Özetle Dinle
Kaydet
Köse Yazilari 25 dk önce
Yaygın kanının aksine, emek ne kutsaldır ne de objektif bir değere sahiptir; değeri sübjektiftir, farklı türleri vardır ve emekçilerin varlığı girişimci sınıfına bağlıdır.
  • Emeğin kutsal olduğu veya yüceltilmesi gerektiği inancı, iktisadi hayatta yol alınmasını engelleyen temel bir problemdir.
  • Emek, farklı kullanım alanları ve nitelikleri (vasıflı/vasıfsız, meşru/gayrimeşru) nedeniyle tek bir kalıpta değerlendirilemez ve kutsallaştırılamaz.
  • Emeğin objektif bir değeri yoktur; değeri, piyasadaki arz-talep, yer, zaman ve katkı gibi faktörlere bağlı olarak sübjektiftir.
  • Emekçilerin varlığı büyük ölçüde müteşebbis sınıfına bağlıdır ve girişimciler, toplumların zenginleşmesi ve adaleti için hayati öneme sahiptir.
Türkiye Gazetesi
Emek kutsal mıdır?
0:00 0:00
1x
a- | +A

Ülkemizde -hatta bütün dünyada- emeğin kutsal olduğu yolunda derin bir inanç ve buna uygun bir retorik var. Hemen her çevre tarafından emek yüceltilmekte. Genel olarak söylersek, sağcısı da solcusu da bu hususta aynı fikirde. Daha ileri giden sosyalistler emeğin tek veya esas üretim faktörü olduğunu ve emekçilerin ana rakibine -yani burjuva sınıfına- karşı ahlaki bir üstünlük taşıdığını da iddia etmekte. Bu yüzden, emekçilerin, bir proletarya diktatörlüğü içinde, geçici de olsa, toplumlara egemen olmaları gerektiğini öne sürmekte…

Aslında emeği kutsal olarak gören ve yücelten görüşün ve söylemin netice itibarıyla başkalarının yanında çalışan ve emeğini kiralayarak geçimini sağlayan biri olarak bu satırların yazarının da hoşuna gitmesi gerekir ve beklenir. Öyle ya, emekçiyiz ve sadece güçlü değil aynı zamanda daha baştan tamamen haklıyız ve ahlaki olarak üstünüz! Ne var ki meseleye böyle bakış bazı temel problemleri taşımakta ve tekrarlamakta.

En temel problem emeğe atfedilen kutsallık. Emek kutsalsa emeğin sahibinin de bir anlamda kutsal olması icap eder. Oysa emek ne kutsal ne de yücedir. İktisadi hayatta emeğe veya başka bir üretim faktörüne kutsal muamelesi yaparak yol alınamaz…

Ayrıca, emeğin farklı kullanım alanları vardır. Bir kimsenin kendi işinde harcadığı emek ile başkalarının yanında çalışarak harcadığı emek birbirinden farklıdır. İkincisinde kişi emeğini bir işverene bir ödeme karşılığında kiralamaktadır. Yıllar içinde kazanılmış becerilere dayanan vasıflı emek ile hiçbir bilgi ve beceriye dayanmayan vasıfsız emek birbirlerinden tamamen farklıdır. Bazı emekler takdir edilirken diğer bazıları toplumdan dışlanır. Meşru işlerde kullanılan emek ile, gayrimeşru işlerde kullanılan emekten de söz edilebilir. Meşru mu gayrimeşru mu olduğu tartışmalı işlerde harcanan emek de karşımıza çıkabilir. Bu yüzden, bütün emekler aynı kapta değerlendirilemez ve emek kutsallaştırılamaz, yüceltilemez...

Bir diğer sorun, çoğu zaman emeğin sanki objektif bir değere sahip olduğunun düşünülmesidir. Bu anlayışa göre, emeğin, her zaman, her yerde, her şart altında aynı veya hemen hemen aynı kalması gereken bir objektif değeri vardır. Bu değerin karşılığı da emeği kiralayan, kullanan kişiler veya işverenler tarafından emeğin sahibine ödenmelidir.

Oysa hayattaki birçok şey gibi emeğin de objektif bir değeri yoktur. Emeğin değeri subjektiftir. Emeğin değeri yaşanan yere, zamana, yapılan işe, üretime katkısına ve diğer şartlara bağlı olarak değişebilir. Emeğin değeri de piyasada genel olarak geçerli arz-talep kanununa tabidir. Mesela 2023 depreminin yaşandığı bölgede inşaat ustası çalışma fiyatları şu anda ülkenin diğer yerlerindeki fiyatlardan yüksektir. Bunun sebebi söz konusu bölgede bu vasıflara sahip insanlara duyulan yoğun ihtiyaçtır. Dolayısıyla, insanların ihtiyaç hissetmelerine bağlı olarak emeğe duyulan talep de emek fiyatlarını belirlemede çok etkilidir.

Son olarak, vurgulamak gerekir ki, emek ve emekçiler her ekonomik sistemde ve bütün siyasi rejimlerde vardır. Ancak, emek dâhil bütün üretim faktörlerini değişik bileşimlerde bir araya getirerek yeni ürünler üreten veya eskiden beridir üretilmekte olan ürünleri daha düşük maliyetlerle ve daha kaliteli olarak üretme yolunu açan müteşebbis sınıf sadece kapitalist ülkelerde mevcuttur. Aslında başkaları için çalışan emekçilerin varlığı da büyük ölçüde bu sınıfın varlığına bağlı ve bağımlıdır. Girişimci sınıfın olmadığı toplumlar fakir ve adaletsiz olmuştur. Bu durumda müteşebbis sınıfın da önemli ve değerli olduğunun altını bilhassa çizmek gerekir…

Emeğin kutsal olduğu yolundaki söylem ne kadar çok ve kuvvetli tekrarlanırsa tekrarlansın, gerçek bellidir. Emek ne kutsaldır ne de objektif bir değere sahiptir.

Atilla Yayla'nın önceki yazıları...

ÖNE ÇIKANLAR