlıyor hem de Lobi-Ergenekon sivil yapılanması ile yürütülecek ilişkilerde 'köprü personel' vazifesi görüyor.
DEVLETİ ELE GEÇİRME AMACI
Şüpheliler bu örgütle çeşitli süreçler sonunda devletin tüm birimlerine sızıp devleti ele geçirmeyi amaçlamaktadırlar. İstihbarat birimi ile de bu amaçlarına ulaşmayı hedeflemekte, kurulan ulusalcı vakıf ve dernekleri istihbarat elde etmede kullandıkları gibi; çeşitli internet siteleri ve yayın kuruluşlarını da hem baskı unsuru hem de örgütün amacının propagandasını yapmaktadırlar.
ANTİDEMOKRATİK YOLLARLA YÖNETİMİ ELE GEÇİRMEK...
Ergenekon'un görünürde nihai tek hedefinin, bir an evvel ülkede darbe zemini oluşturmak, ülkenin karışmasını, kaosa sürüklenmesini temin etmek, güvenliği zaafa düşürmek ve böylelikle antidemokratik yollarla devlet yönetimini ele geçirmek olduğu anlaşılmaktadır."
YARIN: TÜBİTAK raporu her şeyi değiştirdi