Gazze’de ateşkes anlaşmasının imzalanmasından ve İsrail saldırılarının bir ölçüde olsun durmasından sonra iki ilginç gelişme vuku buldu. Bunların ilki Gazze’de iki yıldan beridir ilk defa pazar kurulmasıydı. İkincisi insanların bir bankanın önüne gitmesi, hesaplarını kontrol etmeye ve bankadan para almaya çalışmasıydı. Kuşku yok ki her ikisi de zor işlerdi. Pazar hayli sınırlıydı ve teknik yetersizliklerden dolayı banka işlerini çok az kişi halledebildi.
Bu vaka bize insanların yaşaması açısından hangi beşerî müesseselerin hayati değere sahip olduğu hakkında iyi bir fikir vermektedir. Bunlar iç içe geçmiş vaziyette pazar ve paradır.
Olağan şartlar altında pazarlar devamlı var olduğu ve işlediği için pazarların büyük öneminin farkına nadiren varırız. Oysa, pazarlar insanların hem hayatta kalabilmesi hem de refah seviyesini yükseltebilmesi açısından çok mühim ve değerlidir. Pazar insanların esas itibarıyla alışveriş ilişkilerine girdiği her yer ve ortamdır. Eskiden olduğu gibi belli fiziksel mekânlarla sınırlanamaz. Mesela günümüzde sanal pazarlardan da söz edilmektedir. Ancak, pazar, esas anlamı itibarıyla ve orijinal olarak, insanların bir araya geldiği ve yüz yüze ticari ilişki kurduğu fiziksel mekânlara verilen isimdir.
İnsanlar pazarlarda birbirleriyle ekonomik ve ticari ilişkilere girer. Ne var ki pazar sadece ekonomik ilişki vasatı olmaktan uzaktır. Pazarlar aynı zamanda birçok insan için bir genel insani ilişki ve sosyalleşme ortamıdır. Bu gerçekleri mesela bir küçük ilçede kurulan pazarları ve insanların birbirleriyle ilişkilerini gözlemleyerek anlamak mümkündür. İnsanlar pazarlarda sosyalleşir, olan bitenden haberdar olur. Dertlerini ve projelerini paylaşır. İhtiyaçlarını karşılar. Pazar bireysel insanın yapma ve üretme kapasitesinin çok üstünde bir zenginliğe sahiptir. Pazarda insanlar kendi ürettiği şeyleri fiilen veya potansiyel olarak başkalarının ürettiği şeylerle değişir, mübadele eder. Bu hâliyle pazar herhangi bir şahsın veya halkın değil tüm insanların buluşudur. Ortaya çıkmasında insani tecrübe hayati rol oynamıştır.
Pazar ilişkilerinin daha akıcı hâle gelmesini ise para sağlar. Para da genellikle sanıldığının aksine Lidyalılar tarafından keşfedilmemiştir. Dünyada birden çok yerde aynı veya yakın zamanlarda devreye girmiştir. Mal para sisteminden kıymetli madenlere, madenlere bağlı paraya ve en sonunda günümüzdeki itibari paraya doğru ilerlemiştir...
Pazar, bir arabaya konan motor yağının motor parçalarının birbirine zarar vermeden çalışmasını sağlaması gibi, pazar ilişkilerinin hızlı bir şekilde işlemesini sağlar. Bu yüzden pazar demek bir anlamda para demektir. Mala-mal mübadele döneminden para-mal-para mübadele dönemine geçilmesi insanlık tarihindeki en büyük gelişme ve ilerleme adımlarından biridir. Para insan hayatının vazgeçilmezlerindendir. O kadar ki, insan hayatındaki tüm kötülüklerin sebebi ve kaynağı olarak parayı gören ve parayı kaldırmayı ve böylece yeryüzünde cenneti kurmayı vadeden uçuk-kaçık birçok görüşe ve iddiaya rağmen para insan hayatının kalıcı unsurlarındandır.
Para elbette, günümüzde, kendi başına bir değere sahip değildir. Para sadece bir değer ölçme, tasarruf yapma ve mübadele aracıdır. Büyük önemi yüzünden para işleriyle uğraşan finans sektörü de ekonominin hayati parçalarındandır. Sağlam ve işleyen bir finans sistemi sağlıklı bir ekonomik hayatın ön şartıdır. Her ne kadar zamanımızda para devletle çok bağlı ve bağımlı hâle gelmişse de paranın önemi ve fonksiyonları azalmamıştır.
Bu çerçeveden bakıldığında, Gazze’de insanların ilk fırsatta pazar kurması ve finans işleriyle meşgul olması gayet iyi anlaşılır. Bunların yapılması hayatı normalleştirme çabaları ve adımları olarak görülebilir.
Atilla Yayla'nın önceki yazıları...