Yarın başka bir gündür!..

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya ziyareti öncesinde hafta başında AK Parti Grup Toplantısında İsrail’e yönelik yaptığı açıklamalarından bazı Alman siyasetçiler ve gazeteciler oldukça rahatsız.

 

Konuşmasında “Buradan Netanyahu’ya sesleniyorum” diyen Sayın Erdoğan “Sende atom bombası var mı yok mu?.. Sıkıysa açıkla ama açıklayamaz. Ey İsrail!.. Sende atom bombası, nükleer bomba var ve bununla tehdit ediyorsun. Bunları biz biliyoruz. Artık ecelin geliyor. İstediğin kadar nükleer bombaya sahip ol, neye sahip olursan ol ama gidicisin…” demişti.

 

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması sonrasında yaptığı yorumuyla ilgili bir soruya cevap verirken; "İsrail bir demokrasidir ve insan haklarına ve uluslararası hukuka bağlı olan ve buna göre hareket eden bir ülkedir. Bu nedenle İsrail'e yönelik suçlamalar absürt" ifadelerini kullandı.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın farklı tepkiler bulan Almanya ziyaretini “yılın en zor ziyareti” olarak nitelendiren Alman Bild gazetesi de “İsrail’e kin duyanın Berlin’de ne işi var?..” değerlendirmesini yapmıştı.

 

İsrail’in Gazze’yi işgal ve soykırım yaparak Filistinlileri bölgenin dışına sürme hamlesi Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)’nin bir sayfasıdır. Gazze işgali; 2000 yılında Richard Perle ve ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney ve birlikte 7 kişi tarafından A. Clean Break ismi ile hazırlanan raporun uygulamasıdır. Planın uygulanması için barış yolunu terk ederek savaş yolunu seçmeyi öngören bu raporu o tarihte Benjamin Netanyahu’ya verdiler.

 

Netanyahu’nun bugün Gazze’de yapmaya çalıştığı o günkü projesinin bir parçasıdır.

 

Saldırı planını sahada meşrulaştırmak(!) için uğraşan bir aktörü ise her fırsatta Türkiye'ye abluka uygulayan Alman Bild gazetesidir. Başta Bild ve Welt Grubu olmak üzere 30’un üzerinde ülkede 150’den fazla gazete ve dergiye sahip olduğu söylenen İsrail hayranı Axel Springer’dir.

 

Axel Springer’in İsrail hayranlığı geriden geliyor?

 

24.06.2021 tarihinde medyaya ilginç bir haber yansıdı. İsrail güçlerinin saldırılarında 66'sı çocuk 248 Filistinlinin şehit düşmesi üzerine Almanya'da da İsrail karşıtı çok sayıda gösteri yapıldı.

 

Bu gösterilerin ardından Axel Springer'in üst yöneticisi Mathias Doepfner,16 bin şirket çalışanına verdiği görüntülü mesajında şunları söyledi:

 

"Size karşı çok açık konuşuyorum. Almanya'da da İsrail karşıtı çok sayıda gösteri oldu. İsrail'le ilgili sorunu olan, özellikle Yahudi karşıtı bir kişi son gösterilerden sonra kendine yeni bir iş bulmalı... Meydanlardaki bu tür antisemitik saldırgan hareketleri kabul etmiyoruz. Şirketimizin İsrail yanlısı duruşunu desteklemeyenler ayrılabilirler."

 

Axel Springer'ın kurumsal sitesinde Şirket Prensipleri başlığında(*) “Almanlar ve Yahudiler arasında mutabakatı uzlaşmayı sağlamaya teşvik etmek ve İsrail Devleti'nin hayati çıkarlarını korumak" ifadesi yer alıyor.

 

Filistin böylesine çok yönlü bir saldırı altındadır.

 

ABD’nin “Şifa Hastanesinde Hamas olduğu yönünde istihbaratımız var” diye saldırıya kapı aralamasının ardından İsrail, hastanenin ameliyathane, hasta kabul, doğumhane binalarına saldırdı. Hastane bahçesindeki sivilleri kurşunlayıp çok sayıda sağlık personelini sorguya alırken bazılarının ellerini ve gözlerini bağlayarak bilinmeyen bir yere götürdü.

 

Saldırganlar hastanede bir şey bulamadıklarını açıklamak zorunda kalınca gelen eleştiriler üzerine Beyaz Saray yaptığı açıklamada “Hastane baskını İsrail’in planladığı kendi prosedürüne uygun operasyonlardır” dedi.

 

Yani bizim ilgimiz yok(!) diyor. Sonra da dünyaya parmak sallayarak cinayet ortaklıklarını tehditle örtbas etmeye çalışıyorlar.

 

Ama tepkiler büyümekte, İsrail ve ABD’ye nefret çığ gibi artmaktadır. Enkazda ellerini açıp “Ya Rabbi… Ya Rabbi…” diye yakaran beş yaşındaki çocuğun yakarışı karşılıksız mı kalacak zannediyorlar?

 

Yarın başka bir gündür!.. Akıttıkları kan gölünde boğulacaklar.

 

…..

 

(*) (http://www. Axelspringer. /en/artikel/Corporate-principles-for-a-liberal-world-view_40575. html)