Dinamo hafif geldi

Avrupa Kulüpler kularından birini almaya uzun zamandır bu kadar yakın olmamıştık. Tuborg'un kendisini haftalarca Türkiye Ligi'nin zirvesinde tutacak bir kadro kurmuş olması ve bu sayede aylar öncesinden FIBA Champions Cup'a yönelik ciddi bir potansiyel oluşturması, organizasyonu da başarıyla İzmir'e aldırmasıyla birlikte herkesi ümitlendirmişti. Ne yazıkki olmadı. En az kendimiz kadar güçlü Fransız ekibine son saniyelerde yenilerek bugünkü final şansını kaçırdık. Kimilerine göre kilit bir - iki oyuncunun bekleneni verememisi ve yapılan basit hatalar, kimilerine göre hakemlerin tartışmalı bir kaç düdüğü, hatta kimilerine göre kupa yönetmeliği yüzünden Tuborg'un bir yabancı oyuncusunun tribünde oturuyor olması (Eğer Avrupa ülkelerinden birinden geliyor olsaydı sahada oynuyor olacaktı) sonuca etki etti. Önemli olan kıl payı kaçırılan fırsatın büyüklüğüydü. Tuborg, bir gün sonra üçüncülük için Dinamo Moskova karşısına çıkıp, rakibi kısa sürede sürklase etti. (33-14). Asım'ın daha ilk periyottaki 12 sayısı takımı rahatlatırken Ruslar'ı da teslim aldı. Maçın gidişatı daha ilk dakikalardan çizildi. Farkın 30 sayı üzerine çıkmasıyla son çeyrek, adeta formaliteye dönüştü. Rus savunması Fransız savunmasıyla kıyaslanamayacak kadar zayıftı gerçi, ancak temsilcimizin sahada ezici üstünlüğü tüm izleyenlere "Keşke ilk maçta da bu kadar etkili olabilseydik" dedirtti. Birinci ligdeki ilk sezonunda Avrupa'da iki Final - Four oynayan ve kupaya bu kadar yaklaşan Tuborg'u kutluyoruz.