Siyaset ve suç: Uzan’dan İmamoğlu’na mı?

A -
A +

Siyaset Biliminde ve Anayasa Hukukunda pek gündeme alınmayan bir konu hakkında 12 Ocak 2023’te bir yazı yayınlayarak siyasi partilerin meşruiyet şartlarını ele almıştım(*) Yazıda hangi oluşumların siyasi parti adı altında yapılanmış olsa bile meşru bir parti olarak görülemeyeceğinden bahsettim. Bunlardan biri, suç işlemek üzere siyasi bir yapı oluşturmaktı. Siyasi pozisyonları yaygın biçimde adi suçlar işlemek için kullanmanın siyasi meşruiyeti ciddi biçimde erozyona uğratacağı açık bir gerçek.

 

Türkiye siyaseti suçlardan kurtulma aracı olarak doğan bir siyasi partiye Cem Uzan ve Genç Parti ile şahit oldu. Uzan ülkenin en zengin iş insanlarındandı. Star Gazetesi, Star TV, Süper FM gibi medya kuruluşlarının da sahibiydi. 2002 yılında Genç Parti'yi kurarak siyasete girdi. 23 Ağustos 2002’deki parti kongresinde genel başkan seçildi. Genç Parti, 2002 genel seçimine katıldı ve %7,25 oy aldı. Baraj yüzde on olduğu için Meclis'e giremedi. Uzan milletvekili olabilseydi bir dokunulmazlık zırhına kavuşacak ve belki de suçlarını siyasetle perdeleyebilecekti.

 

Uzan, İmar Bank’ta hesap açan insanların paralarını çaldı. Yolsuzluk ve usulsüzlüklerinin ardından Uzan ailesi şirketlerine 2004 yılında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından el kondu. Uzan, işlerin kötüye gittiğini ve adaletin yakasına yapışmak üzere olduğunu gördü. Genç Parti için seçim kampanyasında halka bedava döner de dağıttığı mitingler ile destek toplamaya çalıştı. 2008 yılında İmar Bankası soruşturması kapsamında hakkında dolandırıcılık ve zimmet suçlarından dava açıldı. 29 Mart 2013’te, İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi, Uzan’ın bankaya ait toplam 1 milyar 468 milyon 240 bin 378 TL’yi “zimmetin açığa çıkmasını önleyecek hilelerle nitelikli biçimde kendisine ve diğer Uzan aile mensuplarına aktardığına” karar verdi. Uzan, 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı...

 

Benzer bir vaka Ekrem İmamoğlu olayı ile karşımıza çıkmakta olabilir mi? İddialar ciddi ve vahim. Buna göre İmamoğlu 2014’te Beylikdüzü ilçesi Belediye Başkanlığında bir suç şebekesi kurdu. 2019 İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini kazanmasının ardından Beylikdüzü’ndeki ekibini İstanbul Büyükşehir’e taşıdı. Hakkında MASAK raporları, vergi denetmenleri incelemeleri, banka hesapları ile tespit edilen usulsüzlükler ve çoğu CHP’li olan ihbarcılar ve şikâyetçiler tarafından yapılan ihbarlar ve dile getirilen şikâyetler var. Çok sayıda rüşvet, yolsuzluk, irtikap işlemleri gerçekleştirdiği öne sürülmekte. İmamoğlu’nun başında olduğu bu suç örgütü, yine iddialara göre, yaklaşık 500 milyar liralık yolsuzluğa imza attı. Belediye kaynaklarıyla güçlü bir medya grubu oluşturdu. İmamoğlu çok başarısız bir belediye başkanı olmasına rağmen Erdoğan’a karşı seçim kazanabileceği umudunun katkısıyla tanınırlığı arttı. Bunu bir çeşit dokunulmazlık zırhı olarak gördü ve kullanmaya başladı. Böylece siyasi yapılanmaların ve siyasi statülerin suç işlemek için kullanılmasının bir başka tipik örneği oluşma yoluna girdi...

 

Bana öyle geliyor ki, CHP bu olayda sadece bir araçtı. Vakanın ana kaynağı, İmamoğlu’nun tabiatı. Aynı şeyleri bir başka partide de rahatlıkla yapmaya kalkışabilirdi. İmamoğlu’nun tutuklu yargılanması eleştirilebilir. Ancak, delil gizleme ve yok etme faaliyetine girişebileceği şüphesi de makul sayılabilir. Nitekim, İmamoğlu cep telefonunu savcılığa teslim etmedi. Bulunan cep telefonunun şifresini de adli makamlara vermedi. Bu da gizlemek istediği şeyler olduğunun bir işareti olarak yorumlanabilir…

 

Yargılamalarda masumiyet karinesi esastır. Sanıklar suçlu oldukları ispatlanıncaya kadar masumdur. Bu yüzden, İmamoğlu mahkûm edilene kadar masum olduğunu kabul etmek gerekir. Fakat, yargılamada iddialar ispatlanır ve İmamoğlu’nun suçlu olduğu tespit edilirse, bu, Uzan olayına benzer bir siyaset ve suç ilişkisi vakası olarak tarihe kaydedilecektir.

 

.....

 

(*) https://hurfikirler.com/siyasi-partilerin-mesruiyeti-kurt-meselesi-ve-hdpnin-durumu/

 

 

 

 

 

Atilla Yayla'nın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.