Berrin Sönmez’in hatası

A -
A +

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 1 Ağustos tarihli cuma hutbesinde kullandığı kadınların kılık kıyafetine yönelik ifadeler bazılarının tepkisini çekti. Cuma hutbesinde yer alan “Mahremiyetin pervasızca ihlal edildiği bir çağda yaşıyoruz. Günümüzde giyim sektörü, modacılar ve bazı medya çevreleri, ‘özgürlük’ ve ‘çağdaşlık’ adı altında çıplaklığı özendirmekte, örtünmeyi değersizleştirmektedir” sözleri kadınların giyim kuşamını hedef alan sözler olarak yorumlandı ve eleştirilerin hedefi oldu.

 

Feminist, "İslamcı", başörtülü yazar Berrin Sönmez, 'Başörtüsü dayatması ihtimaline karşı kişisel bir direniş' sözleriyle DİB’nın bu fetvasına cevap olarak başörtüsünü çıkardığını duyurdu. Sönmez bundan sonra başını örtmeyecek. Potansiyel kıyafet dayatmalarına karşı direnecek. Sönmez’in bu tutumuna destek verenler de oldu ağır şekilde eleştirenler de...

 

Sönmez’in başörtüsünü çıkarmayı bir direnme biçimi olarak görmesi çok tartışmaya açık…

 

DİB, dinî bir kurum. Dinden anladığını, dinde yasak ve serbest olan şeyleri kendince açıklıyor ve vurguluyor. Ancak, DİB açıklamalarının siyasi ve hukuki takibinin yapılması ve onlara uymayanların cezai müeyyidelerle karşılaşması söz konusu değil. Ülkede yolu hiç camilerden geçmemiş çok sayıda insan var. Başını örtmeyen milyonlarca kadın yaşıyor. DİB’nın kadınlarda açık saçık giyinmeyi eleştirmesi de olağan. Herhâlde kadınlarda açılıp saçılmayı teşvik edecek ve hoş görecek sözler sarf etmesi beklenemez.

 

AK Parti iktidarlarının başından beridir AK Partili hükûmetlerin kadınların kamusal alandan çekilmesine yol açacağı ve kadınları başını örtmeye zorlayacağı yolunda bir propaganda var. Ne var ki aradan yirmi yıldan uzun bir zaman geçmesine rağmen bu doğrultuda en küçük bir veri yok elimizde. Hatta şunu da söylemek mümkün, Volkan Ertit’in bilimsel çalışmalarının gösterdiği üzere, AK Parti iktidarları döneminde Türkiye dindarlaşmadı, sekülerleşti. Kadınların kamusal varlığı daha görünür hâle geldi. Başörtüsü yasağına benzer bir kitlesel ve kadınlara yönelik insan hakları ihlali de görülmedi. Mesela başını örtmediği gerekçesiyle kız öğrencilerin üniversiteye alınmaması söz konusu olmadı. Bu konuda mağduriyet yaşadığını iddia eden bir tek kişi ortaya çıkmadı.

 

Berrin Sönmez Diyanet’in açıklığı eleştiren cuma hutbesine tepki olarak başını açmasını nasıl yorumlamak lazım? Doğrusu çok tuhaf bir durum. Başını örtmek inananlara göre İslam’da kadınlara yönelik bir emir. Bu emir AK Parti’den veya DİB’ndan değil dinden gelmekte. Buna göre bu emre uyan kadın bu çağrıya uymuş, uymayan kadın ise çağrıyı çiğnemiş olur. Diyanet’in görevi de Müslümanım diyen insanlara bunu hatırlatmaktır. Ama DİB’nın veya hükûmetin bu emre uymak için insanları kamusal zora tabi tutma gibi bir hakkı ve yetkisi de yoktur.

 

Başı açık birinin yasakları protesto etmek için başını kapatması daha anlamlıdır. Sönmez’in yaptığı, yani DİB’na kızdığı için dinî bir emirden-gerekten vazgeçmesi ise insanlara kızıp dine bir nevi cephe almak anlamına geliyor. Oysa dinin sahibi insanlar değil. Sönmez’in başörtüsü veya kıyafet dayatması ihtimaline karşı hassasiyeti iyi, ama, eğer böyle bir şey ortaya çıkarsa, dayatmaları başörtülü olarak reddetmesi ve direnmesi çok daha şık ve etkili olurdu.

 

 

 

Atilla Yayla'nın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.