Atatürk de eleştirilir ama hakaret etmeden...

Sesli Dinle
A -
A +

Türkiye’de orta yol yok. Herkes iftarla tefrit arasında. Aralarda gri renk olacağını düşünen sayısı az.

 

Siyasi konularda yorumlar da böyle. Herkes kendi ideolojisine göre davranıyor. Kimse haksız olduğunu düşünmüyor. Benim fikirlerim yanlış olabilir diye aklına gelmiyor. 

 

Türkiye’de iki hassas konu var. Biri din, diğeri Atatürk. Ülkemizde inanç özgürlüğü var. İsteyen istediği gibi davranıyor. Kimse kimseyi zorlamıyor. Ama inananlara küfreden sayısı haddinden fazla. Dinî inancı gericilik gibi gören zihniyet var. Hâlbuki ülkemizde son 80 yılda ilerlemenin esas kaynağı "dinci" diye küçümsenen sağ-muhafazakâr-milliyetçi kesim. Bana göre esas gerici kesim diğer taraf.

 

İnsanlar inananlara hakaret etmeden, onları eleştirebilirler. 28 Şubat’taki gibi devlet araçlarını ellerinde tutanlar inananlara zulmetmemeliler. Bu ülkede inanan dindarlar çok ezildi ve hor görüldü. 

 

Bir de Atatürk konusu var. Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk de sıklıkla tartışılır. Atatürk’ün adını kullanarak "Kemalizm" adı altında millete zulmedip darbe yapanlar oldu. "Laiklik" adı altında üniversitelerden başörtülü kızlar atıldı. Namaz kılanlar kamudan uzaklaştırıldı. 

 

Atatürk de herkes gibi eleştirilir ama hakaret etmeden. 1938’e kadar siyaseten yaptıklarına iyi ya da kötü denebilir. Devrimleri yanlıştı da denebilir iyi de denilebilir... Kimse Atatürk’ü sevmek zorunda değil. Ancak eleştirirken küfre başvurduğunuzda işler değişir. O zaman iş eleştirmekten çok hakarete girer. Bazen annesi Zübeyde Hanıma da hakaret ediliyor. Bunların hepsi yanlış... 

 

AK Parti’nin ilk 8 yıllık döneminde sağlıklı Atatürk eleştirisi çok yapıldı. Atatürk’ün kendisinden çok siyaseti tartışıldı. Mete Tuncay’dan Ahmet Demirel’e, rahmetli Zafer Toprak’tan Cemil Koçak’a önemli akademisyen ve fikir adamları 1919-1938 dönemini sorguladılar, övdüler ya da yerdiler.

 

Ortaya herhangi bir argüman koymayıp sadece küfrederek Atatürk’e saldırmak yanlış. Fikir konuşmadan ezber laflarla ortaya çıktığınızda madara olursunuz.

 

İleri demokrasi denilen şey tam de budur... Hoşumuza gitmeyen fikir ve görüşlerin de hakaret ve şiddete başvurulmadan söylenmesidir... 

 

Atatürk tabu değildir... Kimse kimseyi sevmek zorunda da değil. Sosyal medyada bazen tutuklamalar, gözaltılar oluyor bu konuyla alakalı. Kullanılan dile biraz daha dikkat etmek lazım. Atatürk’e yönelik en basit bir söze bile tutuklama doğru değil.

 

Kaldı ki bazı eski ve yeni CHP’li vekiller bile 1930’lı yıllarda Dersim’de yaşananları eleştirmiştir. Katliam diyen bile çıkmıştır. Dediğim gibi şahsi hakaret olmadan her şey söylenmelidir.

 

Türkiye’nin bu konuda daha alacağı çok yol var. Herkes kendi görüşünü en doğru sanıp diğeri tarafı yok sayıyor. Bu da ilerleme olmuyor. Hep denildiği gibi; “Sevgide serbestlik saygıda mecburiyet vardır.” Ana ilke bu olmalı...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Ahmet15 Kasım 2023 07:49

Malum yasa kaldırılsın hakikatlar ortaya çıksın yaşananların hiç biri olmaz. Zorla güzellik olmuyor