Sağlık eski Bakanı ve Anavatan Partisi'nin kurucusu, rahmetli Turgut Özal'ın kurmaylarından Halil Şıvgın aradı. Telefonla Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler'e yazdığı mektubu okudu. Özel olmadığından, kamuyu ilgilendirdiğinden böyle bir ihtiyaç duymuş olsa gerek ki dikkat ve rikkatle dinledim. Etkilendim elbette. Konu önemli ve hayısever insaların heyecanlarını alacağından, duygularını inciteceğinden alâkaya muhtaç gördüm. Şöyle ki; Halil Şıvgın 6 vakıf kuruyor. İçlerinde Türk Cumhuriyetlerinden tutun, sağlık ve ekonomiyle demokrasiye kadar amaç edinmiş sivil toplum kuruluşları mevcut. Eşi Hâle Hanım da sorumluluk almış vakıflarda. Devletten tek kuruş yardım almamışlar, talepte de bulunmamışlar. Birikimlerini vakıflarda değerlendiriyor, bizzat talebelerden işittiğim "burs" bile veriyor fakir, ama çalışkan öğrencilere. Öteki vakıflar gibi kamunun yükünü paylaşıyor, fahri olarak hizmet veriyor. Bir bakıma da kendi parasını harcıyor, imkânını sarfediyor. Kamunun yükü, devletin hamallığı azaltılmalı Şimdi bu vakıflar kapatılması yahut yönetiminin azledilmesi için mahkemeye veriliyor. Halil Şıvgın'a göre bu tasarruf arzusu "siyasi maksatlı." Gerekirse yetkililer hakkında dava açmakla kalmayıp, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar gidebileceğini aktardı. Bundan da ülkenin zarar dîde olacağını belirtti. Çok doğru. AİHM zaten siyasi parti davalarını sivil toplum kuruluşları statüsünde değerlendiriyor, örgütlenmesine, amacını uygulamaya, özgürlüğünü zedelemeye mani bir hâl var mı ona bakıyor. Bu konuda dava kaybeden de yok. Mektup Sayın Mehmet Keçeciler'e Pakistan'a gitmeden önce ulaşıyor. Sayın bakan okuyor. İlgilenmesine gerek kalmadan, Mesut Yılmaz'ın bir talimatıyla Vakıflar Genel Müdürlüğü, taze Devlet Bakanı Nejat Arseven'e bağlanıyor. Nejat Bey Ankaralı bir hukukçu. Hakimlik de yaptı. Genç yaşında TBMM Başkanvekilliğinde de bulundu. Anavatan felsefesini iyi bilen biri olarak tanınır. Türkiye'de vakıflar Rahmetli Turgut Özal ile birlikte aktivite kazandı, sayıları arttı. ABD'de vakıflar Osmanlı'dan adapte edilerek, güncellik kazandırılmış ve hayatın her yanında hissedilir olmuş. Herkes vakıflarda gönüllü hizmet vermekte. Mutlaka belli bir zaman ve kaynak aktarmaktadır. Vakıf tarihçileri, Osmanlı dönemini anlatırken hemen akılda kalan örnekleri "göçmen kuşlara hizmet veren vakıflar" şeklindedir. Gerçekten Osmanlı Vakıf Medeniyeti günümüz batı dünyasına dahi bugün referans olmaktadır. Ufuk göstermektedir. Türkiye'de ise örgütlü toplum istenmediğinden Vakıflar'a da öteki sivil toplum kuruluşları gibi öyle sıcak bakılmamaktadır. Oysa bunlar "denetim" ile hizmetini artırır, güzelleşir, daha faydalı hale gelir. Oysa bugün için böyle değil. Hataların düzeltilmesi istenmez, hatta provoke edilir, tekrarlasın da gerekeni yapayım arzulanır. Batıda ise hatalardan kurtulmak için fırsat verilir, kaynak aktarılır, kadro tahsis edilir. Onun için batıda bürokrasi iktidarda değil, siyasi irade hükümettir. Keşke Sayın Şıvgın'ın vakıflarında bir eksiklik görülmüşse düzeltilmesi istenseydi. Fakat arka plân öyle değil. Keşke sadece Halil Şıvgın'ın vakfı olsa! Türkiye'de yaklaşık 5000 vakıftan 1000 kadarı, sudan sebeplerle mesela "yazışmalara geç cevap veriyor" biçiminde iddialarla ya kapatılması isteniyor ya da yönetimin azledilmesi! Sayın Nejat Arseven dikkat! 1000 davayı bekliyor şimdi mahkemeler. Adliyelerimizin yükü zaten azdı, daha iyi oldu! Üç beş sene de bunlar sürer... Şimdi Vakıflarla ilgili kanun değişiklikleri de TBMM'de. Bunlarla iyileştirme olmalı. Geriye gidilmemeli. Vakıflar Tüzüğünün 14. maddesi acımasız, mevzuat tekniğinden yoksun, dolayısıyla değiştirilmeli. Sayın Yüksel Yalova'ya bütün bunlar anlatıldı. Makul karşıladı. İstifasıyla hizmet Keçeciler'e kaydı. Şimdi o da bu görevi Sayın Nejat Arseven'e aktardı. Sayın bakan aynı zamanda insan haklarından sorumludur. Sözkonusu hususlar aynı zamanda insan hakkıdır. Çünkü azledilen bir vakıf yönetimi ömür boyu yasaklı oluyor. Siyasi yasaktan daha merhametsiz bir uygulama. Affa bile giremiyor. Şimdi Sayın Arseven Vakıflar yönetiminin bu uygulamasını durdurmalı ve dondurmalı, yeniden müzakere ettirmelidir. Ülkemizin ve insanımızın onca sorunu var iken böyle bir hukuksuzluk yapılmamalı. Ekonomik kriz yetiyor da artıyor bile. Yanlış hesap Bağdat'tan döner. Ancak bazıları da altında kalır. Neden olsun?