Seçimler ve partilerin durumu

A -
A +

Mart ayının son günü gerçekleştirilen genel mahallî seçimler elbette katılan siyasi partiler açısından da değerlendirilmeli. Bu çerçevede özellikle AK Parti ve CHP‘nin durumu büyük önem arz etmekte.

 

Hiç şüphe yok ki seçimlerden en büyük kazançla çıkan parti CHP oldu; 30 büyükşehirden 14’ünün belediye başkanlığını kazandı. Oy oranını da Ecevit’ten beridir ilk defa yukarılara taşıdı ve yüzde 37,5’e ulaştı. Yıllardır ilk defa seçimden birinci parti olarak çıktı. Buna ilaveten, özellikle İstanbul ve Ankara’da daha önce pek benzerine rastlamadığı bir başarıya imza atarak ilçe belediye başkanlıklarının büyük çoğunluğunu kazandı. Bana öyle geliyor ki başarı parti idarecilerinin de beklemediği kadar büyük oldu.

 

2019 genel mahallî seçimleri ile 2024 genel mahallî seçimlerinde AK Parti ve CHP tarafından alınan oy sayısına ve oranlarına bakarak durumu daha iyi anlayabiliriz. 2019’da AK Parti yaklaşık 19,7 milyon oy alırken CHP 13,2 milyon oy topladı. AK Partinin oy oranı yüzde 42,7 iken CHP’nin oy oranı yüzde 28,5 oldu. 2024’te AK Parti yüzde 16,3 milyon oyla yüzde 35,4’te kalırken CHP 17,3 milyon oyla yüzde 37,7 oranını yakaladı. Yani AK Parti’nin oyları yaklaşık 3,4 milyon azalırken CHP’nin oyları yaklaşık 4 milyon arttı. Katılım oranları bakımından da iki seçim arasında farklar var. 2019’da katılım oranı yüzde 84,4 iken bu oran 2024’te yüzde 78,5’e düştü. 2019’da 46,2 milyon geçerli oy vardı. Geçerli oy sayısı 2024’te de 46 yaklaşık milyondu. Yani seçmen sayısı artmasına rağmen katılım artmadı, yaklaşık altı puan azaldı. İstanbul özelinde bakıldığında da her iki partinin adayının da önceki seçimdekine nispetle oy kaybına uğradığı görülmekte. İmamoğlu 2019’da 4,74 milyon ile yüzde %54,22, Yıldırım ise 3,93 milyon oy ile yüzde 45.00 idi. 2024’te ise 4,32 milyon oyla ve yüzde 51,14 ile İmamoğlu 3,4 milyon oy ve yüzde 39,59 ile Kurum geldi. Aşağı yukarı her iki partinin oylarında da aynı rakamlarda oy azalması var.

 

Bu sonuç nasıl izah edilebilir? Ortada açık bir gerçek var: Bazı faktörler CHP’nin oylarının artmasına katkıda bulunurken diğer bazı faktörler de AK Parti’nin oylarının azalmasına sebep olmuş. CHP açısından en başta geleni elbette DEM ile ittifak. Nitekim DEM’in kendi adayına İstanbul’da yaklaşık yüzde 2 oy çıktı, ki bunun anlamı, DEM tabanının, İstanbul’da, parti politikasına uygun olarak, İmamoğlu’na yönelmiş olması. CHP ile DEM arasındaki bu iş birliğinin hemen hemen bütün Türkiye’de yapıldığını da hatırda tutmakta fayda var. Bir diğer faktör İyi Parti tabanının bir kısmının, özellikle Erdoğan nefretiyle hareket edenlerin, partiden uzaklaşarak CHP’ye oy vermesi. Böylece radikal Türk milliyetçileriyle radikal Kürt milliyetçileri bir ittifak içinde buluşmuş oldu.

 


AK Parti açısından bakıldığında katılım oranının düşmesinin partinin aleyhine işleyen bir faktör olduğu düşünülebilir. Zira CHP seçmeni her halükârda sandık başına gider ve kim aday gösterilirse gösterilsin partisine oy verirken, merkez sağ seçmen olarak AK Parti tabanı aynı durumda değil. Muhtemelen bazı seçmenler sandık başına gitmedi ve giden bazı seçmenler de CHP’ye oy verdi. Bir diğer faktör Yeniden Refah Partisi. Bu parti de AK Parti’den bir miktar oy çekmiş olabilir.

 

Şimdi AK Parti’ye düşen partinin hatalarını ve kısa ve uzun vadeli problemlerini masaya yatırmak. CHP’ye düşen ise partiyi dar Kemalist kalıplardan nasıl kurtararak daha geniş halk kitlelerine açabileceğini düşünmek. Özellikle de DEM ile ittifakın yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlayacak sonuçlarını halka nasıl izah edeceği üzerine kafa yormak.

 

Bütün Müslümanların Ramazan Bayramı’nı tebrik ediyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Salih11 Nisan 2024 05:22

Defalarca söz vermesine rağmen süresiz nafakayı kaldırmaması,6284'getirmesi ve aşırı kadın istihdamının ekonomiyi sıkıştırması