Efes güle oynaya

A -
A +

Tekel antrenörü Serdoğan Ersözlü'nün maçtan önceki, "Efes'le oynamak çok zevkli olacak" açıklamaları Tekel'in güçlü rakibine kolay teslim olmayacağını gösteriyordu. Efes'in Kerem'siz, Langdon'suz 5'ine karşı oyuna oldukça kararlı başladıklarında, maçın sıkı bir mücadeleye sahne olacağını düşündük. Oyunun erken kırılma noktalarından biri Kaya - Pelle eşleşmesiydi. Kaya'nın hareketli Pelle'yi potadan uzak yerlerde savunmakta zorlanması beklenebilirdi. Pelle ise atletik fiziğiyle Kaya'yı pota altında savunabilirdi. Oysa tam tersi oldu. Kaya yıldızlaştığı ilk yarıda oyunda kaldığı 14 dakikada 18 sayı üretti ve Pelle'yi mükemmel savundu. Kenara alınmasa çok daha fazlasını atabilirdi. İkinci kırılma noktası, Tekel'in yetersiz takım savunmasıydı. İlk periyodda yedikleri 31 sayı (ilk yarıda toplam 55 sayı) maçı kazanmayı hayal haline getiriyordu, çünkü canla - başla savunma yapan rakiplerine 70'in üzerinde sayı atmaları pek de mümkün görünmüyordu. Yetersiz savunmaları, verimsiz hücum düzenleriyle birleşince (ilk 20 dakikada sadece 2 asist yapmaları herhalde bir rekordu) oyunun ikinci yarısı bir formalite haline geldi. Açılan farka rağmen Efes'in en ufak bir gevşeme göstermeden mücadeleye devam etmesi ve maçın her dakikasını ciddiye alması neden büyük takım olduklarını pek güzel açıklıyordu. Genç kadrolarının avantajlarını değerlendirdiler ve bütün oyuncularını kullandılar. Özellikle genç Valentin Pastal'ı izlemek bizim için keyifli oldu. Mükemmel bir ilk yarı oynayan Kaya'nın, ikinci yarıda bunun üzerine koyacak kadar dakika almasını da görmek isterdik açıkçası.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.