Meraklanmayın kızlarınıza armağanınızı ulaştıracağız

 

 

 

 

 

"Feridun Ağabey, malum olduğu üzere cezaevindeyim. Evlatlarımdan 6-7 aydır ayrıyım. Onların gözündeki “iyi adam, baba” imajına zarar vermemek için eşim ile bu durumu gizleme kararı aldık. Tutuklu olarak bulunuyorum ilk defa böyle bir durum yaşadık. Normalde eğitimleri ile fazladan fazlaya ilgilenirim. Öğretmenleri ile yakın iletişimim tabii son yedi ay hariç aksadı. Birinci sınıfa giden kızım ve üçüncü sınıfa giden kızımın öğretmeni defalarca babasını sorunca kızlarım biraz üzülmüş biraz da incinmiş. Annesi durumu toparlamış, öğretmenleri ile konuşup bu konuyu uygunca anlatmış. Tabii çocuk kalbi ama bir kere kırılınca güzel bir şeyler yapıp telafi etmez isem kalıcı bir olumsuzluk olabilir diye düşündüm. Ama burada onlara başka ne yapabilirim dedim. Ben de onlar için oturup biraz kafa yorup pek de Âdetim değil iken acemice kendimi zorladığım üç beş denemeye bir de kızlarımı ekledim. Küçük bir mektup ve altına da bu şiiri yazdım. Sınıf öğretmeninden izin alıp okuyabileceklerini belirttim. Sizden de ricam bu şiiri yayınlayıp kızlarımı sevindirmeniz. Bunu yayınladığınız takdirde bu kupürü arkadaşları ile paylaşacak ve çok mutlu olacaklardır. İki kız çocuğumun kırık gönülleri belki de eskisinden güzel tamir olacaktır. Saygılarımla. Bir Baba” diyen ismi bizde mahfuz değerli okuyucumuz, gönderdiğiniz iki şiiri gazetemizin Yetenekli Kalemler sayfasında yayınlanmak üzere gönderiyoruz. Önümüzdeki hafta pazartesi günkü gazetede yayınlanacak şiir köşesini takip edebilirsiniz. Bir an önce yavrularınıza ve ailenize kavuşmanız dileğiyle. (F. A.)

 

 

Yetenekli Kalemler, Kabiliyetli Kalemler

 

 

Türkiye gazetesinin eski bir abonesiyim. Her sabah önce bizim sayfayı okurum. “Yetenekli Kalemler” sütun başlığının hiçbir ağırlığı yok. Yetenek kelimesi tenekeyi çağrıştırıyor. Bu başlık “Kâbiliyetli Kalemler” olmalı. Kâbiliyet eskimez kelimemiz; yetenek hafif, sanki teneke gibi.

 

     Ertuğrul Şen-Konya

 

 

Sağlık ocakları ve insanların işini kolaylaştırmak

 

 

Feridun Ağabey ben eşimi doktora götürdüm. Doktor birtakım tahliller istedi. Tahlil sonuçlarında B12 eksikliği olduğunu belirttiler ve doktorumuz bize 5 tane B12 iğnesi yazdı. “Haftada bir yapılacak” denildi. Oturduğumuz yere çok yakın (ismi sizde mahfuz) Sağlık Merkezi’ne gittik. Eşime enjeksiyonu yapmadılar. Nedeni ise biz (ismi sizde mahfuz) Mahallesi Sağlık Merkezine kayıtlı oluşumuz imiş! Oysa mekân olarak burası bizim evimizin hemen dibinde sayılır. Görevli arkadaşların kuralları uygulamasına elbette bir şey demiyorum ama biz evimizin dibindeki sağlık merkezinde nasıl oluyor da bir enjeksiyonu yaptıramıyoruz? Reçetem var mı, var. İğnem var mı, var. Enjektörümüz var mı, var. Siz benden başka ne istiyorsunuz? Enjeksiyon için kayıt aranır mı?

 

Sayın Cumhurbaşkanımız ne diyor: İnsanların işini zorlaştırmayın kolaylaştırın!” Kurallara göre ne yapılıyor? Zorlaştırılıyor. Aynı gün Telekom’a gittim. Oradaki arkadaşla bu konuyu paylaştım. O arkadaş ne dedi biliyor musunuz? “Biz kayıtlı olduğumuz sağlık ocağına gitmiyoruz buraya yakın olan sağlık ocağına gidiyoruz. Muayene oluyoruz ilacımızı yazıyorlar” dedi. Biz bir enjeksiyon yaptıramıyoruz. Diğer sağlık merkezleri muayene yapıyor ilaç yazıyor da ben nasıl oluyor da enjeksiyon bile yaptıramıyorum? Hangi sağlık ocağımız yasaya uygun çalışıyor, hangisinin uyguladığı doğru, bilmek istedim. İnsan bazen işine gelmese de hakkaniyetli olanı bilmeli ve saygı göstermeli...

 

Sizin aracılığınızla Sayın Sağlık Bakanıma buradan sesleniyorum sağlık konusunda sağlık il müdürlerimiz ve görevlilerimiz bu konularda yerine ve zamanına göre bu kurumları gezip vatandaşın yaşadıklarını sahada öğrenebilirlerse bizlere çok daha faydalı hizmet sunmuş olurlar. Saygı ve sevgilerimi sunuyorum.

 

     Ökkeş Özkan-Osmaniye

 

 

 

 

 

Anlat Derdini Feridun Ağabey'de önceki yazılar...