Yiğitler indi meydâne...

Seçim öncesinde vaadler peşpeşe yağıyor. Her seçim öncesinde olduğu gibi. Okul kitaplarını bedava vereceğiz! (Alkış!) Yaşamanın KDV'sini indireceğiz! (Alkış!) IMF politikalarını yırtıp çöpe atacağız, IMF'yi kovacağız! (Alkış!) Mazot fiyatını yarıya indireceğiz! (Alkış!) Cebinize iki anahtar koyacağız! (Alkış!) Borçlarınızı sileceğiz. (Alkış...) Hiç kimsenin aklına sormak gelmiyor: Nasıl? Nasıl Yapacaksın? Vaad etmek, söz vermek parayla değil ama verilen sözleri tutmak parayla. Bütçede kaynak yoksa ne okul kitaplarını bedava verebilirsiniz, ne mazot fiyatını düşürebilirsiniz. Kaynak dediğiniz de memba suyu gibi kendiliğinden gürül gürül fışkırmıyor yerden. "Herkesi bedava tıraş ettireceğiz... Bedava Ramazan erzağı dağıtacağız." vaadlerini duymamıza da az kaldı galiba. Cem Karaca o harika şiirinde -ve şarkısında- ne diyor: Yalan da olsa hoşuma gidiyor söyle. Allı pullu lâfları seviyoruz. Yuvarlak lâfları seviyoruz. Vaadleri seviyoruz. Biraz da hazırcıyız. Elektriği ucuzlatacağız. Herkesi ev sahibi yapacağız. Liseyi bitiren herkesi üniversiteye sokacağız. (Alkış, alkış, alkış...) Meydanlara biri çıksa da dese ki: Et, süt ve süt mamulleri ihtiyacımızda dışarıya bağımlı olmamak için hayvancılığı canlandırmak gayesiyle, kasabamızda, işsiz olduğunu beyân eden, 20 ilâ 60 yaş arası, kadın erkek herkese onar adet, bedelini kazandığıyla ve taksitle ödemek üzere, küçükbaş ya da büyükbaş hayvan vereceğiz. Şehrimizin çevresindeki bütün çıplak tepeleri ağaçlandıracağız, ağaç dikme işinde çalışanlara yevmiye olarak kuru erzak dağıtacağız. Yağmur yağdığında taşıp evlerinize, işyerlerinize ziyan veren Falan Deresi'ni siz hemşehrilerimin el vermesiyle çerden çöpten temizleyeceğiz. Çocuklarımızın okula gidiş gelişlerini tehlikeli hale getiren Filan Köprüsü'nü sağlamlaştırıp tahta korkuluklar yapacağız, hasta ya da sakat olmayan herkesi işe bekliyoruz. Biri çıkıp böyle dese, meydandan bir "Yuuh!" sesi mi yükselecek, diye merak ediyorum. Kimsenin de çıkıp böyle demeye niyeti yok ya zaten! Meydanlar vaadlerle dolu. Meydanlar alkışlarla dolu. "Yalan da olsa hoşuma gidiyor söyle" diyen alkışlarla. Eğer seçimlerde bu vaadlerin esrikliğiyle oy kullanırsak hüsrana uğrarız. Ellerimizi indirelim ve düşünelim: Devletin iç ve dış borçlarının faizleri vergi gelirlerini aşmışken bunlar ne diyor? Liderlerin ayakları yere basmaz oldu, liderler havalandı; bulunduğumuz coğrafya son derece netâmeli bir döneme girerken (bizim coğrafya da netâmeli dönemden hiç kurtulmadı) hiç değilse vatandaşlar akl-ı selim sahibi olmak, söylenen sözleri iyi tartmak zorunda. Ben oy vermek için en az vaadde bulunanları tespit etmeye çalışıyorum.