Okullar ve üniversitelerle bu köşede çok yer alır. Çünkü mesele çocuklarımız, çocuklarımızın eğitimi, geleceğimizle ilgili. Yarınımızla ilgili bir meseleden daha önemli ne olabilir ki? Hele bu alanda işler içinden çıkılmaz hale getirilmişse, en ufak bir iyileştirme teşebbüsünde, koltuklarını kaybetme korkusuna kapılanlar çığlık çığlığa bağırıyorsa, rejim elden gidiyor diye ortalığı ayağa kaldırıyorsa... Ama bu alandaki kalitesizlik ortada. Mutlaka ıslah edilmesi, yeni bir şekil verilmesi gerekiyor. Kalitesizlik o hale gelmiş ki, aşağıda bir okuyucumun verdiği tipik örnekteki gibi, çocuklarımız bazı yerlerde ehliyetsiz ellere teslim edilmiş... İşin sorumluları da hâlâ kılla, bezle uğraşıyor... "Üniversite hocaları, 2547 Sayılı yasadaki hükümlere göre hareket ederler. 2547 Sayılı Yasanın ilgili hükümleri, bir kişinin üniversitede ders verebilmesi için aynı branşta bir lisans, yüksek lisans, doktora diplomasına sahip olmasını şart koşuyor. Ayrıca 2547 Sayılı Yasada, 'bir hocanın ders verebilmesi için, en azından kendisinin eşdeğer bazda aynı branşta bir diplomaya sahip olması gerekir' denmektedir. Girdiği dersle hiçbir alakası olmayan ve bu konuda (Fizik alanında) bir ön lisans diploması bile olmayan M. T., Yüksek Lisans Diploması alacak olan Eğitim Fakültesi öğrencilerine Fizik ve Fizik Laboratuvarı dersi veriyor, yasadışı yolla ders ücreti alıyor, idare ile işbirliği içine girip, böyle bir olayı gerçekleştiriyor. Özellikle ve öncelikle belirtmek isteriz ki, Fizik alanında Lisans, Yüksek Lisans ve Doktora yapmış onlarca kişi bulunmasına rağmen, maalesef bu kişilere bu dersler verilmiyor... İşte bilim, işte film. Bizden ortaya çıkarılması, sizden yazması; karar halkımızın ve yetkililerin!.." Fazla söze gerek var mı? ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Evimizi terk edecek hale getirdiler İSKİ Genel Müdürlüğü'ne; Biz Feriköy Lala Şahin ve yan sokakları sakinleriyiz. Ama, "keşke olmasaydık" diyecek duruma geldik Son iki aydır İSKİ Beyoğlu Şube Müdürlüğü'nün bahçesinde yapılan çalışmalar sonucunda tozdan, dumandan, gürültüden artık bize fenalık geldi, ne yapacağımızı şaşırmış durumdayız. Burada bir şantiye oluştu, tatil demeden, bayram demeden, sabah akşam demeden toz ve gürültü üretiyorlar. Evimizde oturamaz hale geldik Bir cam veya kapı açamıyoruz, balkonda oturamıyoruz, tatilimizde evimizde uyuyamıyoruz; hatta hastamızı bile istirahat ettiremiyoruz. Çocuklarımızın pisikolojisi bozuldu, sabahın 7-8'inde kamyon ve dozer gürültüleri ile yataklarından sıçrayarak uyanıyorlar. Ama ne hikmetse, bu kamyon ve dozerler sivil araçlardan oluşuyor, sanırım bir taşeron firma şantiyesi oldu burası. Ama biz insanız insan, vergi ödeyen, devletini, ülkesini seven insanlarız. Türlü zorluklarla biriktirdiğimiz paralarımızla almış ve rahat edeceğimizi sandığımız evlerimizden bizi bezdirdiler, inanın çoğu komşularımız satmayı düşünüyor... İSKİ yetkilileri bir baksın, bahçedeki ağaçlar şu anda bembeyaz durumda tozdan; farzedin ki biz ağacız, çocuklarımız da fidan, yazık değil mi bize ve çocuklarımıza? Kendileri veya çocukları aynı pozisyonda olsa ne yaparlar, merak ediyoruz. İnsan sağlığı bu kadar ucuz mu? İSKİ oradan kalksın demiyoruz, ama bizi de boğmasınlar, ne olur. Feriköy halkı adına bir okuyucu - İSTANBUL ------------------------------------------------------------------------------------------------ Lütfen bizi aydınlatın Millî Eğitim Bakanı'nın dikkatine; Bizler üniversite sınavını bu sene kazanamayan kişleriz. "Gelecek senelerde sistem değişecek; lise1, lise 2 ve lise 3'te sınav olacak" diyorsunuz. Peki mezun olan öğrenciler nasıl sınava girecek? Okuma hakları ellerinden mi alınacak? 3 sene mi kaybedecekler, 3 sene boyunca sınava mı girecekler? İnsan 60 yaşına gelse ve okumak istese, bu sisteme göre okuyabilecek mi? Halkın bu konuda yadınlatılmasını istiyoruz... Merve /