Bana gelen mektupların büyük çoğunluğu, baştan sona övgü dolu... Bu köşedeki yazılarımı övüyorsunuz. Televizyon programlarımı övüyorsunuz, konuklarımı övüyorsunuz, yayınevindeki çalışmalarımı övüyorsunuz. Sağ olun var olun! Hak ediyorsam ne mutlu bana! Televizyon programımı haftada bir gün az ve süresi kısa diye eleştiriyorsunuz. Haklı olabilirsiniz ama bu konularda benim yetkim yok. Azla yetinmeyen çoğu bulamaz demekten başka sözüm yok. Geçen hafta gelen yüzlerce mektuptan biri haklı olarak eleştiriyor beni... Ankara-Mamak'tan yazan Havva Akpınarlı diyor ki: "Her programınız, birbirinden daha güzel! Size ve ekibinize çok teşekkür ederim. Yalnız, İstanbul dışında oturan bizlere, biraz haksızlık olmuyor mu? Biz de programlarınıza katılmak istiyoruz ama olmuyor." İster haklı olsun, ister haksız, işte böyle içinden geldiği gibi yazan hanımlara bayılıyorum. Ancak, şunu söyleyeyim ki, Konya'dan gelenler de çıktılar bizim programa, Safranbolu'dan gelenler de.. Kayserili hanımlarımız da gösterdiler dantellerini, Edirneli, Ardahanlı hanımlarımız da.. Biliniz ki herkese açık kapımız, herkese.. Bakınız işte, şu mektup Bayburt'tan gönderilmiş. Yazan Edibe Kovar.. "Yöremize ait ehram dediğimiz yünden yapılan bir kumaşımız var. Eskiden kadınlarımız giyerlerdi. Şimdi biz gençler, bu kumaştan çeşitli örtüler yapıyoruz. Mesela, masa örtüleri, sehpa örtüleri, fiskos ve yatak örtüleri.." Edibe hanım gibi, kendi yöresinin kumaşlarını nakışlarını, gelenek ve göreneklerini, dahası özel yemeklerini anlatan mektupları daha bir özel ve güzel buluyorum. Sevgi dolu mektuplarınıza binlerce teşekkürler. Evim, telefonum ve programım hepinize açık ve ben sizi çok seviyorum. NOT: Gözde DANTEL-1 bayram nedeniyle 15 Mart'tan itibaren bayilerde. Bugün ne pişirelim Yayla çorba, ciğer kavurma, iç pilav, revani