Ülkemizin düzelen ekonomik durumu her sektörde olduğu gibi basketbolda da etkisini gösteriyor. Takımların güçlenen bütçeleri sayesinde daha iyi kadrolar kurdukları ve dolayısıyla rekabetin daha çetin olacağı ilk haftasından görünen bir sezona adım attık. Basketbolumuz için hayırlı olmasını diliyoruz. F.Bahçe geçen yıl başlattığı hamleyi bu yıl daha da ileriye götürerek TBL finalini açıkça hedefleyen bir kadro kurdu. Sayı makinesi Mrsic'in yanına pota altı kozu Kambala'yı monte etti. Barış ve Erdal gibi etkili oyuncularına Hakan Demirel, Semih Erden gibi genç yetenekleri ekledi ve hem ligde, hem de FIBA Eurocup'ta iddialı duruma geldi. Planlarını İkinci Lig'de oynamaya göre yapmasına rağmen kendisini son anda sürpriz şekilde TBL'de bulan Beykoz'un ise çok daha mütevazı kadrosuyla hedefi, "ligde kalıcı olabilmek" sadece. Nitekim dünkü karşılaşmada TBL'de ilk baş antrenörlük yılını yaşayan Behçet Üner'in bütün çabasına rağmen iki takım arasındaki kapasite farkı Boğaz ekibinin F.Bahçe'yi zorlamasına meydan vermedi. Rakibi hiç küçümsemeden maça başlayan sarı-lacivertliler bütün güçlerini sahaya yansıtınca, ilk birkaç dakikalık süre içinde olay çözülüverdi (20-5) ve ilk periyot çok farklı bitti: 39-16. Beykoz'un pivotunu dışarı alıp kısalarak direnme hesapları da F.Bahçe'yi zorlamadı. Kambala ve Mrsic'in oynamadığı dönemde hücum etkinliğini biraz daha arttıran Boğaz ekibi farkı azalttıysa da yıldızlarını hemen tekrar sahaya süren F.Bahçe oyuna ağırlığını koyuverdi. Oyuna giren bütün F.Bahçeli oyuncular iyi oynadı. Sarı-lacivertliler karşısında ilk yarıda 61 sayı yiyen Beykoz sürklase olmuştu. Ancak ikinci yarıda daha iyi bir savunma mücadelesi verip bunun sadece yarısını (33 sayı) yediler. İkinci yirmi dakikayı sadece 6 sayı geride oynamalarında, F.Bahçe'nin farktan dolayı belli belirsiz vites küçültmesi de etkili oldu. İki yabancı hakkı daha bulunan Beykoz'un bütçesi elverdiğince uygun isimler getirmesi ve ilerleyen haftalarda takımın birbirine alışması performanslarını yükseltecektir. Bu maç gerçekçi bir ölçü olmasa da F.Bahçe bu sezon oynadığı her maçı kazanma kapasitesine sahip olduğunu gösterdi. Mrsic ve arkadaşları geçen sene bıraktıkları yerden devam ediyor. Tofaş'ta yetişen, Genç Milli Takımımızın uluslararası derecelerine önemli katkı yapan ve arada sonuçsuz kalan bir Amerika macerası yaşayan Hakan Demirel için, TBL'de F.Bahçe gibi büyük bir takımda oynamanın bulunmaz bir kendini gösterme fırsatı olduğunu düşünüyoruz. Aynı şey Semih Erden için de geçerli. Darüşşafaka altyapısından yetişen Semih de, dalgalı bir Partizan macerasından sonra büyük bir takımda kendisini ispatlama durumunda. Her ikisi de bu sezon kendilerinden epeyce söz ettireceklerdir. Kadroda başka gençler de var. Ligin zirve adaylarından F.Bahçe, Aydın Örs gibi değerli bir coach yönetiminde ilerleyen haftalarda çok etkili bir basketbol oynayacağını şimdiden belli ediyor.