Bahçeli’nin Erdoğan’a çağrısı...

A -
A +

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin geçtiğimiz pazar günü gerçekleştirilen kurultayında bir konuşma yaptı. Hitabetinin bir bölümünde Erdoğan’a seslendi ve “gitme” “ayrılma”, “Türk milletini yalnız bırakma” şeklinde çağrılar yaptı. Erdoğan’ın Türk milletinin lideri olarak yola devam etmesi gerektiğini söyledi.

 

Bu çağrıyı demokrasi teorisi, Türkiye demokrasisi ve Erdoğan’ın siyasi hayatı açısından nasıl değerlendirmek lazım? Bahçeli haklı mı haksız mı? Neden?

 

Erdoğan seçimle geldiği görevlerde son dönemini yaşıyor. Bu gerçeği bizzat kendisi de seçim çalışmaları sırasında “bu benim son seçimim” sözleriyle ifade etti. Bu doğru. Erdoğan, yeni hükûmet sisteminde, kategorik muhaliflerin iddia ettiği gibi üçüncü değil, ikinci cumhurbaşkanlığı dönemini idrak etmekte. Ancak TBMM’nin bir erken seçim kararı ile tekrar cumhurbaşkanlığına aday olabilir. Bu da çok zayıf bir ihtimal. Dolaysıyla, Erdoğan son dönemini sürdürmekte.

 

Erdoğan, hiç kuşku yok ki, demokrasi tarihimizin en başarılı ve de en tartışmalı lideri oldu. Kendisi görevini tamamladıktan sonra hakkında daha sağlıklı ve daha soğukkanlı değerlendirmeler yapılacaktır elbette. Yaklaşık 25 yıl iktidarda kalmak ve Türkiye gibi hayli zor bir ülkede onca işle ve problemle meşgul olmak her siyasetçiye nasip olmayacak bir iş. Umarım Erdoğan görev dönemi bittikten sonra hatıralarını yazar ve yayınlar. Aksi takdirde hakkında doğru yanlış çok spekülasyon yapılacaktır.

 

Bir siyasi lider için, özellikle demokrasilerde, 25 yıl boyunca seçim kazanmak ve iş başında kalmak çok istisnai bir durum. Erdoğan bunu başardı. Kuşku yok ki bu yolda azimle ilerlemesinde iktidarda kalma arzusu yanında karşılaştığı tüm anti demokratik durumlara ve hamlelere karşı direnmesinin de payı oldu. Bu yüzden, Erdoğan tarihe geçti denebilir.

 

Erdoğan’ın 2028’de görevini yerine seçilecek kişiye bırakması ve muhtemelen köşesine çekilmesi gerek kendisi gerekse ülke için doğru olan şey. Böyle yapmaması ve Bahçeli’nin dediği gibi işbaşında kalmaya çalışması kendisinin banisi olmakla övündüğü yeni hükûmet sisteminin mantığına ve ruhuna da aykırı. Yeni sistem her siyasetçi için azami iki dönemlik -10 yıllık- bir başkanlık süresi öngörmekte. Geçiş dönemine denk gelmesi bunun Erdoğan için 15 artı 10 şeklinde gerçekleşmesine sebep oldu. Ancak, sistemin gerçek niteliklerinin, güçlü ve zayıf yönlerinin görülmesi için Erdoğan sonrasında en azından bir başkanlık dönemi daha görmemiz lazım. Ayrıca, sistemin istikrar kazanması da buna bağlı.

 

Erdoğan, hiç kuşku yok ki, önemli bir lider. Büyük tecrübe kazandı. Ama eninde sonunda her lider gibi veda etmek zorunda. Diğer taraftan, Erdoğan tecrübesinden genç nesillerin yararlanmasını da sağlamaya çalışabilir. Kendisinin fiziksel şartları da gitgide ağırlaşmakta. Bu yüzden de başarılı bir lider olarak cumhurbaşkanlığını tepedeyken bırakması ve tartışma konusu olmaması kendisi için de memleket için de hayırlı. Bunu yapmaması Erdoğan’ın seçilmesiyle düşmüş olan tansiyonun yeniden yükselmesi sonucunu da verir. Bu millet lider çıkarmakta çok da başarısız sayılmaz. Erdoğan sonrasında onun misyonunu devralacak ve genel olarak aynı yolda yürümeye devam edecek liderler çıkacaktır...

 

Umudum ve temennim odur ki Erdoğan Bahçeli’den gelen ve başkalarından da gelebilecek olan buna benzer tahrik ve teşviklerin etkisinde kalmaz ve görevi 2028’de yine kendisinin ifade ettiği gibi yerine seçilecek kişiye devreder.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.